Sığınak (Take Shelter) (2011)

Sığınak (2011)Take Shelter

Puan 8.2 / 10
Senin Puanın
Yönetmen
Dil
İngilizce
Ülke
ABD
Süre
120 dakika
48
3
137
94
Özet Fragman Beğenenler
Insomniac profil fotoğrafı
Insomniac
(Burada yazan konu bu filme ait değil, bende bu yüzden izlerken konuya göre beklentiye girmiştim) Bir tık ağır işleyen bir temposu var ama ben sevdim, özellikle Michael Shannon'ın karakteri kendisine çok yakışmış, insanın ilgi şefkat gösteresi geliyor onun haline. Final biraz olmuş. Güzeldi.
error_outline
Rainbow profil fotoğrafı
Rainbow
Aslında hepimizin de içimizdeki sıkıntılara karşı inşa ettiğimiz sığınaklarımız yok mu ? ! Evet yavaş ilerleyen bir seyri olmasına rağmen yine de merak uyandıran bir yapısı var. Biraz rüya sahneleri tempoyu artırmış, gerilim yaratmış. Gerçekten düşündürücü sağlam bir film.
error_outline
Aaisha profil fotoğrafı
Aaisha
Ağır temposu olduğu yorumlarına katılıyorum. Ama severim bu tür filmleri, benim için sorun değil . Tek sorunu
error_outline
BlaCkMyTh profil fotoğrafı
BlaCkMyTh
Nasıl gözden kaçırmışım ben bu filmi. Psikolojik-gerilim, türünün adını sonuna kadar hak eden bir yapım olmuş. Evet ağır işleyen bir film ama her saniyesi gerilip tribe giriyorsunuz. 2 saat daha olsa izlerdim herhalde. Ayrıca ilk benim yorumumu okuyorsanız eğer, altımdaki iki yorumu sakın okumayın çünkü neyin kafasıyla yazmışlarsa bariz spoiler vermişler.
error_outline
SonofGods profil fotoğrafı
SonofGods
Dedim dedim inanmadınız vakası ama tempo aşırı ağır. İlk zaman da paranoid şizofreni vakasını ağır ağır işleyen film zannetmiştim. Sonu sürpriz :)
error_outline
tugced profil fotoğrafı
tugced
Sürükleyici,kapatma isteği uyandırmayan, ilgi çekici bir filmdi. Sevdim ve sonunda haklıymış demek! şeklinde bir düşünceyle kalıyorsun..
error_outline
KlaketKafa profil fotoğrafı
KlaketKafa
Yağmur-Rüzgar-Gök Gürültüsü: Bu harika üçleme sesiyle başlayıp bununla biterek gönlümü eylemiş olsa da gidip gelmeler yaşadığım bir film oldu benim için. Sonuyla, son anda, dislikeımdan kurtuldu. Bitse de etkisinde kalıp, ekrana bakakaldığınız filmlerden. Etkileyiciydi.
error_outline
potakal profil fotoğrafı
potakal
ilk izlediğimde melancholia filmi vardı aklımda hep zira dünyanın sonu temalı filmler hep ilgimi çekmiştir. farklılardı birbirlerinden, melancholia daha ağır bi ruh haline sahipti ama bu da kendine has tedirgin ruhunu sonuna kadar koruyan bir filmdi ve benden tam puan aldı. sanırım karşılaştırmamalı ikisini, yanlış olur. farklı güzeller ikisi de.
doğa olaylarının her birinde ve özellikle de insanı en iyi anlatan (bana göre) koyu ve yağmurlu havalarda kendini bulan, kaybeden biri olarak, ruh halime tam oturdu. benim gibilerdenseniz izleyin derim. Ovuzo arkadaşımızın da dediklerine kelime kelime katılıyorum, hatta bi an düşündüğüm ama toplayamadığım cümleler olarak gördüm yorumunu
error_outline
Ovuzo profil fotoğrafı
Ovuzo
Sakin sessiz başlayıp giderek gerilimli hal alan filmleri hep sevmişimdir. Bir an olsun dikkati dağıtmaya fırsat vermeyen anlatım türüne şahane oyuncular ve oyunculuklar ile görsel anlamda doyurucu kareler de katılınca tadından yenmez hale gelir. Sığınak bu tür filmlerden biri ama özellikle ilgimi cezbeden fırtına, hortum gibi doğa olaylarının hikayenin merkezinde yer alması bu filmi benim için ayrı bir noktada konumluyor. Yıllar sonra Titanic filminin kavuşamayan aşıkları Kate ve Leo’yu bir araya getirmesiyle bir parça daha fazla ilgi göreceği ümit edilen Hayallerin Peşinde filminde başrol oyuncularını geride bırakan Michael Shannon ile özellikle bu yıl oynadığı filmler ve bu filmlerden Duyguların Rengi’nde canlandırdığı karakterle bir de OSCAR adaylığı alan Jessica Chastain Sığınak’ın başrol oyuncuları.

Sığınak kıyamet ütopyası konulu filmlerden biri… Ana karakter Curtis gerçek mi hayal mi olduğunu izlemeye başladığımız anlarda kestiremediğimiz bir takım olayları “görüyor”. Dünyanın sonunun geleceğine olan inancı ise bu gördüklerinin yanı sıra, hayal ve gerçeğin birbirine geçmesi ile giderek artıyor. Curtis’in derdi yaklaştığını düşündüğü fırtınadan sevdiklerini korumak lakin korunması gereken asıl Curtis mi yoksa diğerleri mi bunun cevabını soruyor film. Korunması gereken üçgeni içinde Curtis dışında duyma yetisi olmayan kızı ve karısı var. İnce bir noktadan koruma ve korunma güdüsünü irdeleyen filmde ana karakter bu anksiyete sebebiyle filme adını veren sığınağı bir tık geliştirme çabasına girişiyor ve rutin halde ilerleyen aile ve iş yaşamı dahil her şeyin dengesi bozulmaya başlayıp gerilimin seviyesi yükseliyor. Bu noktada filmin en büyük avantajı devreye giriyor. O da ritminin çok doğru ayarlanmış olması. Sahneler birbirini kurulmuş saat gibi takip ediyor. Böylece filmin durağan yapısına rağmen sıkılmadan izliyorsunuz Sığınak’ı. Film gerçekten her haliyle çok sakin, geniş açı ve uzun planlar, yavaş bir kurgu, ekonomik ama başarılı oyunculuklar gibi. Her geçen sahnenin ardından sonraki sahne ve filmin sonunda ne olacak merakıyla dakikaları tüketip filmi nihayete erdiriyorsunuz.


David Lynch filmlerinden Blue Velvet’in açılış sahnesinde gökyüzü, kırmızı güller ve beyaz çitler ile Amerika göndermesi vardı, bu film içinde de konuşan görüntüler mevcut. Gökyüzüne, istikbaline yani bir anlamda geleceğe bakan bir baba mevcut olduğunu planlarıyla aktarıyor filmin yönetmeni Jeff Nichols. Görüntü yönetimi Brokeback Dağı’nın pastoral karelerini aratmayacak kadar güzel. Konunun işlenişi, oyunculuklar ve kurgu da güzel olunca Sığınak izlenmesi gereken filmlerden biri oluyor haliyle. Sonu birden fazla okumaya açık yapıya sahip bunu baştan belirteyim. Bu şekildeki bir final filmi daha da kıymetli kılıyor.

Jessica Chastain için de birkaç kelam etmek gerekirse tıpkı Nicole Kidman ve onun tahtına aday Amy Adams gibi bembeyaz bir ten ve kızıl saçlara sahip olan Chastain, güzelliğinin yanında 2011 yılında gösterime çıkan altı filmine bakınca tercih ettiği projelerle kariyerini güzel bir noktaya konumlandıracak gibi gözüküyor. Gerçi nasıl bir filmde veya ne tür bir rolde olduğunun önemi yok zira kendisini her şekil ve biçimde beyazperdede görmekten ziyadesiyle memnun olacağım.
error_outline