Lise yıllarımda izleyip çok da beğenmediğimden tekrar seyretmediğim, yine de şu an düşününce hatıramda yılının ve Enya'nın şarkısının etkisiyle de olsa gerek, hoş bir anımsama bırakmış film.
İğrenç çevirisi yüzünden izlemeyen herkesin aşkın kasım ayında daha güzel birşey olduğunu sandığı ve sonbahar bilmem ne falan aşkın kasımdaki güzelliğini anlattığını düşündüren film. Fakat aşk kasımda başka falan değildir. Bende böyle düşündüğüm için sıradan bir romantik film diye her ne kadar uzun süre ertelesemde iki sevdiğim oyuncu olduğu için boş bir anımda izleyeyim dedim. Başlarda biraz bu nasıl saçmalık desem de sonunda ağlamaklı ekrana bakakaldım :D romantik film seven bir insan değilim fakat bu gerçekten harika bir film. Kendi alanında da en iyisi bana kalırsa. Tabi şu ana kadar izlediklerim arasında.
Genelde bu tür filmlerin hayranı degilimdir. Eğer çok beğenilen bir film ise ya da sevdigim oyuncular oynuyorsa tercih ederim aşk filmlerinii ancak bu film izlediklerim arasında en kötüsüydü. Çok tuhaf ve anlamsız buldum
Nelson Moss (KEANU REEVES) ve Sara Deever (CHARLIZE THERON) Motorlu Araçlar Bölümü'nde geçirdikleri sıkıntılı bir saatten başka ortak hiçbir yönleri yoktur. Sara, erkeklerin iyi yönlerini ortaya çıkaran çekici bir karakterdir. Nelson, sadece kar-zarar hesaplarıyla ilgilenen, işten başka birşey düşünmeyen biridir.. Sara ile tanışıncaya kadar. Birbirlerinden etkilenirler, fakat tam olarak bağlanmaya hazır olmadıklarından, pek de alışagelmiş ilişkilere benzemeyen bir birlikteliğe başlarlar. Sonunda kendi yollarına gidecekleri bir aylık bir deneme. Beklenti yok. Baskı yok. Bağ yok. İkisinin de hesaba katmadıkları nokta ise, aşık olmaktır.
"Gitmen demek nefesimin kesilmesi demek."
Hüzünlendiren, duygulandıran bir film.