"The Baztan Trilogy" yani üçlemenin son filmiydi. Soruların cevaplanması adına muradıma erdiğim son film oldu. Hâlâ daha aynı düşüncedeyim. Çok şey anlatmaya çalıştığı için keşke dizisini yapsalarmış daha iyi olurmuş. İki sezonu heyecanla, tıkanmadan, uzatmadan devirirdi. Diğer iki filmdeki gibi hızlı geçişler ve sıkışıklar pek fazla bu sefer yoktu ama süresi daha uzundu ve biraz tempo düşmüş gibi geldi. Saçmaladıkları kısımlar yok değil de ama bir yerden sonra taşlar oturuyor ve cevapları buluyorsunuz. Merakla, gizemin içinde ilerleyerek izletiyor.
Spoilerı göster
Din, dil, ırk, yaşanılan toplum, zaman farklı olabilir ama yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız benzer şeylerden de öte.. Mutlaka izleyin.
İzlemeyi unuttuğum filmlerden birisi.. Vizyona girdiği zamanı hatırlıyorum da bildiğimiz gibiydi. Aslında çok bir şey değişmedi ama neyse diyelim..
Karelere sığan ya da sığmayan renk ne olursa olsun anlatmak istediği ile anı, zamanı yaşatan o süreci estetik bir duyguyla, ötesini görerek izlettiğini düşünüyorum. Anlatılan hikâyeler değişsede sanat felsefesinin kavramlarının tanımları yapılıp öylece sınırlı kalmamalı, devamı gelmeli. Emma'nın tabloları hakkında söylediklerini düşününce ötesini görmek, filmi öyle izlemek gerek..
lilypad bunu beğendi.
Kafa dağıtmak için öylesine beklentisiz, çerezlik niyetiyle açmıştım ama keyifle izledim. Cristin Milioti pek tatlıydı. :)
Aşina olduğumuz bir konu Stephen King'in kitabından uyarlama bir dizi. Başlangıç olarak güzel gidiyordu ama ilerledikçe sıkılmaya başladım. 10 bölüm fazla olmuş. Biraz hayal kırıklığı oldu. Gelen tepkilere göre devamı gelecek ya da gelmeyecek bakalım.

Peris Tam yorum yazacaktım ama herşeyi yazmışsın... Son üç bölümü 5 ay ara verdikden sonra izleyebildim.

Philosophy Tam hatırlayamadım ama bölümler tek tek yayınlandı sanırım. Öyle izlemek için katlanılacak bir dizi değil :)) sonunu devam etmeye ve etmeme açısından zeki davranmışlar. Devamı gelmesin :D
Gizemli, karanlık bir konuyu ele alan, kitap uyarlamasından gelen mini bir dizi. Tek bir konu gibi görünse de yansıtılış açısından içerisinde birçok mesaj ve konu var. Konuya yakın birçok film ve dizi var elbette ama dizide en etkileyici olan oyuncuların yansıttığı psikoloji, olayların kontrolü ve akışıydı. Chris Evans'ın oyunculuğu için bile izleyebilirsiniz. :)
Didooo bunu beğendi.
2.Sezon: Birinci sezonunu severek bir çıprıda izlemiştim. İkinci sezonu da öyle oldu ama önceki gibi hızlı bir ilerleyiş vardı. Bu sefer sanki biraz freni patlamış kamyon gibi çok hızlı gitti ve ne oluyor yahu dedirtti. İlk sezondaki o "kadınların sağlam bir şekilde nasıl ayakta durabileceğini, erkeklerin kadınlar üzerindeki baskısı ve seçimleri, yokluktan varlığa doğru ilerlenilen süreci, zenginlik ve fakirlik, ırkçılık gibi konu" ile giriş yapsa da işlediği bu konun devamını 2.sezonda da getiriyor ama bazı bölümlerde biraz düşüş vardı. Ama yine de farklı bir açıdan ele alınmış vermek isediği mesajla net bir sezondu. Devamı gelecek gibi gözüküyor. Sabırsızlıkla bekliyorum.
Artık bittiğine göre bütün olarak baktığımda, izlediğim süreç içerisinde gözlemlediğim kadarıyla ne kadar karmaşık olursa olsun nasıl baktığınız, gördüğünüz, parçaları birleştirdiğiniz ya da bütünleri parçaladığınız, size ne kattığı, neyi aldığınızı ve eylemlere nasıl döktüğünüze de katkı sağlayan, düşündüren o hikâyesi kimi zaman durdursa da bir sürükleyişi var.
O sürükleniş içerisinde bir sürü dünyamız var. Kendi içimizde, kafamızın içinde, yüreğimizin içinde diye sıralanalıp gider. Hepsinin içinde tanımladıklarımız ya da tanımlayamadıklarımızın içerisinde keşfetmeyi bekleyen, varlığını sorgulayan ya da çoktan bulduğumuzu sandığımız bir yerlerde de olabiliriz. Şartlara göre "her son bir başlangıç" oluşu kiminin durumuna değişir ya onu bir kenarda kimine göre parantez açarak tartışmak gerekir. Dizi son buldu ama yine de bir başlangıç diyerek ben yine de sonrasını merak ediyorum. :)
Zamanı gelince o anın değişimiyle tekrar baştan oturup izlemeyi hak eden dizilerden birisi. Belki biriktip izlemeyi tercih edenler ya da yeni izleyecek olanlar için tavsiyem kafanız elbette çook karışacak olsun karışsın, izlemek için izlemek yerine size katacaklarını düşünmeyi ihmal etmeden izlemeniz tavsiye ederim. Başa dönersek son olarak yine şunu söyleyebilirim "Amanın nasıl bir dizidir bu?" :)
Filmi orijinal dille bulamadığım için mecburen berbat bir Türkçe dublaj ve montaj hatalarıyla izlemek zorunda kaldım. Bu biraz etkilesede etkileyici bir filmdi. Penelope bildiğimiz gibi böyle rollerde çok çok başarılı bir oyuncu. Film hak ettiği izlemenme kitlesini elde edememiş olsa da hayata yakın değil sanki herhangi bir insanın gerçekte yaşamış olduğu bir hikâye gibiydi. İzlemenizi tavsiye ederim.
Marta Etura ve Luis Tosar'ın birlikte oynakdıkları ilk film sanırım. Uyumları buradan geliyor olsa gerek. Filme gelirsek, hikâyenin getirdikleriyle, çekildiği yerin etkisi ile doğal ve içten orada yaşanan yazgıyı, insanı yansıtan bir film. Ama bazı duygular sanki biraz ani ve hızlı ilerliyor. Onun dışında başarılı ve iyi bulduğum bir film oldu.
Ecemkayaa bunu beğendi.
Filmin güzel bir kurgusu ve akışı var. Nasıl bittiğini anlamadan çabuk bitiverdi sanki. Vermek istediği mesaj(lar) dokunur cinsten. Bir ömür beklediğiniz bir şey ya da bir gün, hayatınızı baştan aşağı değiştirir derler ya aha da işte o...
Ah be Amaia ne çektin be! Baztan Üçlemesinin ikinci filmiydi. Son filmde yakında çıkacak sanırım. Biraz hızlı ilerliyor gibi ani geçişlerin olduğu kısımlar yok değil. Bu uyarlamayı üçleme film değilde dizi yapsalar daha iyi olurmuş sanki. Gerçi tam tadında bitiyor ama anlatmak istediği çok şey var gibi. Oyuncular sanki o yüzden sıkışmış gibiler. İzlerken süre açısından sanki daha uzunmuşta, kesilmiş gibi izlenimiyle hızlı geçişler yaratıyor. Gizemiyle, konuların bağlamıyla yine merak ettirerek izlettirdi. Ayrıca güzel ve zorlu sahnelerin çekimleri vardı.
Film, Dolores Redondo'nun yazdığı "The Baztan Trilogy" üçlemesinin ilk kitabının uyarlamasıymış. Güzel ve merakla izleten gizemi var. Filmin çekildiği yer tam da hikâyeye uyum sağlamış. O kasvet ve gizemi yönetmen doğal yolllarla çok güzel yansıtmış. Bazı geçişleri ve yerleri biribirine bağlayıp, anlamlandırmakta zorlandığım oldu ama bir şekilde neden öyle olduğu sonradan anlaşılıyor. Mantık hatalarını saymazsak, havada kalan kısımlar yok değil ama iki devam filmi daha varmış cevaplar o kısımda diye düşünüyorum.
leo14 bunu beğendi.
Birkaç mantık hatası haricinde merakla izlettiren çok güzel bir konusu var. Tabii sosyal mesafe+ Maske kuralarına uyalım.
F,lmi kendisi çekmese de senaryo bildiğimiz Oriol Paulo'ya ait Contratiempo, Ceset, Julia'nın Gözleri kadar olmasa da gerilimli başlayan gizemle devam eden ve şaşırtan o güzel filmlerden. Bazı oyuncu tercihleri farklı olsaymış filmi bir tık daha yukarı çıkarırmış.
Ecemkayaa bunu beğendi.