Okyanusta av (2009)Triangle

Aeolos gemisi girdi rotaya elli kez aynı sahneler döndü durdu.Tam bir dejavu.Jess beynimizi yaktı, Kendide ne yapacağını şaşırdı.Bu tarz film meraklısı için çok ideal.Başarılı

Kadıncağız çocuğunun öldüğünü inanmak istemeyip Fatma Girik'in Boş Beşik filmindeki haline benziyor. Kendi cehennemini tekrar tekrar yaşıyor kendini affedemediği için. Yine sembollere doyduğumuz bir film oldu.

Film mitoloji ile direk bağlantılı. Geminin adını hatırlarsınız Aeolus'tu. Aeolus ismi çağrışım yapıyor olabilir. Aeolus Teselya kralı. Oğlu ise Sisifos. Sisifos işlediği sayısız suçlar yüzünden yeraltı dünyasına alınan fakat daha sonra toprak altına gömülmeden buraya getirildiğini söyleyerek üç gün izin alıp, bir daha geri dönmeyen böylece Hades'i kandıran bir prens. Sisifos bu tavrı yüzünden bir kayayı, yeraltı diyarındaki büyük bir dağın tepesine kadar çıkarma cezası alıyor, fakat işin hileli yanı şu ki, kaya hiçbir zaman tepede durmuyor ve aşağı yuvarlanıyor. Sisifos da çaresiz tekrar çıkartıyor. Filmdeki Jess'i bu hikayeye göre Sisifos gibi düşünebiliriz. Çocuğuna kötü davranarak sayısız suç işliyor. Daha sonra araba ile giderken kaza yapıyor ve kendisi ile çocuğu ölüyor. Taksici onu götürmek için geliyor ve rıhtıma gidiyorlar. Burada taksiciyi Hades olarak düşünebiliriz onu yer altı dünyasına götürmek için geliyor. Jess de daha gömülmeden taksiye biniyor. Taksiden inerken taksici ona döneceksin değil mi diye soruyor Jess de döneceğini söyleyip gidiyor. Yani Hades'i kandırıyor ve olaylar başlıyor döngü başlıyor. Jess sürekli kayayı dağın tepesine çıkartmaya çalışıyor ama her defasında yeniden denemek zorunda kalıyor.