Korku filmi izleyememe rağmen bu filmi bitirmeyi -üç günde de olsa- başardım. :) Jack Nicholson oyunculuğuna sözüm yok ama bazı noktalarda mantık hataları olduğunu düşünüyorum
mesela Wendy dışarıdan kilitlediği halde o kapı nasıl açıldı? Hadi dünya dışı varlıkların zihinle oynamasını anlayabilirim de maddeye nasıl etki ediyor?
. Bir de Wendy’yi canlandıran oyuncuyu çok beğenmedim açıkçası.
Elinde bıçakla sahilde koşar gibi koşuyordu abla en son. Çocuğu görünce bıçağı filan fırlatıyor belki çocuğun arkasından gelecek psikopat, bu ne özgüven böyle!
Sonuç olarak film korku değil, gerilim filmi. Başıma bir şey gelmeyecekse eğer Jack ve Danny oyunculuğu haricinde çok da iyi bir film olduğunu düşünmüyorum.
Adını sinema tarihine altın harflerle yazdırmış bir şaheser. Film bir korku türünden daha çok psikolojik-gerilim ve bunu izleyicilere harika bir şekilde aktarmış. Her bir sahnesi ve oyunculuğu inanılmaz bir şekilde aktarılmış kült bir yapım. Bayıldım. Nicholson ve Kubrick ikilisi harika bir iş çıkarmış. İnanılmazdı. Efsane. 8.5/10
Filmi sevdim desem yalan sevmedim desem büyük yalan olur, hem sevdim hem sevmedim. Ortalarda kaldım. Jack harika oynamış, filmin genel dinamiği ve sürekli durağan dinamiğiyle sizi germesi ise izlediğim en iyi gerilim filmi yapıyor yapımı, ama aynı zamanda çok vasat yönleri de var hikaye çok zayıf ve bir sürü buşluklar ile aktarılıyor ve bu da kubrick tarzı ama ben şahsı pek sevmiyorum zaten. Sonuç olarak 1 kere olmak şartıyla mutlaka izleyin fikriniz olsun
All work and no play makes jack a dull boy .(Sürekli çalışıp hiç eylenmemek Jack'i sersemleştiriyor ) Özet bir cümle gibi filmi ilk defa izledim ve izledikden hemen sonra filmin içindeki mesajları anlamaya çalışmak için hemen nette bir araştırma yaptım şu link den de güzel bir hazırlanmış yazı bulabilirsiniz spoiler içerebilir . jack Nickolson güzel bir oyunculuk sergilemiş ve eski Joker karakterini oynadığını bilmiyordum ve izlerken aklımdan geçen tek şey bu adam Joker karakteri için muhteşem bir oyuncu olurdu sonrasında öğrendimki gerçektende o rolde oynamış . Filmin adı için şüphelerim var otelin adı filmin adı olabilirmiş mükemmel uyardı bence . Romanını okumadım o yüzden yorumum okuyanlara anlamsız gelebilir kusura bakmayın . Danny boy da o yaşına göre gerçekten etkileyici mimiklerle güzel bir oyunculuk sergilemiş .
Sonunda izledim.. Hakında o kadar çok şey okudum ki nerdeyse filmi izlemişimm de tekrara dönmüşüm gibiydi.. Kimileri çok beğenmiş kimileri sevmemiş, bense arada kaldım. Zamanı düşünülnce tabi ki kurgu, konu, oyunculuk gayet iyi (kadını pek beğenmedim bazı yerler hariç)... AMA konu çok ağır ve dingin ilerliyo bazen öyle bi sakinleşiyo ki ekrana sanki boşluğa dalmışım gibi takıldım (kadının o tiz sesi her seferinde beni daldığım yerden geri getirdi :) En azından şimdi afişi her gördüğümde bunu ne zaman izlicem demiyorum içim rahatladı :D
Bu filmin neden bu kadar sevildiğine dair hiçbir fikrim yok. “Otomatik Portakal”ı izledikten sonra izleme isteği doğmuştu içime, sonuçta aynı yönetmen diye ama yanılmışım.
Kurgu basit, sonunu daha ilk dakikalardan tahmin edebiliyorsunuz. Kurguyu geçtik, hiçbir duygusu yok. Ne gerilim, ne dram, ne korku. Gerçekten filmde kayda değer tek şey Danny idi. Eğer filmde müzik olmasa bir damla bile gerilim yoktu. Nitekim o müzik gereksiz anlarda bile öyle çok kullanıldı ki, duygusunu kaybetti. Adam çorba karıştırıyor, gerilim müziği, kadın yürüyor, gerilim müziği, çocuk gülüyor, gerilim müziği.
Roller yerli yerinde değildi. Shelley Duvall mesela, ürkek bir kadın rolünde. Tip özellikleri gösteriyor, silik bir karakter. Ama kocaman adamı sopayla bayıltıp kilere hapsedebiliyor. Bunu yapabilen bir kadın her şeye ağlamaz, kusura bakmayın. Korkmasın demiyorum ama güçlü bir karakterin yapabileceklerini yapıp, en küçük şeyde bile zayıflık göstermesi mantıksız geliyor. Filmin elle tutulur bir yanını bulamadım ben.
Tabii ki bu kişisel kanaatim, mutlaka benim gibi düşünenler de olabilir, çok sevenler de.
Bir film nasıl kafa karıştırıcı ve sonu anlaşılamaz olurun tabiri. Jack Nicholson sahnelerinin çoğunu doğaçlama olarak oynamıştır. Stanley Kubrick'ten beklenen bir filmdi. Stephen King romanın uyarlamasından daha fazlası olabilir oyunculuklar sayesinde :)
Bir şey söyleyeceğim ama umarım başıma bir şey gelmez. Ben filmi üç kerede parça parça ancak izleyebildim çünkü her açtığımda sıkıntıdan uyuya kaldım. Alttan üsten her yerden mesaj vermek için fazla kasılmış. Tamam, Kubrick falan da bilmiyorum belki de ben üç seferde izlediğim için o söylediğiniz etkileyiciliği, buhranlı havayı, gerilimi hissedememişimdir.
Müzikler, çekim açıları, müthiş bir atmosfer ve üstüne muhteşem bir oyunculuk.. Bunlar birleşince meydana gerilimi doruklarda yaşatan bir başyapıt çıkıyor. Mutlaka izlenmeli!
Sİnema tarihinin en iyi dekore edilmiş içinde insana dair her şeyi bulabilceğiniz tabi fiilmin aslında bir korku filmi olmadığını Room 237 belgeselini izledikten sonra anlıcaksınız filmin bir başyapıt olduğunu belgeselden sonra göreceksiniz ve hayran kalacaksınız..
Stanley kubrick in müthis yönetmenligi ve jack nicholson nun muhtesem oyunculuğu ile gerilim türünün süphesiz en iyilerinden. Fazla söze gerek yok.Mükemmel.
Özet bir cümle gibi filmi ilk defa izledim ve izledikden hemen sonra filmin içindeki mesajları anlamaya çalışmak için hemen nette bir araştırma yaptım şu link den de güzel bir hazırlanmış yazı bulabilirsiniz spoiler içerebilir . jack Nickolson güzel bir oyunculuk sergilemiş ve eski Joker karakterini oynadığını bilmiyordum ve izlerken aklımdan geçen tek şey bu adam Joker karakteri için muhteşem bir oyuncu olurdu sonrasında öğrendimki gerçektende o rolde oynamış . Filmin adı için şüphelerim var otelin adı filmin adı olabilirmiş mükemmel uyardı bence . Romanını okumadım o yüzden yorumum okuyanlara anlamsız gelebilir kusura bakmayın . Danny boy da o yaşına göre gerçekten etkileyici mimiklerle güzel bir oyunculuk sergilemiş .
Kurgu basit, sonunu daha ilk dakikalardan tahmin edebiliyorsunuz. Kurguyu geçtik, hiçbir duygusu yok.
Ne gerilim, ne dram, ne korku. Gerçekten filmde kayda değer tek şey Danny idi. Eğer filmde müzik olmasa bir damla bile gerilim yoktu. Nitekim o müzik gereksiz anlarda bile öyle çok kullanıldı ki, duygusunu kaybetti. Adam çorba karıştırıyor, gerilim müziği, kadın yürüyor, gerilim müziği, çocuk gülüyor, gerilim müziği.
Roller yerli yerinde değildi. Shelley Duvall mesela, ürkek bir kadın rolünde. Tip özellikleri gösteriyor, silik bir karakter. Ama kocaman adamı sopayla bayıltıp kilere hapsedebiliyor. Bunu yapabilen bir kadın her şeye ağlamaz, kusura bakmayın. Korkmasın demiyorum ama güçlü bir karakterin yapabileceklerini yapıp, en küçük şeyde bile zayıflık göstermesi mantıksız geliyor.
Filmin elle tutulur bir yanını bulamadım ben.
Tabii ki bu kişisel kanaatim, mutlaka benim gibi düşünenler de olabilir, çok sevenler de.