Diğer Spielberg filmleri kadar ses getirmese de, benim çok beğendiğim, kitap uyarlaması bir filmdi. Hatta aklımda, atın müthiş performansı yer etmiş. Oyuncular içinde kesinlikle ismi geçmesi gerekiyordu. :)
Resmen bir atın(tabi sıradan bir at değil buu ) hayat hikayesi ... Savaşlar gerçekten herkesten bir şeyler götürür... Duygu yüklü bir filmdi.Atın rolü çoğu aktöre taş çıkartır :)
The Colt 2005 esintilerini taşıyan bir filmdi. Bu anlamda ne kadar bazı sahnelerinin orjinal olmadığını düşünsem de 2002 yapımı Spirit (Özgür Ruh) filmi de Dreamworks işidir. Sanki bu film Özgür Ruh'un animasyondan kurtulmuş hali yeni bir uyarlaması gibiydi. Savaş burada tamamen metafor. Savaşmak mücadeleyi çağrıştırıyor. Hayatta karşımıza çıkabilecek tüm zorluklarda at gibi olmak gerek. Asil, özgür ve vahşi diye bağırıyor. Tanrıyı insanlara talihsizlik getirdiği suçuyla eleştirirken içinde gizlediği İncil'in 23. mezmuru ile "tanrı benim çobanımdır diye başlayan; dizesiyle gene yapacağını yapmış Spielberg babamız. Bir şeyin gelmesi beklenmiyor. Film üstünden düşünecek olursak at bir mucize değil mi? Ama kimse onu beklemiyor. Sağlam bir tanrısızlık eleştirisi sunuyor. Zaten ardından gerçeküstü bir yere evriliyor ve saçma ya da imkansız görünen durumlar gerçekleşiyor. Sırasıyla hayat, inanç, azim, acı, ezilenler, sağlık, zulüm, azap, bağlılık, mücadele ve mucizeyi simgeliyor at. Savaşmanın anlamsızlığını vurgulayarak filmin adındaki savaş atını yok edip savaşın kullanılmasının nedenini mücadeleye bağlayabiliriz. İnsanın bir at gibi olması gerek derken de bunu kastediyordum. Özgür, tutsak değil. Vahşi, evcil değil. Asil, zengin değil. Asi, inek değil. İnsanın attan daha aciz gösterilmesi yer yer kazla yer yer ödleklikle nadiren de komik anlatıyor. Askerlerle dalga geçildiği sahneler ve atı kurtarmak için ortada birleşilmesi The Colt'un son sahnesinden alıntı. Tabi o bu kadar romantik değil daha gerçekçi dolayısıyla daha iyi bir film. Son olarak şahane bir kadro. Özgün bir senaryosu olsaydı göz yaşlarım daha da anlam kazanırdı. Savaş kadar anlamsız kaldı.
2 saatten uzun süren bir film ama sanki 5 dakikada bitti. Pek çok filmde üzülerek savaşın çocuklara etkisini, insanlara etkisini izledik; ama savaş hayvanlar içinde tam bir felaket. Bazı sahneleri çok üzülerek izledim ne yazık ki. Etkilendim çok çok etkilendim. Müthiş filmdi. Hakikaten "savaş zorunlu olmadıkça cinayettir!" Umarım barış dolu günler geçiririz hep!
I.Dünya Savaşı sırasinda Albert ve onun cok sevdiği ati Joey in dostlugunun anlatildigi duygusal etkileyici bir hikaye. Goruntuler muhtesem.Sadece Joey i bile seyredebilirim okadar etkileyici. Seyrederken duygulanmamaniz imkansiz.Vakit gecirmeden izlenmesi gerekenlerden.
Özgür ruh animasyonun filmi gibiydi. Hayatları birbirine bağlayan , savaşın içinde sevgiyi barındıran güzel bir filmdi. Spielberg'den yine güzel bir yapım. Sıkmadan kendisini izlettiriyor.
At severlerin dikkatine ! Sevmeyenlerinde dikkatine ! Çünkü filmin sonunda koyu bir at sever olabilirsiniz.Hatta ulan bir at kadar bile olamadık diyebilirsiniz.Herneyse şaka bi yana adamlar atla film çekmişler ulan ,işin içinde Spielberg olunca oluyo demekki.Son olarakta horse washing in & out
Harika bir filmdi. 2,5 saate yakın süresi olmasına rağmen hiç bitmesin istedim belki atları da çok sevişimin etkisi oldu filme daha çok bağladı bilemiyorum ama izlediğim bir çok Spielberg filmi gibi bu da arşivimde uzun yıllar yer alıcak gibi :)
Steven Spielberg'ün damga vurduğu filmlerinden biri. Unutulmaz diyaloglardan birine sahiptir. "-eskiden tanrının her insana payına düşen talihsizliği verdiğine inanırdım. Artık öyle düşünmüyorum. Payımdan fazlasını aldım. Beni sevmekten vazgeçersen seni suçlayamam doğrusu / -daha çok nefret edebilirim. Daha az sevemem." Gibi güzel diyaloglar yanında, bir atın karşılaştığı herkese ve her ortama getirdiği Masumiyet, yaşama sevinci ve umudun bir yıldız olup parladığı bir film. Savaşın anlamsızlığını gösteren ati kurtarma sahnesinde düşman erlerin el sıkışması, Emily'nin at sayesinde yaşadığı mutluluğu, ve ati büyüten kahramanımizin ona olan tutkusu ve sevgisiyle ayakta kalan ailesi ve kendisi..dediğimiz gibi: insanlığın yıldızını parlatan bir film. Kaçırmayın.
Steven Spielberg' in muhteşem bir filmi. Sizi kırsal kesimde yaşayan bir hikayeden alıp savaşlara, dostluklara, ölümlere şahit olunacak kadar geniş bir yelpazeden geçirip inanılmaz bir sona ulaştırıyor. Hiç düşünmeden izlenecekler listenize ekleyiniz.
,işin içinde Spielberg olunca oluyo demekki.Son olarakta horse washing in & out