Bana The Fall'u anımsatan yönleri vardı. Bu tarz, insanı afallatan filmler, böyle ara ara, monotonlaşmış bünyelere iyi gelir ;) Rachel Weisz'la Hugh Jackman'ın uyumuna bayıldım *.* Öyle tatlı bir çift olmuşlar ki... Filme gelecek olursak kesinlikle etkileyici bir film fakat hayatımın filmlerinde ilk 5'e girer mi? Pek sanmıyorum. Aronofsky filmlerinde bir eksiklik duygusu yaşıyorum, sanki asıl tadı veren baharatlardan biri eksik gibi hep. Requiem for a Dream'de de aynı duyguyu yaşamıştım, filmi etkileyici bulmuştum fakat tastamam bulamamıştım. Bir de filmlerini genelde overrated buluyorum, tamam eyvallah etkileyici filmler ama yani yine de o kadar şe'yapmamak lazım ^_^Benim tavsiyem: İzleyin, etkilenin, sorgulayın, sindirin ama lütfen abartmayın =]
Ölümü kabullenenin daha hayat dolu olup,dokunduğunu yeşillendirdiği;ölümü reddedenin ise tam aksine sonusuzluğu aramasına ve istemesine rağmen dokunduğunu soldurduğu bir masal.(özellikle bu sahne içimi acııttı sanırım) tüm tezatlığıyla içine çekti film beni. Hikayeler arası bağdaştırma yapma çabasıyla filme kendinizi kaptırıyorsunuz ve aniden bitiyor,esaslı bitiyor. Herkesin aldığı mesaj kendine arkadaşlar,iyi seyirler :)
Yine gözden kaçırdığım benim bünyemde bir başyapıt The Fountain... Muazzam, enfes. Film boyunca resmen başka bir boyuttaydım filmin içinde kendime yer buldum. Sona erdiğinde odamın duvarlarına bir kaç saniye bakmışımdır. Gerçek dünyaya dönmüş olmanın soğuk tokadıydı yediğim aslında.. Aslında söylemek istediğim o kadar çok şey var ama yine de yetersiz kalacaktır. Darren Aronofsky mükemmel bir iş ortaya çıkarmış. Requiem for a Dream Pi Black Swan'dan sonra ve Fountain. Clint Mansell'e de bir parantez açmalı bu derece uyumlu besteler yaptığı için. Betimleyici bir anlatım ve müthiş görselliğiyle dolu dolu 96 dakika. Uzun bir süre etkisinden çıkamayabilirsiniz. ''Eski Ahit’e göre, Cennet Bahçesi’nde iki ağaç vardı. Bilgi Ağacı ve Hayat Ağacı. Adem ve Havva, Bilgi Ağacı’nın meyvelerinden yiyince, Tanrı bahçeyi onlara yasakladı ve Hayat Ağacı’nı sakladı.''
O kadar yoğundu ki duyguları tarifiz şeyler hissettirdi bana etkilendiğim filmler arasında ilk sırada kesinlikle.. Uzun bir süre etkisinden cıkamadım ara sıra aklıma gelir yine çok farklıydı..
Sürükleyici bir film. Sorgulatıyor hayatı. Mucizeleri düşündürüyor. Bağlantı kurmaya ve arayışa sürüklüyor. Gerçekten çok güzel bir film. Müzikleri ve görselliği ayrı muhteşem!
3 farklı hikaye 3 farklı dönemin ölümsüzlük üzerine harika bir başyapıt. Yorumları okudum ama 3 dönemde de bahsedilen ve asıl vurgu yapılan "yüzük" konusunda bir şey göremedim. "yüzük" evlilikte bağlılığı, sadakati, sevgiyi en güzel simgeleyen eşyadır.(eşya tabiri burada tam olmadı gibi ama) Bu 3 dönemde de kahramanlarımız sevdiği insanların hayatlarını kurtarmak için mücadele etmektedirler. 3 hikaye de birbirine paralel içiçe gibi (bu konuda biraz beyin yanmış olabilir.) olm böyle duygusal film yapmayın, hele böyle
kahramanımızın eşini tekrar hayata döndürmek için çabaları orada verdiği mücadele, parmağına yüzük çizdiği sahneler..
.. Bir de denildiği gibi "ölüm bir hastalıktır ve tedavisi vardır" gibi birşey mümkün değildir. Filmin bize anlattığı aslında ölüm diye birşey vardır ve biz onunla birlikte yaşamayı ögrenmeliyiz.
Filmin akışı, üç ayrı zamanda geçmesine rağmen sürükleyiciliği, Hugh Jackman ve Rachel Weisz 'in müthiş oyunculuğu ve Clint Mansell abimizin müthiş müzikleriyle benim için bir başyapıttır.Ayrıca verilmek istenen mesaj ve felsefi düşünce çok iyi yansıltılmıştır.hakettiği yerlere gelmesi dileğiyle.
''Bedenlerimiz ruhlarımızın hapishaneleridir.Derimiz ve kanımız, tutsaklığımızın demir parmaklıklarıdır. Yinede korkmayın. Et çürür.Ölüm her şeyi küle çevirir.Ve,böylece,ölüm ruhu serbest bırakır.''mükemmel bir filmdi.Darren Aronofsky'den bir başyapıt daha.filmdeki soundtrack bile insanı büyülemeye yeter.kesinlikle izlenmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken bir film.
Varoluş,ölüm,yaşam,tekrar doğuş,doğadaki dönüşüm ve geçmiş yaşamlar üzerine harika detaylar ve ince mesajlarla bezenmiş muhteşem bir film.Ayrıca Hugh Jackman ve Rachel Weisz'in oyunculukları inanılmazdı,o gözyaşlarının yavaş çekim akışı ve yüzlerindeki gözeneklere kadar, her mimiği ve detayı tek tek görebiliyor olmak beni çok etkiledi.Sahnelerdeki geçişleri de çok sevdim.Ölümle ilgili huzur verici bir bakış açısı sunuyor.Müzikleri de harikaydı.Ama kesinlikle konsantre olarak izlenmeli.Veee tabii ki bu filme spoiler vermeden geçersem ayıp olur :)
Death is a disease, like others and there is a cure.I will find it!
Mükemmel bir filmdi. Aronofsky beni yine hayal kırıklığına uğratmadı ve büyüledi. İnsanoğlunun hayatı anlamlandırma gayesi yüzünden birçok gerçek gibi ölümü de olumsuzladık. Ne ölüm olumsuz, ne de hayat. Aciz fikriyatımız, ölümün olduğu yere soru işareti koyarak bu dünyayı bir cevap sanıyor. Asıl soru işareti, bu hayatın kendisi. Cevaba henüz gelmedik. Açıkçası bu filmi biraz anlamlandıran insan öbür hayata olan inancını da anlamlandıracak ve kuvvetlendirecektir zannımca. Gerek teknik olarak gerek müzikleri bakımından bence kusursuzdu. Ayrıca Hugh Jackman ne kadar büyük ve önemli bir oyuncu olduğunu bir daha kanıtlamış. Defalarca izlenmeli ki daha iyi anlaşılsın :D
''Eski Ahit’e göre, Cennet Bahçesi’nde iki ağaç vardı. Bilgi Ağacı ve Hayat Ağacı. Adem ve Havva, Bilgi Ağacı’nın meyvelerinden yiyince, Tanrı bahçeyi onlara yasakladı ve Hayat Ağacı’nı sakladı.''
Uzun bir süre etkisinden cıkamadım ara sıra aklıma gelir yine çok farklıydı..