Konu itibariyle birçok örneğini gördüğümüz ama yine de sinematografisi ve oyunculukları başarılı diyeceğim bir yapım olmuş. Onun haricinde korku gerilimi, böyle bir hadise gerçekte yaşanmış olsa bile beni sarmadı ve etkilemedi.
Çok klişe. Vaktiniz bolsa ve amaç kafa dağıtmaksa neden olmasın tarzında. Burcu Özberk’in zorlama mimikleri beni hep deli etmiştir.
Yanlış ilişkiler kuracağıma yalnız kalırım daha iyi kafasında, yalnızlığı en iyi anlatan film. Devasa kalabalıklar içinde yalnızlığa mahkum kendi içine hapsolmuş, adaptasyon noksanlığından doğan kompleksleri, bastırılmış duyguları olan bir asker. Belki de artık hepimiz Travis Bickle olduk. Topluma yalancı olacağımıza yabancı olduk. İçsel çöküntünün psikolojik olarak muazzam bir dışa vurumu. De Niro’nun oyunculuk nasıl olur diye adeta ders verdiği bu filmi kaçırmayın.
The Silence of the Lambs’ ın gölgesinde kalsa da psikolojik gerilime doyacağınız etkileyici bir yapım olmuş. Kurgulaşan Hannibal karakteri belki Hopkins’in usta oyunculuğundan mütevellit oldukça cool. Psikopat ama soğukkanlı bir cool :)
Kült olmuş seri filmleri seri halde izleyince gelişen teknolojiye, renklenen ve farklılaşan giyime, modern hayatın her şekilde değişimine ve en çok da yaş alan oyunculara şaşıyor insan. İster istemez a ne kadar da yaşlanmış şaşkınlığı beliriveriyor suratımızda- hoş sanki kendimiz yaşlanmıyoruz ): Mario Puzo’nun kalemine, Coppola’nın yönetmenliğine sağlık. Bu son seri ile birlikte ziyadesiyle suç dramının tadına doyduk. Dimağa ‘eskilerin tadı bambaşka’ söylemini iyice kazıdı.
‘Don Corleone’ şerefine nail olan Al Pacino karizması yakmış yıkmış ortalığı tüm oyuncuları sönük bırakmış adeta. İşte bir yıldız böyle parlıyor.
İsmiyle müsemma gerçekten “baba” bir film. Tüm seriyi seri halde tekrar tazece izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki bu hepsinden daha iyi.
Gerildiğinde, tedirgin olduğunda, baskı altında hissettiğinde her insanın içindeki asi ve şiddet dolu yanları ortaya çıkar. Aslında yüzleşmek bizim kendimize tutmaya korktuğumuz ayna. O yüzden bu film izlenmeli. İnsanın kendi içine yolculuk.
Kadınlar Ne İster?
Çok da bi şey istemez aslında :)))
Keyifli vakit geçireceğiniz, sizi gülümseten ve düşündüren tatlı bir rom-com. Mel Gibson bu rolü de layıkıyla tamamlamış.
Size inanılmaz keyif verecek, ilham verecek, huzur verecek bir film. Vakit ayırıp izlediğinize değecek bu tatlı ikili :)
Bölünmüş bir kişiliği metafizik boyutuna taşıyıp arada ses efektleriyle jumpscare yaparak size böyle bir korku- gizem sunuyoruz, buyrun izleyin demişler ama oyunculuklar olmasa bana göre pek de etkileyici olmayan bir yapım.
Hepimizin içindeki o çocuksu yanımıza selam olsun, ve o çocuk hiç ölmesin :) Ve sen güzel adam bunu bize bir kez daha gösterdiğin için müteşekkiriz. Robin Williams ♥
" Varsa gönlü sende, düşer gelir peşine"
Hangi kültürde, hangi yörede, hangi toplulukta grupta, hangi dilde olursa olsun; iki gönül birbirini bulmuşsa gerisi lafügüzaftır. Herkese hitap edecek tarzda değil belki ama özgün dokusu hürmetine masalsı eşsiz müzikal tadındaki bu yapımı herkesi izlemeye, renklenip, şenlenmeye davet etmek isterim :)
Hayır diyememenin evetleri de anlamsızlaşır. Sınırları olmayanın fedakarlıkları görevden sayılır. Savaşların acı yüzünü, perde arkasını aralayan gerçek bir dram.