Kendisiyle yüzleşmemek için aynalardan bile kaçan Isak Borg'un kendi tabiriyle " uyanıkken duymak istemediği şeyleri rüyalarında kendisine söylediği " ve izleyiciyi de araba yolculuğu dışında bu içsel yolcuğa da davet eden etkileyici bir film. Artık ölüme yaklaşmış bir karakterin içselleştirdiği, kendine bir türlü itiraf edemediği gerçeklerle rüyalarda hesaplaşmasını izlerken insan şunu düşünmeden edemiyor : 'Yalnızlık Isak amcanın başta söylediği gibi kendi tercihi miydi, yoksa yaşadığı ve yaşattıklarının bedeli mi? '
Bergman'ın izlediğim ilk filmi. Bunca zaman izlemek için neden beklettim diye kendime kızsamda iyi ki şimdi zamnında izlemişim dedim. Film ne zaman başladı ne zaman bitti anlamadım bile. Her şey o yaban çileklerinin bulunduğu bahçede, Isak'ın dünyasında gizli. Öyle etkiyelyici ki! Anlatamayacağımız kadar dinlemeli, izlemeli, görmeyi bilmeliyiz... Bu kadar yakın bu kadar uzakken "Başka yaban çileği kalmadı." İzleyin!
Filmdeki herkare,cümleler, kelimeler yalnizlik duygusunu , insanin kendisini sorgulamasini okadar guzel anlatılmış ki . Ayrica filmin siyah beyaz olusuda ayri güzellik katmis filme.
Filmin özellikle başındaki rüya sahnesi beni benden aldı. Gerçekten bir rüyanın içindesiniz. Karanlık, esrarengiz ve hafif korku verici bir rüya. Çarpıcı bir o kadar merak uyandırıcı!
Filmin en sevdiğim yanı mesajı alttan vermemesi. Vermek istediği mesajı cümle içinde kullanması. İzleyicinin hazıra konmasından yana olduğumdan değil de zaman zaman filmin yaratıcılarının "gerçekten" ne düşündüğünü bilmek istiyor insan. O bakımdan oldukça başarılı buldum filmi. Ayrıca hiçbir zaman ölmeyecekmiş gibi cümleler kuran gençler sinirimi bozdu. Ağızlarına kürekle vurasım geldi. Niyeyse bu tarz filmleri çok içselleştiriyorum, karakterlerin kurgu olduğunu unutuveriyorum. Böyle olduğunda filme "bu olmuş" diyebiliyorum. Isak amcayı da ne kadar aksi olursa olsun sevdim, kendi amcammış gibi bağrıma bastım.
Duygusuzluk, bencillik, acımasızlık… İnsan olmada ‘Yetersiz’lik… Modern çağın insanının küçük ama önemli hataları. Ceza: Yalnızlık. İlk kez Bergman filmi izliyorum ve bence tam anlamıyla bir şaheser. Bir dakika bile sıkılmadım. Altındaki felsefe o kadar yoğun ve çarpıcı ki felsefe derslerinde mutlaka izlenilmesi gereken bir film.
"pişmanlıkların ve hayal kırıklıklarının zaman aşımı olmaz, insan yaşadığı sürece varlıkları sürer" dediğini düşündüğüm teknik şaheseri bergman klasiği.
aradığım arkadaş nerede?
Gece çöktüğünde
onu hâlâ bulamamıştım.
Yanan kalbim,
bana onun izlerini gösteriyor.
Çiçeklerin açtığı her yerde,
onun izlerini görüyorum.
Onun sevgisi tüm havaya karışmış,
sesi yaz rüzgarında uğulduyor…
İnsan olmada ‘Yetersiz’lik…
Modern çağın insanının küçük ama önemli hataları.
Ceza: Yalnızlık. İlk kez Bergman filmi izliyorum ve bence tam anlamıyla bir şaheser. Bir dakika bile sıkılmadım. Altındaki felsefe o kadar yoğun ve çarpıcı ki felsefe derslerinde mutlaka izlenilmesi gereken bir film.