
8bitbon içinde yaşadigim sehri bana özlettirmis bir garip kisafilm bu :) cok naifmis.
eisenstein, sinemanın tiyatroyu ya da resmi taklit etmek yerine doğrudan doğruya dile, dilin işleyişine yönelmesi gerektiğini fark eden ilk yönetmendir ve ona göre bir dil olan sinema yalnızca öykü anlatmanın aracı değildir. sinema, kurgu ile bir kavramı, düşünceyi dile getirebilir. bu açıdan bakıldığında potemkin zırhlısı, yalnızca potemkin isimli gemide çıkan olayların, isyanın hikâyesi değildir; ezilenin ezene karşı başkaldırması gerektiği düşüncesinin ve bir kavram olarak 'başkaldırı'nın filmidir.
"...göz diyor ki: işte anna karenina; inciler takmış, siyah kadifeler içinde şuh bir kadın...ama beyin diyor ki; anna karenina bu ise kraliçe viktorya nasıl bir şey acaba? çünkü beyin anna karenina'yı kafasının içiyle, büyüsü, tutkusu, umudu, umutsuzluğuyla tamamen tanıyor. ama sinemanın üzerinde durduğu noktalar dişleri, incileri ve siyah kadife elbisesi...sonra anna bir subaya, vronsky'e aşık olur. yani siyah kadifelere bürünmüş bayan, üniformalı bir beyin kollarına atar kendisini. işte böyle, dünyanın en ünlü romanlarına böyle sallapati dalarız. bir ilkokul çocuğunun karalaması gibi tek heceli sözcüklerle sökmeye çalışırız romanı. buse, aşktır. kırık bir kadeh, kıskançlık...sırıtma, mutluluktur. ölüm, çelenk. ve bunların hiçbirinin tolstoy'un yazdığı romanla ilgisi yoktur..."

replikatak Virginia Woolf, 'Sinema' isimli yazısından.
astronotlar ay ile dünya arasında bir yerdeyken( bir yer?) houston dünyadan haberler sunar astronotlara: "the beatles grubu dağıldıklarını açıkladı, dörtlü bu kısa kariyerlerinde yarım milyar dolar para kazandıklarını açıkladı. bu parayla kendi uzay programlarını yapacakları söylentilerini yalanladılar."
phoeniks liked this.

Noir ilgi çekiciymiş, indirmeye başladım ama ne zaman izlerim kim bilir

replikatak evet oldukça. şuradan da izlenebiliyor: http://unutulmazfilmler.co/for-all-mankind.html

Noir teşekkürler