Un homme qui dort (The Man Who Sleeps) (1974)

Un homme qui dort (1974)The Man Who Sleeps

Rating 9.2 / 10
Your Rating
Tags
Language
French
Country
France
Runtime
77 minutes
25
0
35
52
Synopsis Trailer Who liked it?
fthhyldz profile photo
fthhyldz
Yine böyle bir günde biraz daha geç, biraz daha erken saatte hiç şaşırmadan, bir şeylerin yanlış olduğunu, nasıl yaşayacağını bilmediğini ve asla bilemeyeceğini fark ediyorsun... Bir şey kırıldı. Bu zamana kadar sana güç verdiğini düşündüğün his: varlığının hissi, dünyaya ait ya da dünyada bulunduğun izlenimi artık senden uzaklaşıyor, artık yok. Geçmişin, bugünün ve geleceğin birbirine karışıyor...

Filmin her sahnesinde durdurup dış sesin söylediklerini not etmek istedim ama filmi bölemedim de. En yakın zamanda kitabı okumalıyım galiba.
error_outline
eminuk profile photo
eminuk
Sartre'nin Bulantı'sını okurken de bu filmde hissettiğimi hissetmiştim; Tiksinti... Varoluş sancılı filmler/kitaplar beni hep tedirgin eder. Çünkü gerçekten mantıklı geliyor ama kulaklarımı tıkayıp gözlerimi kapamak istiyorum bu gerçeğe. Sonuçta dünyada olduğumuz gerçeğini hiçbir şey değiştiremez. E şimdi ben tüm hayatımı bir parazit olduğumu, dünyada boşuna yer kapladığımı, belki de bir hiçliğe gideceğimi bilerek karın ağrısıyla mı geçireyim? Tam mutluyum dersin ve bir film karşına çıkar...
error_outline
Lessienn profile photo
Lessienn
tutunamayanlarda bugün.her 2.tekil seslenişinde sanki o kadar banaydı ki..
''pek yaşadın denemez, oysa her şey çoktan söylendi, çoktan bitti. topu topu yirmi beş yaşındasın ama yolun çizilmiş bile. roller hazır, etiketler de..''
error_outline
jupiterinuydusu profile photo
jupiterinuydusu
ne yazarsam yazayım spoiler olmaz gibi. o yüzden filmin kitabından aldığım bir notu paylaşmak geldi içimden:
“Dünyanın karşısında kayıtsız kişi ne cahildir ne de düşman. Niyetin okumazyazmazlığın sağlığa yararlı keyfini yeniden keşfetmek değil, okurken, okuduklarına hiçbir ayrıcalık tanımamaktır. Niyetin çırılçıplak gezmek değil, ille de özenli ya da bakımsız olmak anlamına gelmeyecek şekilde giyinmektir; niyetin kendini açlıktan öldürmek değil, sadece beslenmektir. Bu hareketleri alabildiğine masum bir tavırla harfi harfine yerine getirmek değil istediğin – çünkü masumluk çok kuvvetli bir terimdir – sadece, en basitinden, bu “en basitinden”in bir anlamı olabilirse eğer, istediğin şey bu hareketleri yansız, apaçık, her tür değerden, özellikle de işlevsellikten kurtulmuş – çünkü işlevsellik değerlerin en kötüsü, en sinsisi, en tehlikelisidir – aşikar, gerçek, değiştirilemez bir yere bırakmaktır. Okuyorsun, giyiniksin, yiyorsun, uyuyorsun, yürüyorsun demek dışında söylenecek bir şey olmasın; bunlar birer davranış, birer hareket olsun; birer kanıt, birer değiş tokuş aracı değil. Giyimin, yiyip içtiklerin, okudukların senin adına konuşmayacaklar artık, onlar sayesinde karşındakinden daha açıkgöz davranmayacaksın artık. Seni temsil etmenin o yiyip bitiren, çekilmez, öldürücü görevini bunlara bırakmayacaksın”
error_outline
cimcini profile photo
cimcini
Georges Perec'in aynı kitabından uyarlanmış bu filmde diyalog olmadan, dış sesle kitap aktarılıyor. Kitabın belgeseli gibi olmuş. Adeta varoluş üzerine bir belgesel çekmiş yönetmen. Perec'in edebi metaforları ve yönetmenin ince detaylarıyla defalarca izlenmesi gereken bir film olmuş. Metaforları ve detayları sindirmek için bir kaç kere izlemek şart.
error_outline
gasparnoe profile photo
gasparnoe
belkide sinema tarihinin en vurucu 'kaybeden' filmidir. filmde 0 diyalog var ve herşeyi anlatan bi dış ses bulunmakta. ki bu dış ses de filmin uyarlandığı ve ülkeemizde de kolayca bulabiliceğiniz georges perec'in aynı isimli kitabını okumakta.
error_outline