Ya evet şaşırtıcı şeyler oluyor da. Bir filme bir tane şaşırtıcı unsur yetmez mi. Her yerden sürprizli bir bilgi gelince insan hicbir duyduğuna şaşırmaz hale geliyor. Böyle filmlerde biraz daha sakin olmak lazım. Izleyiciye oynamak izleyiciyi de bıktırıyor çoğu zaman.
Çok üzüldüm izlerken. Dünyada öyle büyük acılar yaşanmış/ yaşanıyor ki, insan sevgilisinden ayrıldığına, ne bileyim istediği bir şeyi alamadığına ya da iş bulamadığına üzülünce şımarıklık yaptığını düşünmeye başlıyor. Şükürcü olmayı sevmem, daha kötüsüne değil iyisine odaklanmaya çalışırim hep ama bu filmi izledikten sonra katliam, açlık, susuzluk görmediğim için şükretmeye başladım. Fotoğraf kareleri hem çok güzel hem de çarpıcıydı. Belgeseli yapilasi bir fotoğrafçıymış gerçekten Salgado. Ailesini de kendisini de takdir ettim.
Philosophy, Ned bunu beğendi.
Ben Batman'i seviyorum zaten genel olarak. Süper kahraman olmasına rağmen bizimkine benzer yozlaşmış, sapkın, tekinsiz insanlarla dolu dünyada psikolojisini sağlam tutmaya çalışıyor ve sürekli kendi içinde bir mücadele hâlinde. Bu insani özellikler filmlerde beni hep cezbetmistir. Filmin karanlık atmosferini, müziklerini, dopdolu sahnelerini ve en çok da oyuncularını beğendim. Sadece Catwoman'ın olaya girişi, aralara sokuşturulan kendi hikayesi çok yavan geldi. Akışa hicbir katkısı olmadığı gibi çoğu yerde bitse de gitsek havası verdi. Bir de yerli yersiz aforizmalar çok uzadı. Mikrofonu eline alan yarim saat hayat dersi veriyor. Evet güzel cümleler var ama o kadar uzun olmasına gerek yoktu bence. Genel anlamda çok uzun olmasına ragmen hiç sıkmayan, oyuncularına hayran olduğum bir film oldu benim için.