Tarihteki tüm önemli olaylara HBO dizisi şart... Hiç bilgimin ve ilgimin olmadığı Çernobil bile baya merakımı cezbetti oturup araştırma yaptım dizi boyunca... ABD-Rusya soğuk savaşında acele acele ABD'ye yetişebilmek için ecele giden Rusya hikayesi... Ve bunların ancak yıllar sonra bu kadar gün yüzüne çıkabilmesi Rusya'nın ketumlukta zirve olduğunu gösteriyor. Ben 9/10 verdim diziye dizinin dili ingilizceden ziyade rusça olsa tam olurdu.
Gereksiz siyasal zorlamalar olmasa gayet başarılı dizidir. Evet, sovyetler gizlemiş, geç tahliye etmiş, itfaiye erlerini boşa ölüme yollamış, mühenfisler kabullenmekte zorlanmıştır. Ama ara ara kendini hatırlatan ve patlamayla doğrudan ilgisi olmayan ikili diyaloglarda kendi gösteren anti-komünizm mesajlarını yersiz bulmamak mümkün değil.
Çernobil patladığında demir perdenin izin verdiği kadarını tek kanallı televizyonda birkaç kare olarak görmek bile ödümü patlatmıştı o zaman. Şimdi diziyi izledikçe birkaç ödüm olsa hepsi patlarmış yine de yetmezmiş vehametin karşısında diye düşündüm. Radyasyon Karadeniz'i vurdu çay içmeyelim paniği yaşanmıştı naif halkımızda. Kimse fındığı ya da mısırı, hamsiyi vs. sorgulamamıştı ilginç biçimde... Şimdi dizideki bürokratları görünce, kim olduğunu hatırlsyamadığım dönemin bakanlarından birinin televizyonda çayımızın gayet güvenli olduğunu belirtip höpürt diye çay içtiği görüntüyü ister istemez derin derin düşünüyorum...
Gerilim, dram ve aşırı sinir olma hislerini güzel vermiş. Sanırım ayrıca, arada gerçek telefon kayıtlarından da eklenmiş diziye. Sevmediğim ve şu an için eksi olabilecek tek yönü İngilizce olması, eğer Rusça olsaydı 2 kat daha fazla haz alabilirdiniz diziden.
Her yeni bölüm bir öncekinden daha iyi ama... 3. bölüm, madenciler ve bakan sahnesinin, bizim sözde bakanlarla, soma madencilerini hatırlatması... Prof. Legasovun, radyasyonun insan üzerindeki yıkıcı ve korkunç etkisini açıkladığı sahnede, akla akkuyu nükleer santralindeki çatlakların gelip, aynı durumu yaşayacak olma korkusu...
Her yeni bölüm bir öncekinden daha iyi ama... 3. bölüm, madenciler ve bakan sahnesinin, bizim sözde bakanlarla, soma madencilerini hatırlatması... Prof. Legasovun, radyasyonun insan üzerindeki yıkıcı ve korkunç etkisini açıkladığı sahnede, akla akkuyu nükleer santralindeki çatlakların gelip, aynı durumu yaşayacak olma korkusu...