Yıllar önce parliament pazar gecesi sinema kuşağında yayınlanan, 1 hafta reklamlarını izlediğim ve reklamlarda "akira krosova the dreamsss" seslendirmesi ile heyecana kapıldığım, tabii o zaman çocuğuz böyle muhteşem bir aksiyon felan bekliyorum. Malum pazar gecesi sineması . Ancak filmi izlerken hiçbir şey anlamadığımı hatırlıyorum. E noldu şimdi felan olmuştum. Yaşıma göre büyük gelmişti herhalde :-) Şimdi yıllar sonra bir kez daha izleyeceğim. Sen duuuurrrr...
Yaşamın anlamını nasıl tükettiğimiz gibi kendimizle birlikte ipe tutunan, tutunmayan ne varsa başka insanları, doğayı da bataklığa nasıl çektiğimizi ne güzel anlatmış. İzledikten sonra anlamına, verdiği mesajların büyüsüne kapılıp gidiyor insan. Bir şeyleri değiştirmek istiyor. Ama konforlu, cazip düşlerin peşinden gitmeye bilerek hırsla, zarar vererek yola devam ediyoruz.
8 ayrı rüyanın anlatıldığı yaşama ve yaşamaya dair anlamlı mesajları olan, doğaya ve doğallığa tutkuyu işleyen, her bir sahnesi tablo güzelliğinde olan büyüleyici bir film. Doğa'ya saygı duyan özü sözü tertemiz bir film. Modern insanın isteklerinin ve hırsının sınırsızlığına dair uyarılar verirken Kurosawa yine kalplerimize dokundu.
Genel itibariyle güzel ve anlamlı bir film ama izlerken biraz sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Özellikle bazı bölümleri aşırı yavaş şekilde geçtiği için ilerleterek izlemek durumunda kaldım. Buna rağmen öyle bölümleri var ki izlenmesi gereken ?
Ancak filmi izlerken hiçbir şey anlamadığımı hatırlıyorum. E noldu şimdi felan olmuştum. Yaşıma göre büyük gelmişti herhalde :-)
Şimdi yıllar sonra bir kez daha izleyeceğim. Sen duuuurrrr...