Twins (1988)

Her Şey Çok Güzel Olacak'a yakın tatlarda bir film. Kabullenmeler, yüzleşmeler, entrikalar, zaaflar, endişeler, değer yargıları ve aile etkisi dolu dolu hissettiriyor kendini. Yolculuk filmlerinde karakterler hep değişir iyiye ve kötüye gider. Hemen hemen bu durumu görmek mümkün aslında. Bir tarafta çok başarılı, dört dörtlük özellikleri olan optimist bir karakter varken diğer tarafta tam zıttı para ve seks düşkünü pragmatist mi pragmatist bir karakter var gerçi kediye olan sevgisini gördüğümüzde bu kötü yanlar aslında içinde iyilik barındırabilecek biri olduğuna dair bir gösterge öte yandan diğerinin üzerine giydiği kötü olmak için doğdum tişörtü de sevdikleri tehlikedeyken sert biri olabileceği ve kötü şeyler yapabileceğini gösteriyordu. Burada şu düşünce devreye giriyor insan içinde iyilik ve kötülükle yaratılıyor ve aslında birey çift özellikle geliyor dünyaya sadece gücü iyilik için ya da kötülük için kullanmakla hiç kullanmamak arasında bir seçim yapmak gerekiyor. Hayat bir süre sonra biz ne kadar istemesek de kötü yüzünü gösteriyor, gerçeklere maruz korunmasız ve savunmasız bırakıyor. O zamana kadar ailenin değerini bilmek, çoğalmak, sevmek, ruhu genişletmek, tutkuları beslemek gerek. Bir arada olmanın kıymetini gösteren o masum filmlerden. Ve bunu yaparken kardeşliği çok açıdan gösteriyor. Clay kardeşler bunu güçlü olmak adına kullanıp bu şekilde şehirde korkulacak adamlar olarak nam salabiliyorken Benedict'ler iki açıdan da çıkar ilişkisi üzerinden ele alınıyor. Vince'e ekonomik ve koruma anlamında yarar sağlayabilecek biri gerekiyorken Jul'e şefkat ve merhamet duygularını hissettirecek biri gerekiyor. Mutualizm sorunu çözüyor.. "Hayat bize güvenebileceğimiz tek insanın kendimiz olduğunu öğretiyorsa gücü kullanmayı reddetmek bir eksiklik değildir. Vince ne bir posadır ne bir artık ne de bir yan etki ve Jul hiçbir zaman birilerine muhtaç ya da aciz olarak yaşamak zorunda değil. Kaybeden insan değil hayat ve zaman olmalıdır. Ve bunu başarabilmenin tek yolu daima kalabalık ve severek yaşamaktır.

İki büyük oyuncudan eğlenceli bir komedi filmiydi.

Hırslı bir genetikçinin yaptığı bir deney sonucunda birbirine hiç mi hiç benzemeyen ikizler dünyaya gelir. Derken kardeşler birbirini hiç tanımadan ayrılırlar. Yıllar sonra kardeşler biraraya gelir: Julius yüksek öğrenim görmüş, iri yarı ama altın gibi kalbi olan bir adamdır. Vincent ise sürekli dalvere peşinde ve bir o kadar ufak tefek kadın avcısının tekidir. Birbirini yeni bulmuş kardeşler, annelerini bulmak için uzun ve zoru bir yolculuğa çıkarlar. Sonunda beklediklerinden daha fazlasını bulacaklarından habersiz!