Bazı kısımları hızlı geçmek isteyebilirsiniz ama asıl vurucu dram adaya gittikleri andan itibaren başlıyor. Baba - oğul ilişkileri üzerine söylenmek istenen onca şey varken susulur ya, işte öyle bir film. Sonu dramatik bitti, üzdü. İzleyebilirsiniz.
Her bir sahnesi sanki fotoğraf gibi çekilmiş bir sanat eseri Andrey Zvyagintsev Rusya sinemasının tekrar şahlanmasını sağlamıştır.Bir erkek ne zaman erkek olur sorusunun cevabını bulduğumuz filmde olaylara fazla takılı kalmamanızı öneririm filmde cevapsız çok soru var ama yönetmenin tarzı böyle karakterler üzerinden filmi işliyor..Ve eklemeden edemiycem filmde ki Andrey karakteri Vladimir Garin filmin çekimleri bittikten sonra çekimin yapıldığı gölde boğularak can vermiştir..
nasıl başlanır yazması zor. film daha ilk sahnede uyandırıyor yıllar sonra gelen bir "baba" ilk sekansında çıplak kaşmir bir örtüyle örtülmüş halde ve yenen ilk akşam yemeğinde çoçuklar dahil herkesin şarap içmesi "son akşam yemeği" tablosunun resmedilmiş hali gibiydi. filmi izlerken sürekli düşünce halinde oluyorsunuz yönetmenin de istediği bu oluyor. baba neden gelmiş, ne yapmaktaymış, neden sert otoriter davranıyor? bunların cevabını buldurmak istemiyor. düşünün sadece düşünün. En başta cesaretsiz duran Ivan yeni gelen bu "baba" figürüne karşı oldukça asi,tepkili Andrey'in aksine. Andrey "baba" figürünü çabuk kabullenmiş olsa da baba'nın sürekli Andrey'e vurup Ivan'a dokunmaması da oldukça dikkat çekici. Film bir dönüşüm ile başlayıp dönüşüm ile sonlanıyor. Andrey'in "baba" figürüne "senden nefret ediyorum" demesiyle son sahne de Ivan'ın "baba!" diye bağırması bunu ispatlar nitelikte. son olarak Andrey karakterini canlandıran Vladimir Garin'in film gösterime girmeden evvel o göl de boğularak can verdiğini bilerek izlemişseniz veya bu yorumu görüp de izliyorsanız filme bakışınız farklı bir boyutta oluyor. etkisinden uzun süre çıkamayacağım su gibi görüntüleri de atlamak istemem. nefisti.
Filmi izlerken bir sürü şey düşündüm ama şimdi hepsini toparlayabileceğimden emin değilim. Görüntüler harikaydı bir kere. Doğanın acımasızlığı ve muazzam gücü teker teker bir fotoğraf karesi gibi önünüze sunuluyor. Bir yağmur yağıyor ki, eline nescafe alıp camın önüne koşası geliyor insanın. O derece gerçekçi. Konusu da güzeldi, biri yıllardır babasını görmediği için onu özlemle sahiplenen, diğeri ise babasız geçirdiği onca yılın kızgınlığını bir türlü üzerinden atamayan iki çocuk...
Babasının ölü bedeni kayıkla suda uzaklaşırken arkasından "Baba, baba"diye bağıran İvan mahvetti beni.
Üstelik oyunculuklar da çok iyi. İleride bu anlamda güzel işler başaracağını düşündüğüm Vladimir Garin (Andrey) in filmde suya atladığı yüksek bir platformdan film dışında eğlencesine atlayıp boğularak öldüğünü öğrenmek üzdü beni. Filmle ilgili türlü türlü metafor bulanlar olmuş, ben sadece yağmuru ve iki çocuğu seyrettim. Tavsiye ederim.
özeti yazan arkadaş herhalde filmi yapanların bir yakını olsa gerek, bu kadar kötü bir filmi, sanatsal bir anlatma ile süsleme çabası içine girmesinin başka bir açıklaması olamaz, size tavsiyem filme ödül veren festivalleri bir yere not edin ve ödül verdikleri filmleri izlemeyin
Andrey Zvyagintsev Rusya sinemasının tekrar şahlanmasını sağlamıştır.Bir erkek ne zaman erkek olur sorusunun cevabını bulduğumuz filmde olaylara fazla takılı kalmamanızı öneririm filmde cevapsız çok soru var ama yönetmenin tarzı böyle karakterler üzerinden filmi işliyor..Ve eklemeden edemiycem filmde ki Andrey karakteri Vladimir Garin filmin çekimleri bittikten sonra çekimin yapıldığı gölde boğularak can vermiştir..