Filmdeki metaforları yakaladığınızda tekrar tekrar izlemek istiyorsunuz. Öncelikle filmin adı, duvardaki tren resimleri ve varoluş sorgulamasını tren rayları olan yerde yapmaları çok manidar. "İskoçyalı olmak boktan bir şey. Biz en altın da altındayız. Kahrolası dünyanın pislikleriyiz. En zavallı, perişan, aşağılık, boktan medeniyetteki en boktan insanlarız. Bazı insanlar, İngilizlerden nefret eder. Ama ben etmiyorum. Onlar sadece aptal insanlar. Öte yandan, biz aptal insanlar tarafından sömürgeleştirildik. Bizi sömürmeleri için daha iyi bir ırk bulamazdık." Trains potting, İngilizlerin geçen trenlerin numaralarını, modellerini yazarak vakit geçirmesi, anlamsızlık demekmiş. Film, kayboluş, toplumsal bozulmayı her hücresinde hissettiriyor. Uyuşturucudan tiksindiren cinsten.
İlk yarısı rahatsız edici tonlarca sahneyle doluydu. Ağır biçimde alkol, uyuşturucu ve cinsellik içeren sahneler bazı noktalarda benim açımdan rahatsız edici bir hal aldı. İzlemek isteyenleri bu konuda uyarmalıyım. Filmin devamındaysa aksiyon ve eğlence eksik olmadı diyebilirim. İlk yarısında da güldüğüm hatta kahkaha attığım sahneler elbette ki vardı. Bahsettiğim o abartılı ve rahatsız edici bazı sahneleri dışında bence eğlenceli bir filmdi. Klozet ve kahvaltı sahnelerini sanırım ömrüm boyunca unutamam :D Son olarak belirtmeliyim ki müzikleri gerçekten müthişti. İzleyeceklere iyi seyirler :)
sinematografisi ve kostüm, dekor, renk uyumu ile son derece zevk vericiydi. karakterler oyunculara cuk oturmuştu daha önce izlediğim (bu film daha eski olmasına karşın) bana fatih akının soul kitchen filmini hatırlattı. ağızda güzel bir tat bırakan, böyle zor bir konuyu dram ile boğmadan ama bak dram vermiyoruz ama eleştirmizide yaparız der gibi bir kaç cümleyle eleştiren aynı zamanda akışı güzel bir şekilde sunan herkesin izleyebileceği güzel bir filmdi
Filmin benim için bir karşılığı olsa sanırım "yasa dışı " olurdu. Çünkü içerisinde yasa dışı olan her şey vardı. Eğlenceli bir film ve klozet sahnesi efsaneydi.
Filmin renklerine mest oldum diyebilirim kült film diyince böyle filmlerin akllımıza gelmesi gerekir.Toplumsal eleştiiriler çok isabetli olmuş bazı replikler aklımdan gitmiyor teşekkürler Danny Boyle..
Bize bir keşin gözünde bakmayı öğreten filmdir. Batılı toplumda baskılanan insanların nasıl tepki verdiğini ve hayattan beklentilerini de görürüz filmde. Çok yarıldığım bir repliği vardır.
Uyuşturucuya özendirdiği konusunda tartışmaların yaşanması oldukça anlaşılır durum filmi izleyince. Çünkü uyuşturucuya tamamen karşı pozisyondan kurtarıcı gibi bakan Bi grup gencin hikayesi bu. Aslında bu açıdan iyi bir film de denebilir. Film vakit kaybı değil fakat içinde bulunduğu kategoride çok iyi sırada da değil bence, toplumu eleştirmesine bakılınca bu kategoride önüne geçebilecek çok sayıda film var. Bi arkadaş requiem for a dream le karşılaştırmış, aynı şeyi anlatır gibiler ama o çok daha başarılı bana kalırsa mesela. Beğenilenlere ekleyebiliriz ama kültlere eklenir mi tartışılır.
"Eğer C vitamini yasadışı olsaydı, onu bile kullanırdık" Film biraz rahatsız edici olsa da aslında Requim For a Dream'de anlatılan konuyu farklı bir açıdan ele almış. Dar bir konu içinde, kısa bir zamanda çok şey anlatan, çokça ders çıkarılabilecek bir film.
kült film ve kitaplara olan merakım sayesinde bu filmle tanıştım. Kitabı okunacaklar listemdeydi ama filmini izlemek nasip oldu.tam bir baş yapıt diyebilirim.yaşamayı seçmemeyi seçen gençliğin hikayesi .filmde simgeleştirme birçok yerde kullanılmış bunlardan biride tuvalet sahnesi.Renton'un zorlanmadan bulduğu tuvalet aslında uyuşturucunun ve yarattığı sonuçların betimlenmesi, madde için nelerin göze alınabileceğinin tasviri ve izlemeyi tamamlayabilenlere çok güçlü tiksinti doğuran bir uyaran oluşturan en etkileyici sahnelerinden biriydi.izlenmesi gereken bir Danny Boyle baş yapıtı.
a vitamini ilginçti.
"İskoçyalı olmak boktan bir şey. Biz en altın da altındayız. Kahrolası dünyanın pislikleriyiz. En zavallı, perişan, aşağılık, boktan medeniyetteki en boktan insanlarız. Bazı insanlar, İngilizlerden nefret eder. Ama ben etmiyorum. Onlar sadece aptal insanlar. Öte yandan, biz aptal insanlar tarafından sömürgeleştirildik. Bizi sömürmeleri için daha iyi bir ırk bulamazdık." Trains potting, İngilizlerin geçen trenlerin numaralarını, modellerini yazarak vakit geçirmesi, anlamsızlık demekmiş. Film, kayboluş, toplumsal bozulmayı her hücresinde hissettiriyor. Uyuşturucudan tiksindiren cinsten.
karakterler oyunculara cuk oturmuştu daha önce izlediğim (bu film daha eski olmasına karşın) bana fatih akının soul kitchen filmini hatırlattı.
ağızda güzel bir tat bırakan, böyle zor bir konuyu dram ile boğmadan ama bak dram vermiyoruz ama eleştirmizide yaparız der gibi bir kaç cümleyle eleştiren aynı zamanda akışı güzel bir şekilde sunan herkesin izleyebileceği güzel bir filmdi