Oldukça tatlı ve keyifli bir film, özellikle müziklere bayıldım. Reha Erdem imzası taşıması oldukça enteresan zira kendisine pek hakim olmama rağmen koca dünya filmindeki üslubu çok daha iddialıydı. Şimdilik art house işlere bir süre ara vermiş gibi görünüyor.

Yorumların çoğuna katılmakla birlikte en azından derdi olan ve bu derdine kendine has biçimlerde anlatmaya çalışmış bir film diyebilirim. Ama bu kadar uzun metrajlı bir feminizm kamu spotu da kimi olsa bayar. Feminizmle bir derdim olduğundan değil de erkekliği bir hastalık olarak nitelendirmek yersiz bir saldırı, filmin tonuyla uyuşmuyor. Değerli oyuncuların heba edildiği bir deneme.

Jodorowsky'nin otobiyografisi olması sebebiyle değer kazanıyor film, fakat seyir zevki düşüktü bana göre.

Harika bir deneyimdi benim için fakat izleyenlerin de hak vereceği üzere herhangi birine tavsiye edebileceğiniz bir film değil. Hatta şahsi fikrim bu bir film de değil. Bunu kesinlikle kötü manada söylemiyorum, fakat dramatik yapısı diyaloglara ya da somut ifadelerden ziyade imgelere bağlı tıpkı bir tablo gibi. Bunun üzerine sınıflandırması da zor bir film, imdb macera dram fantazi demiş ama bu film bu kategorilerin bence çok üzerinde. Filmin bazı noktalarında gülme tuttu fakat yönetmenin açıklamalarını okuyunca, zaten onunda bunu amaçladığını farkettim. Bir sonraki durak otobiyografik filmi olan back to reality olacak sanırım. İsminde de sanki bir holy mountain göndermesi var gibi ya hayırlısı bakalım :) Dipnot: Film burada belirtildiği gibi ispanyolca değil, ispanyolca aksanlı ingilizce :)

Merak uyandıran bir film, finali dolayısıyla tereddütlü bir like verdim fakat izleyeni pişman etmez.

Beklentim yüksek olduğu için pek haz alamadım sanırım. Fakat vakit geçirmek için güzel bir film.