Taht Oyunları (2011 - 2019)Game of Thrones

Bu dizi için çok yorum yapılır çok şey yazılır. En iyisi kısadan herşeyiyle efsane diyorom.Ayrıca Sibel Kekilliyede kutluyorum.Böyle şahane bir dizide rol aldığı için.9.3

Son iki sezonu izlememiştim. Diziye tekrar en baştan başlayıp 8 sezonu da bir solukta izleyerek bitirdim. Kesinlikle eşi benzeri olamayacak bir dizi. Tabi finali birçok izleyici gibi benim de hoşuma gitmedi. Ama bir tarafım da aslında olması gereken son buydu diyor.

Çünkü Jon hiçbir zaman bir hükümdar olmak istemedi, aynı şekilde Arya da leydi gibi bir ünvanla kendini belirli bir yere bağlamak istemedi, Sansa ise her zaman bir kraliçe olmak istiyordu. Herhalde istemediği hayatı yaşayan tek kardeş Bran oldu …

Spoilerı göster

Diziyi bitireli daha birkaç dakika oluyor ve içim bir buruk kaldı … Diyecek bir şey bulamıyorum şuan

Biraz geç kaldığımı kabullenmekle birlikte final sezonuna kadar bir çırpıda soluksuz izledim fakat finalde neden herkesin sövdüğünü daha iyi anladım bu kadar iyi getirmişken insanların haliyle beklentisi yüksek oluyor ve daha iyi bir son bekliyorlardı onlara haksızsınız diyemem

Gerek görsel kalitesiyle gerek oyunculuklar yada sayamayacağım bir çok yönüyle gerçekten daha iyisi gelene kadar en iyisi. Son sezon aceleye gelmiş olmasaydı bir sezon daha izlemek çok isterdim.

rahat izleyebileceğiniz link :

https://www.series.az/episode-game-of-thrones-8-sezon-4-bolum

Tarihe adını altın harflerle yazdıran, efsaneler arasında yerini kazanan muazzam bir başyapıt. Kostümler, karakterler, oyunculuklar, atmosfer vs. Bir sürü muhteşem faktörler var. Her bir bölümü her bir dakikası ayrı bir haz yaşatan efsane bir dizi. Tek kelimeyle bayıldım. Son sezon ve final için fikir ayrılıkları illaki olacaktır ama bence bir şekilde sonuca bağlamışlar ve bu son sezon için ilk efsane 7 sezon gözardı edilemez. Kesinlikle ve şiddetle iletmenizi tavsiye ediyorum. 9.6/10 Efsanelerim arasında yerini aldı.

Kitabını okuyanlara cazip gelebilir belki, ama 7 senedir ne olacak diye izlediğim, kişiler, sülaleler ve yerler hakkında hiç bir fikrim olmadan izlediğim dizi. Çok masraf edilmiş, çok emek verilmiş, oyuncular gereken duyguları yansıtıyor. Görüntüler kimi zaman nefes kesici. Konuyu,kanlı sahneleri, savaşları beğenmem mümkün değil. Finali için ne diyeyim. Beğenen var mı ki?

Harika bir yapım. 6 sezon büyüleyici idi. 7 ve 8 vasatın üstü. Müthiş oyunculuk. Fevkalade dekorasyon. Konu ve senaryo çok güzel. Favori karakterim Tyrion dı. Orta çağ efsanelerini hep sevmişimdir. Ateşli silahlar öncesi daha ilgimi çekmiştir.

Son sezonuyla hayal kırıklığı yaratan bir efsane diyebiliriz sanırım.

Nihayet ben de bitirdim. Hayatın yansıması idi. Anlatılan efsanelere şuan inanmak istemiyoruz buna duyduğumuz özlemden dolayı belki ama onu giderebildi. Ortaçağ konseptinden İlkel çağlara, Antik çağlara, Klasik çağlara ve hatta 20. yy'a kadar uzanan bir serüvendi bu. Hayatın en önemli ve görmezden gelinemeyecek döngüsü olan yaşam-ölüm çatışmasında ilklere oynuyordu. Özgeci insandan tutun Makyavel insana kadar yüzlerce çeşit gördük. Herkesin de amacı uğruna aştığı engellerin değeri ve bedeli farklıydı. Bu uğurda harap olanlar da yaşamın gerçeğini bize sunuyordu. Valar Morghulis. E haliyle Valar Dohaeris. Her tanrı türü farklı bir inanışa çıkıyordu. Burada Paganlıktan tutup Mistisizme, Hristiyanlığa, Protestanlığa, Budizme, İslama ve Manitu gibi enerji inançlarına kadar çeşit gördük. Eski tanrılar mitlere tapanları, Yediler tutucu katolik kesimi, Işığın tanrısı Nekromansiye inanan bir güruhu, Onun düşmanı olan karanlık tanrı Satan'ı, Boğulmuş tanrı Cthulhu'yu ve Fırtına tanrısı uzak doğu mitlerindeki tanrıyı, Büyük aygır Manitu'yu ve Çok Yüzlü tanrı da aslında ölüme olan bağlılığı yansıtıyor. İslam'a yatkın aslında. Haşaşi yetiştiren bir kale. Baş üstatlardan bile bu dini inanç ve mezhep çıkarımına varılabilir. Hisar denen yer aslında Manastırdır ve orada yetişip baş üstat olanları sıralayacak olursak giydikleri cüppe renklerinden Üstat Luwin Fransiskendir. Üstat Aemon ve Wolcan Dominiken, Yüce Serçe rahibeleri ve fanatikleri ile birlikte Flagellant'tır. Üstat Qyburn Benedikten, Üstat Pycelle Carmelite. Varys Budist vb.. Simya çalışmaları, Kan büyüleri, Adak sunucular, Hermetisizm, Mistisizm, Ezoterizm, Mitraizm, Okültizm, Spiritüalizm vb kabala inancı kadar eskiye giden bir hakikata ulaşma çabasını içerir ve tarihin her anını etkilemiştir. Ordular ve bulundukları konumlara gelecek olursak tek tek hanedan açıklamayalım; Kuzeylilere ve yabanilere Gael, Celt, Viking, Pict, Goth, Vandal, Cermen, Saxon, Briton, Frank gibi barbar kavimler, Kral Toprakları'nda yaşayanlara Romalılar diyebiliriz. Başka bir açıdan Demir Banka'dan da dolayı Londra'yı da simgeliyor olabilir ancak Anglikan değil Katolik bir oluşum ile karşı karşıya olduğumuz için Roma daha makuldür. Sur bu anlamda Hadrian Duvarının amacını taşır. Barbarları geçirmemek. Dorne'a Afrika ve dar denizin karşısına Güney Asya diyebiliriz. Westeros'un batısında ne var? Sorusunun cevabı zaten belli. O keşif dünya haritasında da Amerika ile birlikte gelişiyor. Yazınlara ve akımlara da kısaca bir göz gezdirelim. Sandor'un nihilistliği, Serçe Parmağın makyavelliği, Tyrion'un rasyonelliği, Varys'in romantizmi, Bronn'un oportünistliği, Pycelle'in pragmatistliği Sur'dakilerin gerçekçiliği, Sur'un kuzeyindekilerin naturalizmi, Cersei'nin burjuva demokrasisi, Jaime'nin idealistliği, Davos'un sosyalizmi, Stannis'in Nasyonal sosyalizmi, Sancaksız Kardeşliğin komünizmi, Joffrey'nin şovenistliği, Dothrakların vandalizmi, Demiradaların korsan cumhuriyeti, Daenerys'nin mümkünsüz sürrealizmi, Gece kralının Fütürizmi, Tywin'in materyalistliği, Tiyatrolardaki karşı gerçekçilik.. Genelevlerdeki hedonizm hatta sembolleri düşününce Ejderha, Taht, Zincir, Ateş olduğu için olmayan. Bir amaca hizmet ettiği için var olan olgular. Bu da bir yerde varoluşçuluğa değiniyor. Örnek verecek olursak. "Benim bir suçum yok, sadece emirleri uyguluyordum. bir bahanedir. Ve film boyunca bu nihilist görüş; banane, benim rolüm değil diyor bizlere. Buradan da Martin'in nihilizme karşı varoluşçuluğu savunduğunu anlayabiliriz. Tiranlık, Diktatörlük, Despotluk, İmparatorluk, Krallık, Sultanlık, Kabile, Klan; otoriter ve totaliter olan tüm yönetim biçimleri Triumvirlik, Oligarşi, Teokrasi, Monarşi, Aristokrasi, Demokrasi, Cumhuriyet, Devrim..Görmediğimiz yansıma kalmadı dünyadan. Bunca kültürü, inancı, değeri bizlere bu dünyadan olan insanların zayıflıkları ile iç içe sunuyor. Zaaflar, arzular, kuşkular, kahramanlıklar, ün, düşkünlük, lüks, entrika tarih boyunca kurulu olan tekerlek. Bizim dediğimiz sistem. Bu düzeni, düzen güçlerini katlederek sonlandırdığı için ayakta alkışlanmalı bence Martin. Sezon finaline de sırf hedonist tutumlarından dolayı almak istediği hazzı alamadı diye beğenmeyenleri kınıyorum. Çok özgeci bir yerden aldığım hazzı da paylaşmıyorum.

Ya za ma dım!

Final sezonuyla kimseyi tatmin etmediği ortada zaten bu konuda daha fazla söze gerek yok. Yaptıklarıyla başta dizi sektörü olmak üzere genel izlence sektörüne büyük bir katkıda bulunduğu ve daha da şekillendireceği de ortada. Ancak ben bu konuda biraz daha farklı bir yere dikkat çekmek istiyorum: Spoiler kutsallaştırması. Son zamanlarda yükselen spoiler hassaslığının oluşumunda büyük bir payı var bu dizinin. Blockbuster filmlerle beraber bu olguyu omuzlayan bir yapım. Son zamanlarda artan sırf tahrik amacıyla spoiler lar verenler ve bunları yapanların sözlü linç edilmeleri ve hatta bunun artık fiziksel şiddet için bir sebep haline gelmesi vs. dikkatlerden kaçmamıştır.(özellikle Avengers:Endgame sonrası) Başta sinema sektöründe olmak üzere tv de de GOT un başını çektiği reklam ve kısa sürede daha fazla seyirci çekme maksatlı bu spoiler olgusunun kullanıldığı aşikar. Fakat GOT bu spoiler kaygısını çok farklı bir noktaya taşıdı ve daha önce de dediğim gibi adeta kutsallaştırmış oldu. Nasıl mı dizi yapımcıları ve senaristler eliyle. Öncelikle sinema, tv dizileri hikayesi, sinematografisi, kurgusu vs. her şeyiyle bir bütündür; güzel bir eser tüm bu faktörlerin en güzel şekilde harmanlanması ile ortaya çıkar. Spoiler bu faktörlerden içerisinden hikaye unsuruna bağlı twist olayını baltalayan bir kavram. GOT için ilk sezonlar diziyi izleyenlerin verdikleri spoiler çok bir sıkıntı oluşturmadı . Bunda dizinin henüz tam anlamıyla ana akım bir dizi haline gelmemiş olması ve uyarlandığı kitapları okuyan ve ileride olacakları internette paylaşan kişi sayısının fazla olmaması, sadece hikayeye bu kadar önem verilmemesi gibi nedenlerin etkisi olabilir. Ancak ilerleyen sezonlarla beraber GOT her şeyden önce hikayesindeki twist leriyle ön plana çıkan ya da en azından bu yönüyle reklamı yapılan(gerek seyirciler gerekse dizi mutfağındaki ekip tarafından) ana akım bir dizi haline geldi. Dolayısıyla bu hikayedeki twist faktörüne ciddi hasar verebilecek yegane tehdit vardı o da spoiler. Giderek artan spoiler hassaslığı dizi yapımcılarının öncelikle kitaplardaki hikayenin senaryolaştırılmasında değişikliklere daha sonra ise diziyi kitaplardan uyarlamayı tamamen bırakmaya itti ve böylece ilk kez bu kadar büyük bir yapımda sırf spoiler kaygısıyla değişikliğe gidilmiş oldu. Başta bu işi bir şekilde kotarmayı başardılar En azından seyirci durumdan memnundu. Fakat bu durum son sezonla (ki bana göre son 2 sezonla) geri tepti. Neden mi?Şöyle ki spoiler kaygısıyla önce hikayede değişikliğe gidilmesi GOT için hikaye twist lerinin en ve hatta tek önemli faktörü olduğu kabul edilmiş oldu; daha sonra bu senaristlerin gözünde dizide olacak herhangi bir olayın tahmin edilebilirliği kaygısını oluşturmaya başladı bu da sırf şaşırtmak maksadıyla tüm birikimlerin bir kenara itilmesine yol açtı ve son bölümü ortaya çıkarmış oldu. Yani George R.R. Matin'in de dediği gibi sırf katilin uşak olduğunun anlaşılması üzerine katili son anda hizmetçi yapmak ve o zamana kadar ince ince işlenen tüm detay ve ipuçlarını hiç etmeye kadar geldi durum. Sonuç olarak spoiler kutsallaştırması seyirci-senarist el birliği ile bu raddeye kadar geldi. Umarım ilerisi için bir ders olur ve bir eseri kaliteli ve iyi yapan yegane faktörün hikaye twistleri olmadığı anlaşılır.

Bir efsanenin daha sonuna geldik, her güzel şey gibi bu da bitti. Ben finalden de memnunum isteyen istediğini desin. Bu dizi sadece 8. Sezondan ibaret değil. Tüm sezonları bütün olarak ele almalıyız. Gelmiş geçmiş en iyi dizilerden biriydi ve biz de buna tanıklık ettik. Ve şimdi "Our watch has ended..."

iyi zaman geçirdik. ortalama üstü bir diziydin. ama hiç bir zaman bir dr. who gibi, bir lost gibi, bir house md gibi olamayacaksın benim için. arkandan bakıp da özleyeceğimi hiç düşünmüyorum. yapımına bu kadar para harcanmıs, bu kadar saglam bir izleyici kitlesine sahip bir dizinin bu derece savsaklama bir final sezonu yapması kabul edilebilir gibi degil benim icin.

Dizinin final bölümü belki bütün sezonlar içinde izlediğim en kötü bölüm olmasına rağmen, 8-9 senedir muhteşem bölümler, muhteşem karakterle kendimizden geçtik. Bazı sonlar bizi memnun etmez ama bütünü bir çırpıda atamayız ya o durumdayım işte. Hayatımdan bir dizi geçti o da "Game of Thrones" tu...