Dalgalari asmak (Breaking the Waves) (1996)

Dalgalari asmak (1996)Breaking the Waves

Puan 8.1 / 10
Senin Puanın
Yönetmen
Dil
İngilizce
Ülke
Danimarka
Süre
159 dakika
93
5
214
147
Rainbow profil fotoğrafı
Rainbow
"Tanrı: Jan’ın eve dönmesini sen istedin…Seni sınamak zorundaydım. Jan’a olan aşkın sınanmalıydı."
Ne kadar sarsıcı, sorgulamaya iten bir cümle..Hani diyor ya Mevlânâ 'Bu dünyada neyi çok istersen, o senin imtihanındır.' Kocası için kendini feda etmeye hazır olacak kadar delicesine seven, tutkulu bir kadının hazin yakarışları, çaresizliği, çırpınışları yumru gibi oturuveriyor boğazınızda. Ah Trier yine naptın sen bize diye sitem ederken buluyorsunuz kendinizi. Ayrı ayrı bölümlerden oluşan bu film sayfalarını kendiniz çevirdiğiniz roman gibi olmuş. Kitap okuyormuş havasında adeta. Bu yönünü çok sevdim. Sahne geçişlerinde kullanılan her bir müzik bizi birazdan göreceklerimize doğru sürükleyen ön hazırlık tadında. Aşka farklı bir yorum getiren bu güzel aynı zamanda sarsıcı yapımı, en doğru zamanda izlemenizi tavsiye ederim.
error_outline
neredeyse 3 yıl önce
slymndgn profil fotoğrafı
slymndgn
Trierciler harici yorum yapmasın bence film zor bi film anlamayan burda cinsellik falan demiş
error_outline
yaklaşık 8 yıl önce
eskon profil fotoğrafı
eskon
her von trier filminde olduğu gibi karanlık veriyor insanın ruhuna. kadın ve cinsellik, yine her von trier filminde olduğu gibi burada çok kullanılıyor
error_outline
8 yıldan fazla önce
EDITOR profil fotoğrafı
EDITOR
AÇIK AÇIK EROTİK Öyle dram, romantik, konulu gibi türlere girdirildiğine aldanmayın, bildiğiniz erotik işte. Sadece böylesi film arayanlar için!
error_outline
neredeyse 9 yıl önce
potakal profil fotoğrafı
potakal
sen nasıl bir şeysin öyle
error_outline
neredeyse 9 yıl önce
MinDFoRCe profil fotoğrafı
MinDFoRCe
oldukça acıklı bir drama. tutkunun ve aşkın peşindeki bess, bir kadının neleri göze alabileceğini gösteriyor. ve bir ortaçağ karanlığının atmosferinde gerçekleşen bu hikayede aşkın ve tutkunun bedeli çok daha ağır oluyor..insanın boğazına düğüm atabilen filmlerden biri. trier europa'da yaptığını yine yapıyor: yine iyi-saf kolay incinen bir insanın çöküşünü izliyoruz. ama bu sefer çöküşün nedenleri farklı. europa'da almanya'da ikinci dünya savaşı sonunda iktidardan düşmesine rağmen toplum psikolojisinde hala yaşayan faşizm baskı unsuru iken burada ortaçağ'dan kalma geri bir kilise cemaati ve tutku/aşk ikilemi baskı unusuru oluşturuyor. sonucunda da yine başına gelenleri hak etmediği halde onlarla boğuşmak zorunda kalan bir ''iyi'' karakter izliyoruz. çok iyi bir film. emily watson'a da bir yıldız atmak gerek.
error_outline
neredeyse 10 yıl önce