Yazgi (2001)Fate: Tales About Darkness

Kitaptan uyarlama Zeki Demirkubuz'un standart sade fimlerinden biri.Roller zor ama Başarılı 7.3

Ey ruhsuz, Onursuz, Ateist, Sütlü kahveyi seven, mikrop musa sen tam bir dingilsin.

Spoilerı göster

Serdar Orçin tam karakterinin adamı olmuş. O duygusuzlugu, bir eşyadan, duvardan farksız ifadeyi gayet iyi hissettim. Ama şu 23 nisan günün anlam ve önemini belirten yazısını okuyor gibi konuşan karakterler işin tadını kaçırdı gözümde. Filmin absurtlugu rahatsız etmedi beni çünkü etkilendiği eser hali hazırda absürt bir karakter üzerine kurgulanmış. Genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim.

Ülkemizde çekilmiş en iyi kitap uyarlaması filmlerden biridir. Zor bir karakteri, Serdar Orçin başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Zeki Demirkubuz'un en sevdiğim filmidir.

Sadece savcı ve Musa arasında geçen sahne için çekilmiş gayet başarılı bir film.

Yazarın yabancı adlı kitabina başlamıştım ancak bitiremeden filmini izlemek nasip oldu:D Özellikle Musa ile savcı arasında geçen diyaloğu beğendiğim ve üzerine düşünülebilinir, güzel bulduğumu söyleyebilirim. Musa karakterinde de kendimden bir şeyler bulduğum bu filmin izlemeye değer olduğunu düşünüyorum ağır tempolu filmleri sevmeyenler dışında herkese tavsiye ederim.

Çoğu eylemlerimize yön veren olguların duygular, toplumsal ahlak, kural yasak, görüş, inanç... olduğunu ve bunların hayatı karmaşık hale getirmekten başka birşeye yaramadığını aslolanın istek ve arzular olduğunu gösteren, izlenilmesi gereken bir film. Başlarda hiç alışık olmadığımız bu umursamazlık tutumu garip gelse de ilerledikçe ulan biz mi çok umursuyoruza ve bu kadar umursayarak yaşamaya gerek varmıya dönüyor. Musa'yı daha da iyi anlamak ve hayata dair belli sorgulamalar yapmak için iki savcı ile geçen diyaloglar izlenmesi gereken sahnelerden. Benim için okunmayı bekleyen Albert Camus'un yabancısına başlamam için iyi bir motivasyon oldu.

''o an içimde bir şey kımıldar gibi oldu,heyecanlanıp dinledim ama ruhum hala bomboştu''

Bir kült roman uyarlaması olan ''Yazgı'' enfes psikolojik çözümlemeler yapmış karakterin yansıtılması oldukça başarılıydı etkilenmemek elde değil doğrusu film yansıtmak istediği duruma sizi empoze ediyo ve sürekli filmin içindesiniz Türk sineması için baş yapıt niteliğinde bir film teşekkürler Zeki Demirkubuz..

hukuk aile toplum din doğru yanlış vs AHLAK gibi bize yapışmış tüm değerleri acı bir şekilde söktürebilecek olan sarsıcı bir film. hayatımda yer edindi... albert camus'un yabancı'sını da ayrıca okuyunuz lütfen

Geçen hafta yeniden izleme fırsatı bulduğum müthiş film. Bir kere Zeki Demirkubuz yabancı kitabının filmini çekmedi. Yabancı'dan esinlendi. Yer yer Suç ve Ceza'ya, Dostoyevski'ye selam da çakıyor Musa. Mersault ile Musa arasında farklılıklar var. Ortak nokta, her ikisininde yaptıkları eylemle suçlandılar ama yaptıkları eylemin ahlaki ve toplumsal anlamları ve kodları tarafından cezalandırıldılar. Mersault da Musa da annesinin ölümüne kayıtsız kaldığı için cezalandırıldı. Musa bunu savcının yüzüne vuracak zaten. İki ayrı savcı ile 7dk ve 15dk süren enfes diyaloglar mevcut filmde. Musanın yaşama ilgisizliği, ne olsa sonuç farketmez diye düşünmesi, bir anne ve çocuğu sırf onlara iyilik yapmak için öldürmeyi düşünebilmesi ve daha sonra kendisi için birşeyin değişmeyeceğini düşünüp vazgeçmesi çok önemli psikolojik enstantaneler. İnsan ruhunun boş olduğuna, her eylemin illa karmaşık amaçlarla yapılmak zorunda olmadığına, insanın ansızın bir dürtü ile keyiften-sebepsiz yere katil olmaktan herşeyi yapabilecek kadar kalıpsız bir varlık olduğuna dair vurgular Musa karakterine oturmuşluk katıyor. Musa kesinlikle saf ya da robot bir tip değil. Kendisi aleyhine herşeyin farkında ama tamamen ilgisiz. Yani tün tavırları bir kandırılmışlıktan değil bilinçli bir yaşam tercihinden kaynaklanıyor. Televizyon izleyen çevresine ve topluma ilgisiz Musa kendi arzu ve istekleri doğrultusunda yaşayan bir karakter. Başkalarının istekleri söz konusu olduğunda her tür uç eyleme bile ''Fark etmez.'' diyerek yanaşabiliyor. Evlilik ve arkadaşı adına silah sıkma gibi.. Aslında bu yorumu yabancı'yı tekrar okuyarak yapmak daha iyi olacaktı. Ama Musa'nın savcılara karşı cevapları oldukça derinlerdeki gerçekleri eşeliyor. ''İnsan suçluyum diyebilir ama suçsuzum diyemez.'' diyerek Dostoyevski'nin; ''Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur.'' sözüne selam çakması, ''Vicdan denilen şey kötülükten kaynaklanmıyor mu?'' diyerek kötülükten sonra vicdanın harekete geçtiğini ortaya koyması, ''Bütün insanlık ikiyüzlülük mü yapıyor?'' sorusuna; '' Daha da beterini. İnsan olmanın bütün yükünü benim gibilerin omuzlarına yıkıp kaçıyorlar.'' diyerek cevap vermesi gibi birçok olgu varken filmi sığ gözlerle incelememek gerekiyor. Mersault suç işler, Musa gerçekte işlememiştir. Mersault suçundan çok annesinin ölümüne kayıtsızlığı dolayısıyla toplum ahlakı tarafından suçlanır aslında, Musa da öyle. Mersault doğal bir şekilde hissettiklerini dile getirir ve topluma başkaldırır camus felsefesine hakim olanların bileceği gibi. Ama Musa direnç göstermez. Salt nihilizmiyle uyumlu kalmayı ve en ufak pişmanlık ve taviz göstermemeyi başarır. Yabancı'dır ikisi de ama her ikisi de kendine özgüdür. Kısacası kesinlikle izlenmesi gereken müthiş bir yeraltı edebiyatı filmidir.

Hiç sevmedim, çok saçma geldi. Camus tarzı hiçlik, umursamazlık bu değil bence... Bitki gibi bir karakter olmuş

Albert Camus'nün ''yabancı''sından esinlenen filmde son derece harika diyaloglar vardır. hukuk sistemini, insanın doğasını, ahlak anlayışını vs sorgulayan mükemmel konuşmalar..

Dünyanın en iyi filmdir benim için ve hep öyle kalacaktır.

albert camus'nun yabancı adlı kült romanının uyarlaması bir film. zeki demirkubuz'un yeraltı filmiyle beraber en iyi filmi diyebiliriz. Umursamaz, kopuk ve sürgün bir ruhun yaşam karşısındaki sıradışı tavrı romana uygun bir biçimde yansıtılmış. kimileri için favori filmlerdendir..