Onur Savaşı (2012)Jagten

Sonunu biraz daha net bitirebilirlerdi. Ancak film genel olarak güzel. Ayrıca Mads Mikkelsen kesinlikle aldığı ödülü sonuna kadar hak etmiş.

bilişsel psikoloji, toplum psikolojisi, gelişim psikolojisi ve daha nicesi. Tür meraklısına şölen niteliğinde... Senaryo iyi hoş güzel ama kurgunun biraz dallandırılıp budaklandırılması filmi daha da "öteye" taşırmış gibi geldi.

çokda öle sürükleyici hızlı değildi ama kurgu olarak farklıydı.

İnsanlar ve yargıları... Çok başarılı gerçekten .

yapmadığı bir şey yüzünden toplum tarafından dışlanan bir adamı izliyoruz ve tüm film bu şekilde geçiyor. şimdi yorumlarda gördüğüm kadarıyla bu kişiyi dışlayan toplum önyargılı ve haksız görülmüş bunun sebebi de biz izleyeciler olayın gerçeğini bilerek izlediğimiz için oluyor, boş yere dışlanması içimizi acıtıyor ancak filmdeki insanların bakış açısıyla olaya bakacak olursak kim böyle bir şeyi hoş karşılayabilir? bu kabul edilemez bir suçtur. filmde hep bir sonuç bekledim ancak belirsizlikle bitti. çok beğendiğim bir film oldu diyemeyeceğim

Titrettttinnnnn beniii titttreetttttinnnn (: Çok başarılı bir filmmm..

Lars Von Trier ile birlikte “Dogme 95” akımının kurucularından olan Thomas Vinterberg, ilk filmi Festen’den bu yana etkileyici bir film çıkarmakta güçlük çekiyordu ki, bu, Trier’in yükselişine Vinterberg’in ise unutulmasına göz yumuyordu. Ta ki Vinterberg “Dogme 95” akımının izlerinden neredeyse tamamen sıyrıldığını kanıtlayan Jagten ile karşımıza çıkana kadar.

Mads Mikkelsen’in Cannes Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülüne layık görülen üstün performansı filmin gücünü arttırırken film, bir yalanın tesiriyle masum bir insanın hayatının ne raddelere varabileceğini gözler önüne sererek ortaya oldukça sarsıcı ve gerçekçi bir “Vurun Kahpeye” temsili çıkarıyor. Çok orijinal bir konuya sahip olmasa da, gerçekçi oyunculukları, İskandinav soğuğu kıvamındaki atmosferi ve vurucu finaliyle Jagten, hem Vinterberg’in sinemaya güçlü bir geri dönüşü oldu.

mads mikkelsen'in oyunculuğuyla hayran bıraktığı, ön yargının insan oğlu üzerindeki etkisinin her yerde aynı olduğunu bir kez daha suratımıza çarpan harika bir film. Mahalle baskısı ve linç kültürünü yüzümüze tokat gibi çarptıkça çarpıyor. Film bittiğinde de etkisinde çıkamıyorsunuz. Tek kelimeyle etkileyici.

Bir kişinin av, topluluğun ise avcı olduğu film. Çocukların hepsinin o kişinin bodrumu vardı demesi ve bu muhabbetin tam da evin bodrumunda geçmesi çok enteresandır, dikkat kesilmek lazım o şatovari eve.

önyargı, iftira, empati kavramları harmanlanıp harika bir şekilde kompoze edilmiş ve ortaya da harika bir senaryo çıkmış.oyunculuklar, sahne seçimleri ile birlikte resmen filmi yaşıyorsunuz.tam olarak amacına ulaşmış bir film diyebilirim, izleyin izlettirin..

Film bir yandan bize suçla mücadele etme şeklimizi de hatırlatıyor. Suçtan mı nefret edilmeli sahi yoksa suçluyu linç mi etmek gerekir? İçimizi rahatlatmak için uyguladığımız yöntemler suçları azaltır mı?

O nasıl bir senaryo, Mads Mikkelsen nasıl bir oyuncu... Çok özel bir film var karşınızda. Oldukça sıradan bir çoğumuzun kulaktan dolma duyduğu bir hikayeyi madur tarafın penceresinden, ağır bir dramatizasyon eşliğinde izleyeceksiniz. Çöküşünüz birden değil, zamanla olacak,... Önyargılar üzerine ağır bir dram, basit bir insan hikayesi, muhteşem bir film...

İnsanların daha önce tecrübe etmediği duygularına hitap eden muhteşem bir film, adamın sabrını takdir ettim,merhametine hayret ettim ve hayatımda ilk defa bir çocuğa kin besledim.

Sinirimden hop oturup hop kalktım resmen, öyle bi kapıldım gittim yani. Ziyadesiyle başarılı bir film.

“Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur…”
(Albert Einstein)