Frameby | Rainbow - Yorumlar
Ne sevimli bir yapım böylee. Keşke bizim de tüm sıkıntılarımızı unutturabilecek dev bir şeftalimiz olsa. Filmin hayal gücüne hayran kaldım.
Rainbow
Rainbow, Little Boy (2015) filmine bir yorum yaptı.
Çocuk kalbinin güzelliğini, inanca olan saf iyi niyetini, çok çok istersek her şeyin mümkün olabileceğini, hangi koşulda olursak olalım umudun kaybolmaması gerektiğini göstermiş. Çocuk'tan al haberi gibi :) Kıyıda köşede kalmasın izleyin efenim.
Rainbow
Rainbow, Damat Takimi (2017) filmine bir yorum yaptı.
Gerçek hayatta olsa koca koca adamların şu yaptıklarına bak şeklinde yaftalanacağı bu durum film olunca eğlenip, gülüp geçiyoruz işte. Muzip kıpır kıpır bir güldürü.
Rainbow
Rainbow, Yarım Ay (Niwemang) (2006) filmine bir yorum yaptı.
'' Ne kar ne de zarar Ölümden daha önemli değildir'' Yine yüreğimize oturan bir İran filmi. Müzikleri o kadar güzel ki hem sarsıyor hem de sarıp sarmalıyor. Enfess.
Celestine
Celestine Filmin müziklerini yapan Hossein Alizadeh'i çok dinlerim. Bu filmi de niyeyse çok seviyorum. Yönetmenin filmleri çok dokunaklı
Rainbow
Rainbow Evet canım baktım müziklerine, çok yanık çok içli değil mi, hayran kalınası.
Celestine
Celestine Hem de çok
Rainbow
Rainbow, Başlangıç (Inception) (2010) filmine bir yorum yaptı.
Filmi izlerken dağılıyorsunuz. Bir kara delik tarafından tutulmuş gibi. Nolan'ın en sevdiğim filmlerinden.
Rainbow
Rainbow, Çıldırış (The Jacket) (2005) filmine bir yorum yaptı.
Yavaş yavaş delirdim kimse fark etmedi'nin filmi.
İyi ki Miyazaki var ♡ iyi ki bu animesi var ♡ ve iyi ki tanıyıp izlemişim ♡ defalarca defalarca daha izlerim ❥
Rainbow
Rainbow, Mamma Mia! (2008) filmine bir yorum yaptı.
Üstad Samuel Johnson'un da dediği gibi "Tüm gürültüler içinde sanırım en çekilir olanı müzik" hayran kalınması bir müzikal.
Rainbow
Rainbow, Kon-Tiki (2012) filmine bir yorum yaptı.
Adamın içinde en güçlüsünden bir hırs sanırım biraz da kıskanılacak bir deli cesareti var. Zaten yaşıyorsa şu hayatı gözünü budaktan sakınmayan insanlar yaşıyor. Gerçek bir yaşamdan alınmış biyografi ancak bazı yerlerde durağan geldi bana tabi yine de genel anlamda sürükleyici bir maceraydı.
Mimiklerinde tam da babasını gördüğümüz Ali Sunal samimiyetiyle, sıcaklığıyla Usta'yı aratmayan başarılı bir oyuncu. Rolünü benimseyerek oynadığı çok belli. Vakit kaybı olmayan, karşımıza nadir çıkan sıcacık, eğlenceli bir film. Hak ettiği değeri pek görememiş ne yazık ki...İzleyeni, beğeneni çok olur umarım.
"Tanrı: Jan’ın eve dönmesini sen istedin…Seni sınamak zorundaydım. Jan’a olan aşkın sınanmalıydı." Ne kadar sarsıcı, sorgulamaya iten bir cümle..Hani diyor ya Mevlânâ 'Bu dünyada neyi çok istersen, o senin imtihanındır.' Kocası için kendini feda etmeye hazır olacak kadar delicesine seven, tutkulu bir kadının hazin yakarışları, çaresizliği, çırpınışları yumru gibi oturuveriyor boğazınızda. Ah Trier yine naptın sen bize diye sitem ederken buluyorsunuz kendinizi. Ayrı ayrı bölümlerden oluşan bu film sayfalarını kendiniz çevirdiğiniz roman gibi olmuş. Kitap okuyormuş havasında adeta. Bu yönünü çok sevdim. Sahne geçişlerinde kullanılan her bir müzik bizi birazdan göreceklerimize doğru sürükleyen ön hazırlık tadında. Aşka farklı bir yorum getiren bu güzel aynı zamanda sarsıcı yapımı, en doğru zamanda izlemenizi tavsiye ederim.
Şeriatın gölgesinde bastırılarak büyütülen, ezilerek yetiştirilen, toplumda söz sahibi olmayan kadınlardan sadece bir tanesinin gözünden, yaralı yüreğinden dünyaya bakıyoruz. Acı veriyor, parçalıyor bu biçarenin trajik öyküsü. O anlatıyor siz dinliyorsunuz. Usulca siliveriyorsunuz yüzünüze düşen yaşları. Artık tutamıyor içindekileri, dökülüveriyor itirafları, sırları, hisleri, düşleri, umutları, istekleri. Belki de hayatında ilk defa karısını dinleyen felçli kocası birden sabır taşı oluveriyor bu zavallı kadıncağızın. Ne hayatlar var. Hayat demeye bin şahit lazım! Üzücü, yürek burkan bir gerçek. İzleyiniz.
Pedagoji düzelirse zaten böyle eğitim aşkıyla coşan, hayat dolu, optimist eğitimciler sayesinde olacak. Ki onların da sayıları azalıyor, (ya da kasten azaltmaya çalışıyorlar! ) ' Her şeye rağmen ayakta kalabilen güzel öğretmenlere, sevgilerle' diyorum ben de.
Rainbow
Rainbow, Melankoli (Melancholia) (2011) filmine bir yorum yaptı.
İzlemeye hiç cesaretim olmayan, her seferinde ertelediğim bu filmi izledim sonunda. Oh bee! Bunalabilirsiniz evet, içiniz kararıp sıkılabilirsiniz. Ölüm korkusu taşıyan bir çaresizin çırpınışlarında kendinizi görebilirsiniz. Amaaan nasıl olsa öleceğiz neden bu panik, hırçınlık, telaş diyemiyorsunuz bile! Oturup paşa paşa karanlık bir merak duygusuyla izliyorsunuz. Diğer taraftan hayatta olmanın ya da olmamanın onun için bir farkının olmadığı hatta ölümde huzur bulan bir biçarenin yerine koyuyorsunuz kendinizi. İstediğini sandığı aslında istemediği hayattan kaçmaya çalışan, etrafında onu anlıyormuş gibi davranan aslında zerre hiçbir şeyden anlamayan insanlara artık daha fazla tahammül edemeyen, bir şeyleri yapıyor olmak seviyor olduğu anlamına gelmeyen, yaşamak zorunda olduğu için yaşayan, döngünün akışına kapılan bir kız oluveriyorsunuz. Dünyayı yaşanmaya değer görmeyen -boşvermişlik midir artık aldırmazlık mıdır- bu varlığın zihninin içinde dolana dolana bir hal oluyorsunuz. Depresyon ustası Trier rüya gibi bir yapım hazırlamış. Atmosferi de, oyuncuları da, titrek kamera çekimleri de tam da filmin adı gibi. Herkese hitap eder mi bilemiyorum ama farklı bir bakış açısı yakalamak adına izlemelisiniz. Çünkü şunu hepimiz de biliyoruz ki GEZEGENLER RUH HALLERİMİZİ ETKİLER.
Rainbow
Rainbow, Müdür (Sorkhpoost) (2019) filmine bir yorum yaptı.
Kariyerinde yükselme şansı yakalayan hapishane müdürünün bir kargaşada vicdanın sesini mi dinlemesi gerektiği yoksa kanunun hükmüne mi uyması gerektiği ikilemini anlatan yapım. İşi gereği ciddi, zeki ve şüpheci olan bu adamın vicdan muhasebesini güzel anlatmış film. İzlediğim en canlı renk paletlerini kullanan İran filmlerinden birisi.