Japon günlük hayatını, örf ve adetlerini sahneye en iyi animeler taşıyor sanırım. Bittiğinde bile gülümseye devam ettiren, sıcacık tatlı bir anime. Böyle komşularımız oldu da biz mi sevmedik ?

Eternity Japon kültürü tanıtımı konusunda kesinlikle katılıyorum. :)
Bu animenin çizim tekniği de kendisi gibi oldukça sevimli. Takahata'nın eski günlere olan özlemini çok seviyorum, bende de var bu.

Rainbow Evet kendine özgü bir çizim tekniği var. Sahne geçişlerinde gelen alıntılar da çok güzeldi sanki tiyatrodayim bu güzel sözlerle perde kapanıyormuş gibi hissettirdi. Aile bireylerini de çok iyi karakterize etmiş yer yer kendi kültürümüze benzettim :) Hele şu dönemde eskiye kim özlem duymuyor ki :( ahh

Eternity Evet, özellikle Ghibli animelerinde aile bağları tarafını ben de epey bizim kültüre benzetiyorum. Belki de bu tarafı daha çok bağlıyor kendine. :)

Rainbow Haklısın olabilir 7 'den 70'e herkese hitap edebilen yapımlar. Ghibli stüdyosu bambaşka :)
Hayatımda hiç bu kadar detaylara boğulduğumu, kafa yorduğumu, onların rüyalarımda bile beynimi yaktığını buna rağmen de keyif aldığımı hatırlamıyorum. Almanlar yapmış yine evet kalite kokuyor ; isabetli müzik seçimleriyle, kendine hayran bırakan sembollerle, her bir perioda özgü kostümleriyle, simetrik efektleriyle, felsefe ve fiziğin mükemmel yoğrulmasıyla, kendini soluksuz izleten, koltuğa bağlayan, temposu kolay düşmeyen sağlam bir iş çıkarmış. İpuçları toplamak kendimi ajan gibi hissettirdi. Sadece 3.sezonda paralellik olayını daha bi çarpıcı şekilde işleyebilirlerdi diye düşünüyorum. Final de düşündüğüm gibi olmasa da yine de acaba yine mi bir Bengi Dönüş olacak, matris hatası hallolmamış mıydı ? diye sorgulattı. Bence dizinin mesajı şu ' Önemli olan aklın ve bilginin fazlalığı değil onu doğru yerde kullanmaktır. Sevdiklerimizi kaybetmenin acısıyla geri dönülmez hata yapmak bir değil birden fazla kişinin hayatını etkiler. Zira neticede Adem ve Havva'dan geldiğimiz için herkes birbiriyle bağlantılıdır. ' Ve adının hakkını veren dizilerin başında DARK gelir.
Ruh hastasının biri yüzünde maskeyle gelse orman evinde gece gece sebepsiz yere aksiyon yaşatsa, değil evde tek kişi -kaldı ki engeli de bulunmakta ! - paso ev dolu olsa bile insan tırsar da işte amaç ne ! Yok baştan sona klişe.
Aslında hepimizin de içimizdeki sıkıntılara karşı inşa ettiğimiz sığınaklarımız yok mu ? ! Evet yavaş ilerleyen bir seyri olmasına rağmen yine de merak uyandıran bir yapısı var. Biraz rüya sahneleri tempoyu artırmış, gerilim yaratmış. Gerçekten düşündürücü sağlam bir film.
Seyir zevki o kadar yüksek nostaljik bir anime ki yine hayran olunası. O köyde ben de olsaydım diye iç çektiğim olmadı da değil hani :)
En iyi yol bildiğin yoldur. Ne diye macera ararsınız aksiyona girersiniz hayır yani rahat batıyor gerçekten :)) Bizi de burda geriyorsunuz. Bi kaç sahnesi dışında pek beğenmediğim bir yapım oldu. Hep aynı şeyler ne yazık ki..
İtalyanca ''Kırmızı Domuz'' manasına gelmekteymiş. Yine Miyazaki ustanın işlerine hayran kaldığım, hayal dünyasını bir kez daha takdir ettiğim bir anime oldu. Bu sefer de uçmanın güzelliğine, pilot olmanın onuruna değinmiş. Korsan tiplemeleri çok iyi olmuş bu arada :)
Sally Hawkins rolünü derinden canlandırmış. Adeta yaşamış - empati bu olsa gerek. Maudie, rahatsızlığına rağmen hayattan zevk almayı ve bi an bile gülümsemekten vazgeçmeyen, yüreğindeki renkli dünyayı cama tahtaya, kapıya bacaya, duvara taşa resmeden hayat dolu kadın. Belli ki eşine duyduğu sevgi de pürüzsüz her ne kadar karşısında çekilmesi, katlanması zor bir adam olsa da. Eşi için ilişkisine uyumsuz çoraplar yakıştırmasını yapmış. Aralarındaki ilişkinin özeti tam da bu işte. Kanada'nın güzel manzaralarını da seyredeceğiniz samimi sımsıcak bir film.
İnanılmaz sürükleyici ve merak uyandırıcı. Hep bi sorular sorular, yok artık' lar, şimdi nolcak 'lar ...derken gayet keyif aldığım bir dizi oldu. Distopik arşivciler kaçırmasın derim.
Not : Övüldüğü kadar varmış gerçekten :) 2. sezonu dört gözle bekliyorum .
Şimdi John David' in yeteneği babası Denzel' den geliyor o aşikar da bu kadar döktüreceğini de zannetmiyordum. Ve yine radikal fikirli isyankar yönetmen Spike Lee görüyoruz ki zenci militarizmini sahneye taşımış. Düşmanı mağlup etmek istiyorsan kaleye onun kimliğine bürünerek gir ! Vay anasını ...
Çiftlerin rom-com uyumu çok iyiydi. Her ne kadar özgün bir senaryosu olmasa da vaktim hoşça geçti, keyifli, eğlenceli, kafa yormayan bir filmdi.
''Ben deli değilim, rüyalarım delice '' Rüya matematiği filmi. Zekice, dahice. Ya gördüğümüz rüyaları birileri gerçekte yaşıyorsa ? Ya yaşamlarımız rüyalar aracılığıyla birbirine bağlıysa ? Uyumamak için nereye kadar direnebiliriz ? İşte birbirinin rüyasında iki kişi. Güzel müziklere sahip bambaşka kafada bir Kim Duk Ki filmi.
Söylediğimiz bir yalan, hayalini kurduğumuz hayata dairse, o hep istediğimiz yaşamsa, öyle olunca bizi rağbet göreceğimiz bir duruma getirecekse bırakın bizi- kısa da sürse- sahte mutluluk da olsa- tadını çıkaralım :) Tabi bu yalanı söylerken sonradan olacakları da hesaba katmalıyız :) Aziz ''LER'' kadro yıkılıyor zaten de oyuncu tiplemeleri, performansları şahanee. Bu filmin amacı komedi altında sağlam mesajlar vermek. İzlenmeli, görülmeli..