Bobby Fischer'ı kadın olarak ele alarak Sovyet Dünya Şampiyonu Boris Spassky ile karşılaşmasını işliyor. Ben beğendim açıkçası. Kurgu eğlenceli. Çok çok iyi demeyeceğim ama Anya Taylor Joy'un oyunculuğu çok etkileyici. Tek sıkıntılı yanı kamera açıları. Ne kadar estetik efektleri olursa olsun satranç maçlarında kameranın sürekli açı ve kadraj değiştirmesi maçı takip etmenizi engelliyor. Ama başka bir açıdan da duruma her açıdan bakmak gerektiğini gösteriyor. Düşman olarak işaretlediğimiz kişiler her zaman düşman olmayabiliyor. Bu yargıyı da satrançtaki siyah ve beyazı kullanarak, ırk ve millet farklılıkları ile çok tatlı ifade ediyor. Metaforları bol, humanite üstüne eleştirileri güçlü. 'Humanitas'taki şefkat anlamına dikkat çekmek isterim.
Gerçekten güzel bi mini dizi. Odak noktası satrançtan ziyade küçük yaşlarda öksüz kalmış bi kızın satranç dolu ama oldukça buhranlı hayatı, olağanüstü yeteneği, çok güçlü gözükürken aslında içinde fırtınalar kopması... Dizinin kendisinin ve Anya Taylor Joy'un duygusuzluğun duygusunu vermede çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda Joy rolünün hakkını fazlasıyla vermiş ve çok başarılı bi seçim olmuş. Mini dizi olduğu için bazı detaylardan yoksun ama bence tam tadında. Aynı zamanda çok sürükleyici, akımına kapılmamak elde değil. "Dizi izleyesim var ama yarına kalmasın, öyle uzun uzadıya izleyemem. Bugün bitiriyim ama arka arkaya izleyince sıkmasın." diyosanız tam size göre.
Vaaay bee nerdeen nereyee ...Boynuz kulağı geçti tabirinin vücut bulmuş hali. Öncelikle Anna Taylor Joy bu rol için biçilmiş kaftan olmuş, o donuk bakışlar, vakurluk, ketumluk, asilik..Dönemin görsel unsurları zaten göz büyüleyici, şarkıları da bu güzelliğe güzellik katmış. Yarışmalar esnasında taşların tahtada çıkardığı sesler, oyuncuların gözlerine odaklanan çekimler, o bakışmalar insanı heyecanlandırmayı başarıyor - biz de ekran karşısında soğuk soğuk terliyoruz. İzlerken aklıma hep Bobby Fisher geldi. Bu arada evet mantık hataları vardı ama bence genele baktığımızda göz ardı edilecek cinsten. Keyif aldığım bir mini dizi oldu.
Detaylarıyla yansıttığı dönemin modası, müzikleri, insanların fikirleri, duruşları vs ile çok güzel bir mini dizi olmuş. İyi ki de film olmamış mini dizi olarak çekmişler. Bir sonraki sahnede neler olacak diye su gibi akıp giden bir ilerleyişi var. Beth karakterini Anya Taylor-Joy ne güzel canlandırmış.
Beth'in çocukluğundan gençliğine kadar dönem dönem büyümesini, hatalarını, zayıf düştüğü anlarını, toparlayıp, güçlü duruşunu kazanışını, izlemek ayrı bir keyifti. Çok güzel tadında yansıtmışlar.
Mükemmel bir dizi. Çok beğendiğimiz için eşimle zamana yayarak izledik. Her detayın bu kadar güzel işlenmesi hayranlık uyandırıcı. Romanını düşünemiyorum bile. Satranç oynunu zaten çok severim iyice ilgimi çekti bu yüzden. Beth'in güzelliği, güçlü duruşu ve zerafetine ayrıca düştüğümü söyleyebilirim. 60'lı yılların Amerikasına hep hayran kalmışımdır. (11.22.63 dersem çoğu kişi anlayacaktır zaten)
Çok beğendim ve tek günde bitirdim. Resmen film gibi akıp gitti. Oyunculuklar, kostüm muazzam. Tek eksik satranç ile ilgili hamleleri ve terimleri açıklamadan geçiyorlar ve bilmeyen için bu sahneler biraz sıkıcı gelebilir.
Bu arada evet mantık hataları vardı ama bence genele baktığımızda göz ardı edilecek cinsten. Keyif aldığım bir mini dizi oldu.
Geçtiği dönem itibariyle beni bi cezbetti zaten çerezlik güzel bir dizi.