The Warriors (1979)

The Warriors (1979)

Rating Not enough ratings to show
Your Rating
Tags
Director(s)
Language
English
Country
USA
Runtime
93 minutes
5
0
15
8
Synopsis Trailer Who liked it?
kaptankaptanim profile photo
kaptankaptanim
Bunca zaman boyunca neden aratıp filmlerime eklememişim acaba? İlk kez seyrettiğimde lise yıllarındaydım ve bana sadece bir aksiyon ya da çete filmi gibi görünmüştü oysa bunların ötesinde bir kurgusu olduğunu yeni fark ettim. Bu filmin analizi niteliğinde bir yazı olacağı için spoiler barındırır bilginiz olsun sonradan tadınız kaçmasın. Olaylar tıpkı dramatik bir metinde olduğu gibi başlıyor. Dramatik yapı Cyrus'un öldürülmesi ile suçun Warriors'un üzerine atılması ve Cleon'un ölerek bir çetenin lidersiz kalması. Cyrus tanrı gibi görülen bir figür ve onun yokluğu düzeni kaosa sürükleyen bir durum yaratıyor. Tıpkı Zeus'un Troya savaşı esnasında uyuya kalması ve aile üyelerinin birbirleri ile savaşmaları gibi. Bu noktada film çok sık bir şekilde Yunan mitolojisinden besleniyor. Bunlara yer yer değineceğim. Lidersiz kalan ekip şöhretlerini sürdürmeye kaldığı yerden devam ediyor. Ve eve dönüş yolculukları başlıyor. Bu bölüm Odisseus'un İlyada'dan sonra kendisi ve mürettebatının eve dönme yolculuğunu anlatan ve bir türlü eve dönemeyip başlarına türlü türlü işlerin açıldığı Odysseia destanına benzetilmiş. Elbette Yunan mitolojisinden beslen, hikayeyi bunun üstüne kur çok kolay gibi görünüyor ancak bir de önermeye ihtiyacımız var. Filmde erkek egemen daha doğrusu erki vurgulayan çok fazla şey var. Birincisi Erkek sayısı daha fazla, her ne kadar kadın figürleri olsa da erkek tarafından domine ediliyorlar. İkincisi çete karakterlerinin isimleri baştan sona erkeği merkez konumlandıran isimler. Cleon Atina'nın bir dönem askeri komutanlığı yapmış Perikles'in yanında yer alan çok akıllı bir politikacı. Swan kuğu demek, zaten film boyunca hareketlerin estetikliği sizi bir tasarının içinde olduğuna ikna etme çabasında. Dövüşlerin alayı koreografi hiç gerçekçi değil ama bunu olumlu anlamda söylüyorum. Çünkü amaçlanan şey bir aksiyon filmi değil. Kısacası film defalarca kez provası alınmış bir tiyatro oyunu estetikliği barındırıyor. Ajax, İlyada'da Akhilleus'un zırhını almak için Odisseus'a meydan okuyan ve neticede arkadaşlarına meydan okuduğu için mitolojik bir figür olan cinnet tarafından cezalandırılarak kılıcını oradan oraya sallar ve herkesi öldürdüğünü görür ancak kendine geldiğinde bir koyun sürüsünü katlettiğini fark eder ve utancından kendi kılıcının üstüne atlayarak intihar eder. Ajax filmde kendi eylemi sonucu Swan'a kafa tutarak aralarından ayrılıyor ve bu da kendi intiharını edişine nokta atışı bir atıf. Vermin erkeğin maço yanını, Rembrant sanatsal doyumu, Snow beyazı yani masumiyeti, Cowboy cesareti ve kabiliyeti onun tam zıttı Cochise ise gerçekte var olan bir Kızılderili Apaçiyi, isyancı özelliği ile temsil ediyor. Fox ise Shakespeare'in deyişiyle kadının yanında sinsi olamayan, yalan söyleyemeyen başarısız ama ahlaklı bir birey oluşunu simgeliyor. Zaten bunca erkeğin sürekli polislere kafa tutabilip de Fox'un düzen güçleri karşısında eylemsiz kalışı ve anında defterden silinişi çok aşikar. Sanki kadına özgü bir tavırmış gibi; güçsüz erkeğin - daha seksist bir bakış açısı ile kadın özelliklerine sahip bir erkeğin, erkek özelliklerine karşı aciz olduğunu vurguluyor. Ama buna şaşırmadım çünkü antik dönemlerde erkeğin gücü, erkeğin namı şöhreti daha önemlidir. Altın Post'un Aranışı mitindeki Argonautlar'a bakarsanız demek istediğimi net olarak anlarsınız. Gelelim diğer çetelerin anlamlarına Orphans yani yetimler evleri olmayanlar, İlyada destanındaki Anadolulu köylüleri ve filmde sonradan kahramanlarımıza eklenen kadın ise savaşta kurtarmalık yani bir nevi savaş ganimeti olarak alınan kadın figürünü temsil ediyor. Burada kadının rolü çok önemli çünkü İlyada'da yer alan Kassandra gibi sürekli geleceği gören ama dediklerini erkekleri inandıramayan bir konumda. Kassandra'nın laneti buna ayna tutuyor. Yani ne yaparsa yapsın erkekler ona inanmadığı için çaresiz bir konuma koyuyor gene kadını. Lizzies çetesi, maceranın ortasında çok alakası bir yerde beliren erkek kahramanlarımızı kendi mekanlarına götürerek orada onlardan kurtulmaya çalışan ve sadece kadınlardan oluşan bir çete. Hoş müzik eşliğinde cinsel çekimsel vaatlerle erkekleri kandırarak derinlere götüren Odysseia'daki mitolojik yaratıklar olan sirenleri temsil ediyor. Pek çoğunuz Sinbad ya da Karayip Korsanlarındaki deniz kızlarından biliyorsunuz. Rogues çetesi ise Luther lider adı ile Katolik kilisesine baş kaldıran yani asırlarca tapılan bir kutsala kafa tutan Protestanlığın başlangıcı olan Martin Luther'i simgeliyor. Cyrus'u vuran da Luther'in kendisi zaten. Cinayeti gören Fox'un bunu söylememesi Warriors'un trajik hatalarından biri. Finalde film boyunca gücünü ortaya koymadan olayları uzaktan izleyen Riffs'in geldiğini ve suçluya dersini verdiğini görüyoruz. Tıpkı uzaktan izleyen tanrılar gibi. Erinyeler diyebiliriz. Eğer suç açığa çıkmamış yani anograsis yaşanmamış olsaydı kahramanlarımız çaresiz bir durumda bir kurtarıcı bekleyecekti ve bu durumda Riffs bir deus ex machina olacaktı ancak böyle bir durum olmadığı için böyle düşünmedim. Sonuç olarak distopya desem değil, gerçek üstü desem değil yaşadığımız dünyada ama alternatif bir gerçeklikte destansı bir macera. Zaten radyo yayınını yapan abla da anlatıcı rolünde. O da Homeros'u sembolize ediyor diyebiliriz. Tabi ki bu mevcut bilgiyle görebildiğim kadarı. Filmin bütün paterni Ksenofon'un Anabasis kitabına dayanıyor. Bu sefer bir farklılık yapmak istedim. Kılıç vardı kılıfına uydurdum. Ama tabi ki orijinal metini bilmek bir kazanımdır. İyi günler diliyorum.
error_outline
Philosophy profile photo
Philosophy
Sokak çeteleri arasındaki kovalamaca.
error_outline