Finalin ardından: Her karakter bir yapbozun parçası gibi ama ortaya çıkan resmi ben beğenmedim. Oyunculuklar gerçekten çok iyiydi ama senaryonun birbirine bağlandığı ipleri çok cılız buldum diyebilirim. Öykü Karayel zirvedeydi. Yani bu kadar olur. Onun dışında Fatih Artman oyunculuğuyla çok başarılı ve ikisinin sahnelerini izlemek ayrı bir keyifti.
Neredeyse bütün karakterleren insan kendinde, geçmişinde bir parça buluyor gibi... Birebir işte bu diyemiyorsan ama sanki hepsinin oluşumu bişeysin... 10/8
Netflix'teki "genel" olarak en iyi işlerden biri olan dizi. Oyunculuklar müthiş kaliteli. Müzik kullanımına özellikle bayıldım ki hep olsun istediğim bir şeydi Yeşilçam müziklerini yeni işlerde kullanmak. Ayrıca, özellikle giriş kısmında aklıma direkt Sopranos'u getirip, yıllar sonra beni yeniden Sopranos'a başlatmış dizi.
Popüler olan yapımlara karşı bir çekincem olur hep. Yalnızca popüler olduğu için abartılanlardan mıydı bu da diye başladım. Ancak bittiğinde "haklılarmış" diyebildim yalnızca. Özellikle son bölümde yalnızca bakışlarla bile yarım saatlik sahnelerdeki konuşma ve anlamı yaşattırıyorlar. O sadece saniyelerden oluşan sahnelerde gözlerimden süzülen yaşlarla sıcacık oldu kalbim. Çok özel, çok bizden, çok gerçek hayattan... Çok bir başka...
Gerçekten ilgiyle ve övgülere boğarak izledim.Sanat filmi havası sanırım görüntü yönetmeinin harika bir iş çıkarmasından geliyor.Tam bir karakter problemi üzerine değil de sosyal problemler üzerine kurulu olmasından dolayı hiç sıkmadan izletti kendini.Ama ayrı bir parantez açmak gerekir, benim için asıl vay be dedirten oyunculuklar oldu .O kadar iyiler ki özellikle Öykü Karayel ve Fatih Artman onlarsız bu etki alınır mıydı bilemiyorum.Kendimizle yüzleşmemizi sağlaması bir yana ,öteki hakkında bir de öte taraftan düşündürdü ,iyi etti, ellerine sağlık emeği geçen herkesin, sonunda ne isek o ,olduğumuz gibi anlatan bir netflix dizisi.
Genel çerçevede dizi gerçekten başarılı, oyunculuklar tek kelime ile harika, duygu geçişleri çok iyi yansıtılmış, dinamiği olmayan ve dram üstüne kurulu bir dizi olmasına rağmen kesinlikle sıkmıyor ve kendini izlettiriyor, ama mükemmel bir dizi kesinlikle izlemeyen hayatının hatasını yapar gibi söylemleri de abartı buluyorum çünkü başarılı olmasına rağmen böyle diyeceğimiz bir dizi değil
Hani o beğenmediğiniz festival filmleri var ya, işte onun dizi halidir aslında... Siz afişlerde görüp sıkılıp izlemediğiniz için böyle duru ve normal bir diziyi fazla abarttınız.
Sinan'ın spor salonu sahnesine üzüldüm. Genel olarak oyunculuklar güzel ve oyuncu seçimlerini sevdim. Gülbin'in ailesiyle olan bir sahnesi var, babasının kürtçe şarkıyla oğlunu sakinleştirmesi, fazlaca güzeldi.
Sanki yıllar yıllarımızı kayıt altına almışlar da içerisinden bir çekmeceyi açıp, yaşadığımız ne varsa anlatılmadıkça öyle kalan ama etkisi süren, düzene şekil veren sadece tarih değişince ve yeni bir şeyler yaşandıkça halının altına süpürülen, hafızalardan da yavaş yavaş silinen bir kesitin parçasını izledim gibi hissettim.
netflix yeni açılımlar yapmaya devam ediyor hikaye sanki içimizden kişileri izliyormuş gibi bir his uyandırıyor insanda oldukça başarılı 2. sezonu sabırsızlıkla bekliyorum.
Bir dizi izliyormuş gibi değil sanki bildiğim tanıdığım kişilerin yaşamını kameraya almışlar gibi izledim. Hiç kurgu dolu çerezlik Netflix dizilerine benzemiyor. Yer yer anlamadığım, sıkıldığım yerler oldu. Ama 8 bölümde az geldi umarım ikinci sezonu çıkar hemen.
İkinci sezonda karakterlerin geçmişleri hakkında daha fazla bilgi gerekiyor bence bazı karakterleri çok yüzeysel gösterildi. Son bölümde Ruhiye ve Yasin'in konuşması benim favori sahneydi boğazım düğüm düğüm oldu.
Çok beğendim, alışkın olmadığımız bir anlatım, her detayı düşünülmüş sahneler, muhteşem oyunculuk, bittiğinde yüzde bıraktığı tebessüm de çok gerçek, her yönüyle izlenmesi gereken bir yapım. uluslararası bir platformda yayınlanması da ayrı bir gurur kaynağı...
Film ve dizi izleme nedenim gerçeğin dışında bir şey olmasıdır. Bilmediğim bir şeyi öğrenmek, yaşamadığım bir duyguyu görmektir. Bu alanda dizi çok gerçekçi. Özellikle yarım kalan diyaloglar ülkmizdeki en büyük sorundur. Bunu gün yüzüne çıkarması çok iyiydi. Bu denli çok izlenmesi umarım ülkece bir şeylerin farkına varılmasına neden olur. Ben bu denli durumların, olayların içinden geldiğim için çok fazla beğenemedim ama ortalamanın üzerinde bir film. Oyunculuklar şahaneee, bunun için bile izlenir. Ama izlerken lütfen düşünerek izleyin. Hayatın gerçekleri bunlar. Bir sahnede
'güçlü olan onlar denmekte, evet maalasef güç cahillik ile bir yere gelmeye çalışan insanlarda
Bizim değerlerimiz, kültürümüz, düşünce yapımız ince düşünüp sık eleyerek yansıtmaya çalışılmış. Kostümler, mekanlar, sorgulamalar, bölüm sonu müzik ziyafetleri her şey bizden bir parça. Yolculuk esnasında bindikleri mavi boyası eskimiş minibüs bile bir gülümsetiyor insanı. İşte detayların önemi böyle noktalarda anlaşılıyor. Üzerine düşünülecek pek çok parçayı da bırakıp bitti ve bence tam tadında bir sondu.
Dizi müthiş detaylı işlenmiş üzerine kafa yorulduğu çok belli ve bu beni mutlu etti. Oyuncular karakterlere güzel hayat vermiş, hiç bu karakter olmamış demedim. Berkun Oya çıtayı yükseltmeyi başarmış. Sadece karakterler çok içine içine konuşuyor, bazen "acaba hızlandırarak mı izlesem" dedim :)) son olarak daha önce yapılmamış bir şeyi, bir konuyu işlemesi benim için heyecan vericiydi.
10/8
Sinan'ın spor salonu sahnesine üzüldüm. Genel olarak oyunculuklar güzel ve oyuncu seçimlerini sevdim. Gülbin'in ailesiyle olan bir sahnesi var, babasının kürtçe şarkıyla oğlunu sakinleştirmesi, fazlaca güzeldi.
Oyunculuklar şahaneee, bunun için bile izlenir. Ama izlerken lütfen düşünerek izleyin. Hayatın gerçekleri bunlar. Bir sahnede