Böylesine gerçekçi bir konuyu inanılmaz şekilde işleyen muazzam bir yapım. Mads Mikkelsen yine oyunculuğunu konuşturmuş. Harika bir filmdi. Çok iyiydi. 8/10
İzlemeye başlamadan önce sakinleştirici almanızı tavsiye ederim. Bi an filmin içine girip herkesi tokatlamak istedim. (: Klara denen küçük kızı Heidi 'nin Klara' sı gibi uçurumdan atmayı düşündüğüm anlar da olmadı değil (:
Kuş tüyü bir yastığı lime lime edip havaya saçın... Tüyler uçuşsun rüzgarda... Sonra da bunları yeniden toplayıp yastık yapmaya çalışın... Yapabilir misiniz ? Dedikodu işte aynen de böyle... Ağzından çıkanlara , yaptığı hareketlere çok dikkat etmeli ve özen göstermeli insan..
Filmin başka bir açıdan da aklıma getirdiği söz şu; "gülersen dünya seninle güler, ağlarsan yalnız ağlarsın" ortalık süt limanken yanındakilere değil, fırtınalarda yanındakilere bak, onlar gerçek dostlarındır...
NOT: Mads Mikkelsen zaten her zamanki gibi iyi de, küçük kız çok iyi, o mimikler , hem üzüldüm, hem kızdım, farklı duyguları geçiriyor izleyiciye ... 10/9
neredeyse her sahnesini hayran hayran izlediğim danimarka-isveç ortak yapımı film.
çok rahatsız ediciydi. hem iftira atılan kişinin yerine koyabiliyorsunuz kendinizi hem de ortalıkta dolanan söylentiler sebebiyle o kişiye sırt çeviren güruhun. hal böyle olunca izleyici olarak sürekli diken üstündesiniz. ayrıca naçizane olarak belirtmek isterim ki; çocuklardan daha da soğumama yol açtı. ergenliğine kadar beyin fakiri olan bu küçük teröristleri pek sevemiyorum.
sonlara doğru olayın üstünden bir yıl geçiyor ve görüyoruz ki insanlar ne çabuk unutmuş yaşananları. herkes herkesle dostmuş gibi. son sahneyle bunun koca bir yalan olduğu kanıtlanıyor
Psikolojik türde oldukça etkileyici bir yapım. Önemli ve tehlikeli bir konuya parmak basıyor özellikle çocuklar söz konusu olunca masumiyet karinesi ya da eş dost akraba ilişkisini görmüyor insan göremez de zaten. Bu yüzden filmdeki tüm kahramanlara hak veriyorsunuz. Baş kahramanın verdiği mücadelede ben bile acaba mı sorusunu sormadım değil kendime. Bu noktada oldukça gergin izlediğim bir yapım oldu. Bazı noktalarda ise sıkıntılı olduğu yerler var filmin özellikle mantık ekseninde değerlendirdiğimde sorguladığım yerler oldu ama genel olarak beğendim diyebilirim. Psikolojik türde film severlere öneririm. 7.5/10
gustave le bon'un kitleler psikolojisinde bahsettiği gibi; toplumda kişi sayısı arttıkça düşünselliğin yerine duygusallığın baskın olduğunu anlatan bir film. ya da duygusallığın düşüncellikten baskın olabildiği durumlarda ne gibi sonuçlar ortaya çıkarabileceğini anlatan. eleştirdiğim bölümleri oldu evet mantık çerçevesinde. onun dışında çaresizliği ilik ilik hissettiren mads mikkelsen'in yarattığı psikolojik dram gözlerimi doldurdu. mükemmel bir filmdi.
konusu falan gerçekten farklı olan bir yapımdı ama işlenişini pek sewemedim çok ağır çok donuk ilerliyor , yani filmde tansiyon yükseliyor ama işleniş aynı filmde alt bir zaman war film yine standart işliyor böyle böyle sıkıcı bir halde geçiyor ama kendini tüm bunlara rağmen izletmeyi de başarıyor ...
O sıpayı dövesim geldi ...Okullarında acaba neden güvenlik kameraları yok ? Yahu bacak kadar çocuk mu güvenilir şimdi ? Adamın hayatını kaydırdılar yahu bu nasıl bir psikolojik baskıdır ...Ama helal olsun ki ayakta kalabiliyor ...
Danimarka yapımı film.İskandinav ülkelerinin soğuk havasının,filmlerine görüntü olarak soğuk ve karanlık tonlarda yansımasına bayılıyorum,sanırım izlerken durgunlaştırıyor,aksiyon aramadan sadece karakterlere ve filmin mesajına yoğunlaştırıyor insanı.bu filmde onlardan biri.izlemeye başladığımız anda iyi yürekli,kibar,yardımsever olan ana karaktere;sevgi dolu kasaba halkına dikkatimizi veriyoruz(aman!sevgi dolu demez olaydım).Gerçek olmayan bir söylenti kasaba halkını biranda ön yargılı bir canavara dönüştürüyor.bu dogma fikirli cahil halka yem olan bir insan hayatını izliyoruz:(filme bayıldım.heyecanla izledim,herkesin beğenebileceği filmlerden.mutlaka izleyin:D
Bütün süre boyunca insanı filmin finaline hazırlayan ancak finalde hiçbir şey vermeyen bir film. O kadar büyük beklentiyle ve heyecanla sonunda çıkacak olanı tahmin etmeye çalışırken müthiş derecede bir belirsizlikle bitmesi tokat etkisi yaptı. Son 30 saniyesinde bile hala çarpıcı olacak diye düşündüğüm finali bekliyordum. Şaşırtma şekline diyecek bir şey yok. Çok gerçekçi görünse de marketten alışveriş yapmasına izin verilmeyecek kadar dışlanmış bir insanın bir yıl sonra suçlamalar belirsizliğini korurken birlikte kutlama yapılacak kadar içlerine almaları ve herkesin normal davranması durumu mantık hatası olmalı. Gayet etkileyiciydi ancak '' şu olacak '' dediğim hiçbirşeyin olmadığı bir film :)
Bir kelimenin veya cümlenin insan hayatı üzerinde ne denl, etkili olabileceği üzerine çok etkileyici bir film olmuş insanların yargısız infaz yapması ve toplum normlarının gerçeğin ötesine geçtiğini suratımıza tokat gibi vuran sarsıcı bir film olmuş çaresizliğini aklıma kazıdım ''Buston''..
Tüyler uçuşsun rüzgarda...
Sonra da bunları yeniden toplayıp yastık yapmaya çalışın...
Yapabilir misiniz ?
Dedikodu işte aynen de böyle...
Ağzından çıkanlara , yaptığı hareketlere çok dikkat etmeli ve özen göstermeli insan..
Filmin başka bir açıdan da aklıma getirdiği söz şu;
"gülersen dünya seninle güler, ağlarsan yalnız ağlarsın"
ortalık süt limanken yanındakilere değil, fırtınalarda yanındakilere bak, onlar gerçek dostlarındır...
NOT: Mads Mikkelsen zaten her zamanki gibi iyi de, küçük kız çok iyi, o mimikler , hem üzüldüm, hem kızdım, farklı duyguları geçiriyor izleyiciye ...
10/9
çok rahatsız ediciydi. hem iftira atılan kişinin yerine koyabiliyorsunuz kendinizi hem de ortalıkta dolanan söylentiler sebebiyle o kişiye sırt çeviren güruhun. hal böyle olunca izleyici olarak sürekli diken üstündesiniz. ayrıca naçizane olarak belirtmek isterim ki; çocuklardan daha da soğumama yol açtı. ergenliğine kadar beyin fakiri olan bu küçük teröristleri pek sevemiyorum.
sonlara doğru olayın üstünden bir yıl geçiyor ve görüyoruz ki insanlar ne çabuk unutmuş yaşananları. herkes herkesle dostmuş gibi. son sahneyle bunun koca bir yalan olduğu kanıtlanıyor