Filmin özetini okuyarak izlediğinizde size vakit kaybı gibi gelebilir, filmin incelemelerini (spoiler yemeden) okuduktan sonra izlemeye karar vermenizi tavsiye ederim. Şahsi fikrim
çok boş vaktiniz varsa izlemelik bir yapım olduğu yönünde
Otoyol sahnesi insanı inanılmaz geriyor. Nefes almadan izliyorsunuz, zaten sonra birden kitabı susan değil izleyici okuyormuş hissine kapılıyorsunuz. Güzel kurgulanmış film.
Eğer akıl oyunlarının olduğu filmleri seviyorsanız izleyin seversiniz bayılırsınız. Ama ben dümdüz film istiyorum benim beynim yorulmasin diyorsanız izlemeyin. Ben bayıldım
Film çok ortada bir yapım beğenip beğenmemek arasında çok ince bir çizgi var güzel ve değişik senaryosu ile kendini izlettiriyor ama aynı şekilde akış ve sürekli alttan verilen mesajlar metaforlar filmi anlamayı güçleştiriyor tam ortada Benim için
FİLMİ ANLAMAYANLAR YANİ HERKES İÇİN! İzlediğim kuruguyu mantıksız buldum ancak okuduğum incelemeleri daha mantıksız buldum. Olumlu ya da olumsuz yorum yapanların filmi anladığını düşünmüyorum. Filmi incelemelerini okumadan anlayamazsınız. Söylenilenlere ve incelemelere göre Edward yazdığı romandaki Tony'nin başına gelenlerle, Susan'ın Edward'ı terketmesinde Edward'ın çektiği acıyı anlatmak istiyormuş. Örneğin; Tony'nin karısının ve kızının cesedini bulduğu kırmızı koltuk Susan'ın Edward'ı terk ettiği sahnede Edward'ın yüzüne vuran kırmızı ışığı simgeliyormuş. Bu kadar ince bir mesajın filmi izlerken ne gibi bir yararı olacağını ya da kimin gerçekten bunun farkına varacağını merak ediyorum. Romandaki katil Ray gerçekte Susan'mış. O zaman Lou ve Turk kimler oluyor? Susan romandaki Ray karakterini sadece okuduğu halde iş arkadaşının telefonundan bebeğine baktığında Ray'in yüzünü halüsünasyon olarak nasıl görüyor ? Bunun gibi birçok detay. Herşey o kadar ince anlam taşıyormuş ki filmde bunu anlayamıyorsunuz ancak filmden sonra yorumları okuyarak öğrenebiliyorsunuz. Buda o zaman neden film var ki sorusunu akla getiriyor?
Ne ara geçti bitti bu iki saat ...İtiraf etmeliyim ki adından ve afişinden ötürü çok etkilenerek izleğim ve pişman olmadığım bir film oldu...Çarpıcı bir hikayeyi çarpıcı bir şekilde sunmuş yönetmenimiz Tom Ford...Sanırım kendisinin aynı zamanda da modacı olmasından dolayı mekanları,dekoru çok iyi düzenlemiş..Metaforlar çok etkiledi beni..Ayrıca Amy Adams filmde oldukça asildi...ŞİDDETLE TAVSİYE :)
Bir filmin her saniyesi sembollerle mi dolu olur arkadaş! O metafor senin bu metafor benim gezinirken arada nerede kaldığınızı unutup, filme adapte olmakta zorlanabilirsiniz. Ama şükür ki film o kadar karışık değil ve metaforları bağlamak da çok kolay. Kitap ve gerçek hikaye birbirine çok güzel bağlanmış. Geçişleri çok sevdim. Finalindeki aniliğe de kızmadım çünkü o sırada bir önceki sahneyi anlayıp sindirmekle meşguldüm:) Spoiler kısmında sorun var sanırım. Buradan sonrası spoiler:)Yorumlara baktığımda, çoğunlukla finaldeki intikamın zayıflığından yakınılmış. Ben tam tersini düşünüyorum. Ölümüne mutsuz bir kadın, öyle bir kitabı okuduktan sonra o halde yalnız başına bırakılıyorsa, bu o kadın için felakettir. Devamı olsaydı kadının intihar sahnesini izliyor olurduk diye düşünüyorum. Çünkü hayatı o kadar negatif ki en ufak olumsuzluğu bile sığdıracak yer kalmamış artık. Bu sebeple intikamın ağır olduğunu düşünenlerdenim.Oyunculuklar da şahaneydi.
İzlediğim kuruguyu mantıksız buldum ancak okuduğum incelemeleri daha mantıksız buldum. Olumlu ya da olumsuz yorum yapanların filmi anladığını düşünmüyorum. Filmi incelemelerini okumadan anlayamazsınız. Söylenilenlere ve incelemelere göre Edward yazdığı romandaki Tony'nin başına gelenlerle, Susan'ın Edward'ı terketmesinde Edward'ın çektiği acıyı anlatmak istiyormuş. Örneğin; Tony'nin karısının ve kızının cesedini bulduğu kırmızı koltuk Susan'ın Edward'ı terk ettiği sahnede Edward'ın yüzüne vuran kırmızı ışığı simgeliyormuş. Bu kadar ince bir mesajın filmi izlerken ne gibi bir yararı olacağını ya da kimin gerçekten bunun farkına varacağını merak ediyorum. Romandaki katil Ray gerçekte Susan'mış. O zaman Lou ve Turk kimler oluyor? Susan romandaki Ray karakterini sadece okuduğu halde iş arkadaşının telefonundan bebeğine baktığında Ray'in yüzünü halüsünasyon olarak nasıl görüyor ? Bunun gibi birçok detay. Herşey o kadar ince anlam taşıyormuş ki filmde bunu anlayamıyorsunuz ancak filmden sonra yorumları okuyarak öğrenebiliyorsunuz. Buda o zaman neden film var ki sorusunu akla getiriyor?
Ölümüne mutsuz bir kadın, öyle bir kitabı okuduktan sonra o halde yalnız başına bırakılıyorsa, bu o kadın için felakettir. Devamı olsaydı kadının intihar sahnesini izliyor olurduk diye düşünüyorum. Çünkü hayatı o kadar negatif ki en ufak olumsuzluğu bile sığdıracak yer kalmamış artık. Bu sebeple intikamın ağır olduğunu düşünenlerdenim.