Unutamadığınız bir tat var mı? Özlemden duyulan acının üstesinden kim gelebilir? Özlemini duyduğun şeyi tekrar göremeyebileceğin korkusu. İnsanı çaresiz bırakıyor. Özlem insanı öldürebilir. Yine de gün be gün azimle özlemini duyacağımız yeni hatıralar oluşturuyoruz.
Merhaba! Son evre kolorektal kanser hastası altı ayla bir yıl arası ömrü kalmış, kalın bağırsaklarından yumurtalıklarına kadar yayılmış, mümkün olan en kısa zamanda hastaneye yatırılıp tedavi alması ve ameliyat olması gerekiyordur, kometerapi sonrası dengeli beslenmeye ihtiyacı var ve kocasından rica etti. Kocası hem eşinin sağlığına bakıp dengeli beslenmesini hem de ev işlerini yapma sorumluluğu altına giriyor, üstelik kocası yemek namına hiçbir şey bilmiyor, sırf eşi için yemek yapmayı öğreniyor, çeşitli yeni pişirme teknikleri geliştiriyor. Ve yaptığı yemekleri çekip blog sayfasına yüklüyor o günün hikayesini de anlatarak. Sonu hüzünlü bitti ama çok da sıcak bir diziydi. Kanser hastalarının acı anlarına, neler yaşadıklarına ve bir o kadar da insana ve yaşama dair umut aşıladığına şahit oluyoruz. Oyuncu kadrosu da gayet başarılıydı. Dozunda, ilgiyle sonunu bile bile izlediğim ve çok güzel tadımlık, eğiticive öğretici yönüyle birlikte ruhumu dinlendiren dokunaklı bir dizi oldu benim için.
Ölüm her an gelebiliyor, o yüzden şimdiki ân’ı doyasıya yaşamalıyız, ki pişman olmayalım.
Lezzetli yemekler sevgiyle yapılır. Sakin olup malzemelerle etkileşim kurmalısın. Aynı malzemeler ve aynı tarif kullanılmış olsa bile hislerimiz farklı olduğu için farklı yemekler yaparız. Yalnızca sevgi ve şefkatle yapılmış yemeklerle tıka basa doyabiliriz.
İyi yemek yalnızca ağzına değil aynı zamanda gözüne de hitap eder.
Bedenin sahibi kalptir.
Çok çeşit yemek iyidir.
İnsanlar yemeklerden çok şey bekliyor. Her restoranın duvarında yemeklerinin ne kadar sağlıklı olduğuna dair afişler görebilirsin. Ama yemek ilaç değildir.
İlk adım her zaman en zorudur.
Tadını bilmeden ne yapmaya çalıştığını bilemiyor insan.
Tadın anıları canlandırma gücü vardır.
Özel bir tat, bir yerdeki özel bir hatırayla birleştiğinde mucizeler gerçekleşiyor.
Terbiye edilmiş sebzeler onu yapan kişinin hislerini taşıyor.
Hüzün tıpkı gölgemiz gibi her daim peşimizde.
Yeni kitaplar hep güzel kokar.
Kendi çocuğunu sen sevmezsen başkaları da sevmez.
Ama dünyada hazır olmamızı beklemeyen pek çok şey var. Yüzleşmemiz gereken şeyler. Açlık kadar özlem de insanı çaresiz bırakıyor.
Biri için yemek yapmak insana çok iyi gelen bir şey aslında.
Çoğu hayal sizin de bildiğiniz gibi gerçekleşmez zaten.
Kanser ilaçları iki çeşittir. Hücre döngüsü özelindeki ilaçlar bölünmenin belirli aşamalarında etki gösterirler. Diğer taraftan bunun dışındaki ilaçlar hücrenin bölünme aşamasına bakmasızın kanserli hücreyi öldürür. Bu tarz kanser ilaçları bölünmeyi, DNA ve RNA sentezini engelleyerek ya da DNA moleküllerine zarar vererek engellerler. Kanser hücresini bu şekilde öldürürler. Ancak kemoterapi yalnızca kanserli hücrelerine değil aynı zamanda hızlıca bölünüp çoğalan sindirim sistemi organlarındaki mukoza zarına, saça, kemik iliğine ve üreme hücrelerine de zarar verir.
Kanser, grip gibi yemene içmene dikkat edip dinlenince geçirebileceğin bir şey değil. Yapabileceğimiz her şeyi yapmalıyız.
Ne zaman sona ereceğini bilmeden acı verici bir tedavi alan birisi ve o birisinin yaşadıklarını an be an izleyip ona yardımcı olmaya çalışanlar olarak ihtiyacımız olan tek şey tatlı bir teselliydi.
Sevgide korku yoktur. Tersine, yetkin sevgi korkuyu siler atar. Çünkü korku işkencedir. Korkan kişi sevgide yetkin kılınmamıştır.
Hasta olmayan biri hastalandığında hasta olan için büyük bir sorun demektir bu.
Duygular sinirlerin otomatik tepkileridir. Ya siz fazla stresten kaçacaksınız ya da sinirlerin tadı kaçacak. Stresten kaçamazsanız derin nefes almak işe yarayacaktır. Derin nefes alırsanız sinirleriniz yatışır. Duygulara boğulduğunuzda derin nefes almayı hatırlayın. Dışarıdaysanız daha da iyi. Alabildiğiniz kadar nefes alın ta ki ciğerleriniz patlayana kadar. Ve sonra verin. Böylece duygu yoğunluğunuz azalmış olacak.
Gerçekleşemeden önce farkına varamadığımız çok fazla şey var.
Bilmediğimiz şeyi sormak utanç verici değildir.
Diğer insanların sözleriyle duyguları hakkında yazdıklarını kendi duygularınla çevirmek kolay değil.
Yemek yapmak her zaman böyledir. Zordur ama insanların keyif aldığını duyunca kalbim rahatlıyor.
Dünyada çoğu şey yolunda gitmez. Ve bence yetişkinler bunu kabullenmeli.
“Yine görüşürüz.” sözü zaman geçtikçe zor bir söz gibi geliyor. Bu yüzden hafif bir veda olarak bırakmak için çok uğraşıyorum.
Birinden ayrılmak için sayısız neden olabilir. Ama ayrılmanızın nedeni cesaretsizlikse sonrasında çok pişman olacaksınız.
Pişman olmak istemiyorsan tek yapman gereken bir kere cesur olmak.
Bu anılar da zamanla kaybolacak. Lütfen tüm üzücü anıları silip sadece kahkahalarımızı hatırla. Sen yaptığın o meyve suyusun.
Geriye dönüp baktığımda blogumda yayınladığım tüm tarifler kanserle savaşılan acı zamanın ve en mutlu anlarının bir günlüğüydü. Bir şey yiyebilse idi güzel bir gün olacaktı.
Kötü anıları silip sadece mutlu olduğumuz anıları bırakmaya çalıştım. Ama tek hatırladığım buymuş gibi hissediyorum.
Kansere karşı savaşta kısa ve nadir mutluluk anların dayanabildikleri sürece yapmak istedim.
Bir takvim amacını gerçekleştirdikten sonra işe yaramaz hale gelir.
O yürüyüşe çıktığında ona eşlik etmekten çok haz alıyordum. Ve birlikte yürüdüğümüz zamanların en mutlu zamanları olduğunu söylerdi. Eskiden geçtiğimiz tarlaları düşünerek yürüdüm. Yürüyüşe çıktığımızda hep şakasına şöyle derdik: “Bu yürüyüş sayesinde bir gün daha yaşayacağız.”
“Sadece sıcak kumsalda bir kez daha yürümek istiyorum.” Bilmediğim bir kumsalda yürüyüp anılarımızı yâd ettim ve binlerce yıllık anılarla dolu uçuruma baktım. Yolun sonunda kızgın dalgalarla karşılaştım. Karımın üzerinde biriken tüm yanlış anlamaları giderip gidermediğini merak ediyorum. Hareketsiz kaldım ve dalgalar özür dileyen bir kalple sakinleşene kadar dalgaları izledim.
Birlikte çok şey yaşadık. Yaşlandıktan sonra ve 25 yıl sonra, nihayet bağlandığımızı hissettik ve sadece birimiz erken ayrıldı. İnsanlar ilişkilerine böyle başlayıp böyle son verirler. Birbirimizi seviyorduk ama zor geldi. Yine de iyi bir şekilde ayrıldığımızı söyleyebilirim. Şimdi alışık olmadığım bir şeye alışmalıyım ve bu çok da gözümü korkutmuyor.
Günlük hayatla meşgulken anılar gömülür. Böylece karımın bana verdiği son ödev de benim en büyük dileğim oldu. Her gün yaşadığım günleri anımsayıp ölülerle dirileri bir araya getiriyorum.
Merhaba! Son evre kolorektal kanser hastası altı ayla bir yıl arası ömrü kalmış, kalın bağırsaklarından yumurtalıklarına kadar yayılmış, mümkün olan en kısa zamanda hastaneye yatırılıp tedavi alması ve ameliyat olması gerekiyordur, kometerapi sonrası dengeli beslenmeye ihtiyacı var ve kocasından rica etti. Kocası hem eşinin sağlığına bakıp dengeli beslenmesini hem de ev işlerini yapma sorumluluğu altına giriyor, üstelik kocası yemek namına hiçbir şey bilmiyor, sırf eşi için yemek yapmayı öğreniyor, çeşitli yeni pişirme teknikleri geliştiriyor. Ve yaptığı yemekleri çekip blog sayfasına yüklüyor o günün hikayesini de anlatarak. Sonu hüzünlü bitti ama çok da sıcak bir diziydi. Kanser hastalarının acı anlarına, neler yaşadıklarına ve bir o kadar da insana ve yaşama dair umut aşıladığına şahit oluyoruz. Oyuncu kadrosu da gayet başarılıydı. Dozunda, ilgiyle sonunu bile bile izlediğim ve çok güzel tadımlık, eğiticive öğretici yönüyle birlikte ruhumu dinlendiren dokunaklı bir dizi oldu benim için.
Ölüm her an gelebiliyor, o yüzden şimdiki ân’ı doyasıya yaşamalıyız, ki pişman olmayalım.
Replikler:
Lezzetli yemekler sevgiyle yapılır. Sakin olup malzemelerle etkileşim kurmalısın. Aynı malzemeler ve aynı tarif kullanılmış olsa bile hislerimiz farklı olduğu için farklı yemekler yaparız. Yalnızca sevgi ve şefkatle yapılmış yemeklerle tıka basa doyabiliriz.
İyi yemek yalnızca ağzına değil aynı zamanda gözüne de hitap eder.
Bedenin sahibi kalptir.
Çok çeşit yemek iyidir.
İnsanlar yemeklerden çok şey bekliyor. Her restoranın duvarında yemeklerinin ne kadar sağlıklı olduğuna dair afişler görebilirsin. Ama yemek ilaç değildir.
İlk adım her zaman en zorudur.
Tadını bilmeden ne yapmaya çalıştığını bilemiyor insan.
Tadın anıları canlandırma gücü vardır.
Özel bir tat, bir yerdeki özel bir hatırayla birleştiğinde mucizeler gerçekleşiyor.
Terbiye edilmiş sebzeler onu yapan kişinin hislerini taşıyor.
Hüzün tıpkı gölgemiz gibi her daim peşimizde.
Yeni kitaplar hep güzel kokar.
Kendi çocuğunu sen sevmezsen başkaları da sevmez.
Ama dünyada hazır olmamızı beklemeyen pek çok şey var. Yüzleşmemiz gereken şeyler.
Açlık kadar özlem de insanı çaresiz bırakıyor.
Biri için yemek yapmak insana çok iyi gelen bir şey aslında.
Çoğu hayal sizin de bildiğiniz gibi gerçekleşmez zaten.
Kanser ilaçları iki çeşittir. Hücre döngüsü özelindeki ilaçlar bölünmenin belirli aşamalarında etki gösterirler. Diğer taraftan bunun dışındaki ilaçlar hücrenin bölünme aşamasına bakmasızın kanserli hücreyi öldürür. Bu tarz kanser ilaçları bölünmeyi, DNA ve RNA sentezini engelleyerek ya da DNA moleküllerine zarar vererek engellerler. Kanser hücresini bu şekilde öldürürler. Ancak kemoterapi yalnızca kanserli hücrelerine değil aynı zamanda hızlıca bölünüp çoğalan sindirim sistemi organlarındaki mukoza zarına, saça, kemik iliğine ve üreme hücrelerine de zarar verir.
Kanser, grip gibi yemene içmene dikkat edip dinlenince geçirebileceğin bir şey değil. Yapabileceğimiz her şeyi yapmalıyız.
Ne zaman sona ereceğini bilmeden acı verici bir tedavi alan birisi ve o birisinin yaşadıklarını an be an izleyip ona yardımcı olmaya çalışanlar olarak ihtiyacımız olan tek şey tatlı bir teselliydi.
Sevgide korku yoktur. Tersine, yetkin sevgi korkuyu siler atar. Çünkü korku işkencedir. Korkan kişi sevgide yetkin kılınmamıştır.
Hasta olmayan biri hastalandığında hasta olan için büyük bir sorun demektir bu.
Duygular sinirlerin otomatik tepkileridir. Ya siz fazla stresten kaçacaksınız ya da sinirlerin tadı kaçacak. Stresten kaçamazsanız derin nefes almak işe yarayacaktır. Derin nefes alırsanız sinirleriniz yatışır. Duygulara boğulduğunuzda derin nefes almayı hatırlayın. Dışarıdaysanız daha da iyi. Alabildiğiniz kadar nefes alın ta ki ciğerleriniz patlayana kadar. Ve sonra verin. Böylece duygu yoğunluğunuz azalmış olacak.
Gerçekleşemeden önce farkına varamadığımız çok fazla şey var.
Bilmediğimiz şeyi sormak utanç verici değildir.
Diğer insanların sözleriyle duyguları hakkında yazdıklarını kendi duygularınla çevirmek kolay değil.
Yemek yapmak her zaman böyledir. Zordur ama insanların keyif aldığını duyunca kalbim rahatlıyor.
Dünyada çoğu şey yolunda gitmez. Ve bence yetişkinler bunu kabullenmeli.
“Yine görüşürüz.” sözü zaman geçtikçe zor bir söz gibi geliyor. Bu yüzden hafif bir veda olarak bırakmak için çok uğraşıyorum.
Birinden ayrılmak için sayısız neden olabilir. Ama ayrılmanızın nedeni cesaretsizlikse sonrasında çok pişman olacaksınız.
Pişman olmak istemiyorsan tek yapman gereken bir kere cesur olmak.
Bu anılar da zamanla kaybolacak. Lütfen tüm üzücü anıları silip sadece kahkahalarımızı hatırla. Sen yaptığın o meyve suyusun.
Geriye dönüp baktığımda blogumda yayınladığım tüm tarifler kanserle savaşılan acı zamanın ve en mutlu anlarının bir günlüğüydü. Bir şey yiyebilse idi güzel bir gün olacaktı.
Kötü anıları silip sadece mutlu olduğumuz anıları bırakmaya çalıştım. Ama tek hatırladığım buymuş gibi hissediyorum.
Kansere karşı savaşta kısa ve nadir mutluluk anların dayanabildikleri sürece yapmak istedim.
Bir takvim amacını gerçekleştirdikten sonra işe yaramaz hale gelir.
O yürüyüşe çıktığında ona eşlik etmekten çok haz alıyordum. Ve birlikte yürüdüğümüz zamanların en mutlu zamanları olduğunu söylerdi. Eskiden geçtiğimiz tarlaları düşünerek yürüdüm. Yürüyüşe çıktığımızda hep şakasına şöyle derdik: “Bu yürüyüş sayesinde bir gün daha yaşayacağız.”
“Sadece sıcak kumsalda bir kez daha yürümek istiyorum.” Bilmediğim bir kumsalda yürüyüp anılarımızı yâd ettim ve binlerce yıllık anılarla dolu uçuruma baktım. Yolun sonunda kızgın dalgalarla karşılaştım. Karımın üzerinde biriken tüm yanlış anlamaları giderip gidermediğini merak ediyorum. Hareketsiz kaldım ve dalgalar özür dileyen bir kalple sakinleşene kadar dalgaları izledim.
Birlikte çok şey yaşadık. Yaşlandıktan sonra ve 25 yıl sonra, nihayet bağlandığımızı hissettik ve sadece birimiz erken ayrıldı. İnsanlar ilişkilerine böyle başlayıp böyle son verirler. Birbirimizi seviyorduk ama zor geldi. Yine de iyi bir şekilde ayrıldığımızı söyleyebilirim. Şimdi alışık olmadığım bir şeye alışmalıyım ve bu çok da gözümü korkutmuyor.
Günlük hayatla meşgulken anılar gömülür. Böylece karımın bana verdiği son ödev de benim en büyük dileğim oldu. Her gün yaşadığım günleri anımsayıp ölülerle dirileri bir araya getiriyorum.