
Celestine ...senin kriterin yok. Kriterin anlamını biliyor musun? Anlamını bilmiyorsan nasıl olsun ki? Latinceden geliyor, criterion.. Ve anlamı bu işte. Kriter. Kelime kendini anlatıyor.
Dönem filmlerini ve dizilerini seven birisi olarak nasıl övsem bilemedim. Biraz hızlı duygu geçişleri olsada artıları ve eksileriyle yakın tarihe, insan ilişkilerine ve aile bağlarına ışık tutması, hikâyesiyle, oyunculuklarıyla, prodüksiyonuyla kısacası dönemi anlatan çok güzel bir dizi olmuş. Elbette Salih Bademci'nin performansını, oyunculuğunu döktürüşünü övmeden geçemeyeceğim.

Mine.Ce Salih ve Fırat diziyi izlemek için güçlü sebepler

Philosophy Evet, katılıyorum. Bitmesin diye azar azar arada Yeditepe İstanbul'u da izliyorum. Fırat Tanış'ın ilk dizisiymiş sanırım. Kat ettiği yolu görmek o kadar güzel ki.

Mine.Ce Yeditepe efsanedir. O kadar çok izleyecek şey var ki. Ben de tekrar izlemeyi çok istiyorum. Şaşıfelek Çıkmazı ve Yedi Numara da öyle. Çok iyi yapmışsın.

Philosophy Yedi Numara'yı o kadar çok izledim ki repliklerini ezberledim sayılır. Hepsinin yeri ayrı güzel. Şaşıfelek Çıkmazını baştan sona hiç izlemedim. Çağan Irmak'da yönetmişti galiba. Yeditepe bitince yerini tutar mı bilmiyorum Onu da izleyim.
Arjantin ve İspanyol karması güzel bir gerilim filmi olmuş. Tahmin edilebilir bir şekilde ilerlese de gerilimi ve gizemi tam dozunda kopmadan merakla sıkmadan izletiyor.
osmandokumaci, Mine.Ce bunu beğendi.
Efsane sonunda geri döndü!

İzle beni diyen iddialı bir kadrosu var. Oyuncular iyi olsada ama ağır aksak işlediğinden koruduğu gizemin ne olduğunu merak ediyorsanız sabırla izlemek gerekiyor. Ne yaptığınızı bilin mesajı, güven, acı, travma vs diye uzayan liste var ama. Bitirince izlemesem de olurmuş diye düşündüm.
Nasıl başladıysa öyle biten bir film oldu, ama. Biraz uzun olmuş. Sınırlı mekanda, basit, sade bir anlatımla uzak mesafe ilişkiyi İspanyollar'ın gözünden izliyoruz.
Yıllarca süren bir ilişki, ayrılık, unutma süreci derken geçmiş ve şimdinin harmanlanarak işlendiği 10 dakikalık bölümlerle toplamda 10 bölümcük, bir çırpıda izleten İspanyol yapımı bir dizi.
Melissa McCarthy'i komedi filmlerinde izlemeye alıştığımdan hüzünlü bir filmde izlemek tuhaf geldi.
phoebe bunu beğendi.
Konuya benzer gerçek hayattan uyarlanan birçok dizi ya da film var. Aslında her gün gündeminde okuyoruz, izliyoruz. Ama bu dizi bir başka olmuş. Konuyu duygusallaştırmadan, süslü şeylerle yormadan işte bu mücadelesi, şusu, busu diyerek güzel bir anlatıma sahip. Özellikle Margaret Qualley'in oyunculuğunun, o derin bakışlarının çok büyük etkisi var. Oyunculuğunu ne güzel ilerletmiş. Ödül verilmezse ayıp olur. Gerçek hayattada da dizideki gibi anne kız olan Andie MacDowell, kızıyla gurur duyuyordur, bence. Andie MacDowell'ı da teyet geçmemek lazım. O sinir bozucu anne rolünü müthiş canlandırmış. Hâlâ daha yanımda konuşuyormuş gibi hissediyorum. :)
1950'li yılların Ekvator'un Gine'sini (filmde Bioko Island adası) İspanyol sömürgesini, tarihte bıraktıkları kötü izlerle, flasbacklerle anlatan güzel bir dram filmi. İki film izlemiş gibi süresi epey uzun olsada iki film çıkacak, sürükleyici bir hikâyesi var. Dönem filmlerini ve İspanyol filmlerini seviyorsanız izlemenizi tavsiye ederim.
Playlistinizde bazı şarkılar vardır. Tesadüfen çalmaya başlayınca alır bir yerlere götürür, geri getirir ya da getirmez. Öyle bir şarkıya bir film yapmışlar, gibi. Yıllardır dinlerim ama şarkının filmde kullanıldığını bilmiyordum. Çok güzel bir filmdi. Kızarken, fedakarlığın hüznü sarıveriyor insana. Ayrıca hüzünlü bakışları ve o duru güzelliyle Mélanie Laurent'ın performansından etkilenmemek mümkün değil. Gidip, Lili dinlemeli...