2. sezonun ardından: Hem oyunlar hem de final ilk sezona göre bana biraz zayıf geldi. Hatta finalde çok koptum olaydan. Sanırım 3. sezonu olmayacak ama bu tarza yakın başka diziler izlemeyi isterim. Vermek istediği mesaj hiç aklımın ucundan geçmese de bu sezon oyunları daha farklı olur diye düşünmüştüm. Eksiği fazlasıyla güzel bir 2 sezon izledim. Dizinin en fazla beğenilen bölümü 2x03 Episode 3, en az beğenilen bölümü 1x04 Episode 4.
Ölümle yüzleştiğinde insanların gerçek yüzünü görürsün.
İnsanlara rastgele önderlik edemezsin. Hislerine kulak vermelisin ve onlara zaman tanımalısın.
Açıkçası ben de öyle düşünüyordum. Gerçek dünya tozpembe olmayabilir. Yine de geri dönmek istiyorum. Gerçek dünyaya dönmek istiyorum. Acıyla dolu olsa da bana hayat verdi ve beni yetiştirdi. Orayı özledim. Soğuk ve yalnız bir dünyaydı ama oradaki hayatım sayesinde buradaki insanların ne kadar iyilikle dolu olduğunu anladım. Şu ana dek bunu unutmuştum. Geri dönmek ve yeniden başlamak istiyorum.
Santraçta, pokerde ve zekâ gerektiren tüm oyunlarda rakibi okuman gerekir. Ama rakibinin psikolojisini okumazsın. Mantığını okursun.
Ölümle yüzleşince insanın gerçek yüzü ortaya çıkıyor.
Umarım yaşamak için başkasının sebebine muhtaç olmazsın ve kısa süre içinde kendi sebebini bulursun.
Güveni sağlamanın en kesin yolu ikna, manipülasyon, baskı kurmak, beyni yıkamak, hipnoz, aldatma ya da korku değildir. Eşitliktir.
-Yarın sana yeniden “günaydın” demek istiyorum Arisu. +Her gün seninle gülmek istiyorum. -Bir kez olsun birlikte dağa tırmanalım istiyorum. +Sadece seninle olsam bana yeter Usagi.
Karakterler ve olaylar anime izlemeye alışık olmayan kişiler için biraz abartı gelebilir. Ben anime seven birisi olarak karakterleri ve konunun işlenişini çok sevdim. Zaten türü de çok sevdiğim için keyifle izlediğim bir yapım oldu.
İlk çıktığı zaman izlemiştim ve 2.sezona başlamadan önce bir anımsatma cilası olsun diye tekrar en baştan izledim, malum iki yıl aradan sonra geldi. Zaten izlediğim için ve olacakları bildiğimden midir nedir ilk sezon bu sefer beni pek heyecanlandırmadı. İlk izlediğimde hop oturup hop kalkıyordum halbuki. Aynı şekilde 2.sezon da beni pek memnun etmedi gibi. Mangasıyla eş olarak mı ilerliyor bilmiyorum ama ben daha fazla ayrıntı görmek isterdim. Evet 8 bölüme anca bu kadar şey sığdırılabilir. Ama 8 bölüm değil de biraz daha uzun bölüm sayılarıyla konu anlatımını daha iyi bir yere çekebilirlermiş diyorum. Bu arada sonunu anlamayanlar için benim anladığım kadarıyla son kısmını anlatmak isterim. Mangasını okuyanlar yanlışlarımı düzeltip beni bilgilendirebilir.
Bu oyun alanına girmeden önce bütün oyuncuların hepsi Shibuya’da bir havai fişek görüp de aniden kendilerini oyun evreninde bulduklarını söylüyorlar ya o aslında bir meteor. Normal evrende Shibuya’ya bir meteor düşüyor ve birkaç can kaybı dışında olay yerinde kalbi 1 dakika gibi bir süre duran bir sürü insanlar oluyor. Bu kalbi duran insanlar aslında bir nevi bir arafta kalıyor ve araf da o oyun evreni. Bütün o oyunlar dünyanın zaman akışıyla 1 dakikada oynanıyor. (Oyun evreni ve dünya evreninin zaman akışının aynı olmadığını izleyenler anlamıştır zaten) benim anladığım, bu oyun sayesinde kalbi duran insanlara bir nevi tekrar bir yaşama şansı veya da arafta kalarak oranın bir vatandaşı olma şansı veriliyor. Oyunda ölenler dünyada da ölmüş oluyor, bütün oyunları oynanıp oranın vatandaşı olanlar da hala arafta kalıyor.
dizi güzel , izlenilebiliretisi olan bir dizi. biraz squid game tadında. genel olarak squid game'den daha başarılı bulunmuş ama ben bunun aksine squid game i daha iyi buldum açıkçası. konunun zemine oturması çok önemli, aksiyon ve diğer şeyler daha iyi olsa da anlık gelişen bir olayın başlangıçta ne olduğunu açıklamadan ütopik bir başlangıcın devamı iyi de olsa cezbetmiyor beni doğrusu. iyi seyirler..
Karakterlerin hikayeleri, dizinin akışı güzel ben izlemek icin biraz gecikmişim. 2. Sezon aradım. Umarım cabuk gelir. Not: scuid gameden daha iyiydi bana göre
Heyecan ve merak duygusu sürekli yukarıda squid game’den daha üst düzey olmuş gerek oyunları gerekse hikayenin başlaması açısından fakat gerçekliğe daha yakın olduğu için ben squid game’yi daha çok beğendim. Bir kıyaslama yapmadan bakıldığında ise kesinlikle çok iyi diziydi gelecek sezonları merak içinde bekliyorum
İlk sezonun ardından: Netflix işin arkasında olduğu için klasik Japon dizilerinden çok farklı bir dizi olmuş. Yani verilen şansı güzel değerlendirmişler. Ben dizideki oyunları ve ters köşeleri çok beğendim ama keşke oyunlar daha detaylı olsaydı. Yine de görsel efekt konusunda Korelilerden daha başarılı olmuşlar. 2. sezon çok daha sert geçecek gibi. Merakla bekliyorum. Umarım uzun sürmez. İlk sezonun en fazla beğenilen bölümü 1x03 Episode 3, en az beğenilen bölümü ise 1x05 Episode 5 .
Mantık hatalarını teğet geçerek ha şimdi ne olacak? Ha şimdi? Yok artık diye gerilimi ve uyandırdığı merakla kısa sürede bitti. Güzel ve sürükleyici bir dizi. Tavsiye ettiği için @Arcadia çok teşekkürler. :)
Netflix durup durup bombayı patlatıyor. Değişik ve güzel olmuş. Oyunlar biraz yüzeysel geçmiş. Biraz daha bize gösterilebilirdi. Yer yer sıkıcı olsa da tek solukta bitirdim. Umarım 2. sezonda yakın zamanda ve bu sezon gibi güzel olur.
Senaryo değişik, çizgi romandan esinlenilmiş zaten. Atmosfer, oyunculuklar gayet başarılı sonuçta uzak doğu yapımı laf eden taş olur. Fakat gel gelelim mantık hiç yok. Hadi diyorsun kurgusal bir yapım, çokta şey etme ama yeri geliyor öyle bir saçmalıyorlar ki tüm seyir zevkin ucup gidiyor. Adeta ucuz amerikan filmi moduna gecıyor. Üstelik bunu her bölümde çıtayı daha da arttırarak yapmayı beceriyorlar, şaka gibi gerçekten kimse demiyor mu acaba iş bittiğinde izleyip, bu kadar da salak muamelesi yapmayalım izleyiciye diye. Mesela
4. bölümde bu arkadaşlar koşmaya başlıyorlar, 1km sonra 20 dakka geçmiş olarak bize gösteriyorlar. Aynı arkadaşlar yollarına türlü zorluklar çıkarak dura kalka 8 km sonunda sadece 30 dakka geçiyor. Ayrıca bi arkadaş calısmayan motoru yarı yolda alıp tek basına sürükleyerek geri goturuyor ve bunu 45 dakıkada yapıyor. Şimdi sorarlar adama, sen daha kosunun en basında, sadece kendı vucut agırlıgın varken ve ne cigerlerin şişmişken, nede yorulmusken 1 km yı 20 dakkada, 8 km ise 30 dakkada, toplam 50 dakkada kosuyorsun da, nerden baksan 150 180 kiloluk motoru iterken 45 dakıka da donebılıyorsun acaba. Ayrıca aynısı sel muhabbetı ıcın de gecerlı, ablamız bı anda çita gibi kosmaya baslıyor ve ne hikmetse o sel suyu o otobuse yandan vurdugunda bırak tek parca kalmasını, sagının solunun yamulmamasını, camları bıle kırılmıyor, icine su dolmuyor ve onca su uyandıklarında yok, ucmus gıtmıs, sankı her yer toprakta hepsını toprak ana içine cekmıs. Cok garıp gercekten, ablamız biraz imanlı, hep şükrediyor ondan olsa gerek. Bu kadar basıt seylerı bu kadar goz ardı edebılmek sırf aksıyon olsun dıye gercekten cok ilginc. Neyse daha yenı 4. bolumu bıtırdım o yuzden sadece bu ornegı verdım, bunun gidi daha pek çok mantık ve devamlılık hatası bolcana gözünüze carpıyor ve tüm seyir zevkiniz kacıyor.
spoiler sonrası, sonuc olarak gerdığı, duygusala bagladıgı anlar yok degıl, ilerde ne olacak acaba dedirtmeyi basarıyor. Bu ciddi soruna ragmen, benim icin mantık önemli değil gerilim, aksiyon olsun diyorsanız acın izleyin derim.
Gerçek insanlık, doğal hâlimizle yaşamaktır.
Ölümle yüzleştiğinde insanların gerçek yüzünü görürsün.
İnsanlara rastgele önderlik edemezsin. Hislerine kulak vermelisin ve onlara zaman tanımalısın.
Açıkçası ben de öyle düşünüyordum. Gerçek dünya tozpembe olmayabilir. Yine de geri dönmek istiyorum. Gerçek dünyaya dönmek istiyorum. Acıyla dolu olsa da bana hayat verdi ve beni yetiştirdi. Orayı özledim. Soğuk ve yalnız bir dünyaydı ama oradaki hayatım sayesinde buradaki insanların ne kadar iyilikle dolu olduğunu anladım. Şu ana dek bunu unutmuştum. Geri dönmek ve yeniden başlamak istiyorum.
Santraçta, pokerde ve zekâ gerektiren tüm oyunlarda rakibi okuman gerekir. Ama rakibinin psikolojisini okumazsın. Mantığını okursun.
Ölümle yüzleşince insanın gerçek yüzü ortaya çıkıyor.
Umarım yaşamak için başkasının sebebine muhtaç olmazsın ve kısa süre içinde kendi sebebini bulursun.
Güveni sağlamanın en kesin yolu ikna, manipülasyon, baskı kurmak, beyni yıkamak, hipnoz, aldatma ya da korku değildir. Eşitliktir.
Asıl gerçeklik gözümüzün önünde olan bitendir.
İnsanları kurtarmak istiyorsan ideallerinden vazgeçmelisin.
Nefret edecek bir şeyin olması hayattaki en büyük motivasyondur.
Felaketlerden ve kazalardan kurtulanlar genelde kendilerini böyle suçlarlar.
-Yarın sana yeniden “günaydın” demek istiyorum Arisu.
+Her gün seninle gülmek istiyorum.
-Bir kez olsun birlikte dağa tırmanalım istiyorum.
+Sadece seninle olsam bana yeter Usagi.