İlk bölümü acaba mı dedirten ama ilerledikçe müptela eden, klişe aile, arkadaş, sanat dünyası... tabularını yıkan bir iş. Bartu'yla beraber tanımadığın bir dünyanın kapısından içeri giriyorsun. Onunla beraber yaşadığı işe yaramazlık psikolojisine üzülüyor, absürtlüklere şaşırıyor ve gülüyorsun. Net komedi bekleyenlerin beklentisini karşılamayacak kendine has bir komedi dili oluşturulmuş. Oyunculuklardan yada yönetmenlikten bahsetmek saçma olur. Şaban, Bartu ilişkisi ve mercimek dizinin tab noktaları gelecek bölümleri merakla bekliyorum.
seda bunu beğendi.
Anlatmak istenilen konuyu o kadar net anlatmış ki ayrıntılar içinden metafor çözmek üstüne kafa yormuyorsun filmin bütünü başlıbaşına bir metafor. Her zaman geyiği dönen örneğin kaleme neden kalem diyoruz, adı başka ne olurdu sorusunun cevabı niteliğinde. Üst akılın bizleri nasıl istediği gibi ehlileştirdiğini izlemek o kadar rahatsızlık verici ki. Korkunun diğer duyguların üstünde olduğunu ve korkuyla insanın olana nasıl mahkum edildiğini anlatıyor. Normalde herkesin büyük, bahçeli ,havuzlu, geniş bir ev dediği yerin gitgide sıkıştığını ufaldığını hissediyorsun. Hayatta da olduğu gibi kimileri belirlenen o sınırları aşmaya cesaretli kimi ise kabullenmeye... Kalıp gibi hayatları kamera açısı değiştirmeden aynı kalıptan izlemekte güzel bir nüansdı. Başka bir filmde o sondaki kapağın açılıp o yeni hayata atılış hikayesini izlemeyi çok istedim film bitiminde.