Yani çokta yönetmencilik yapmayayım ekibi toptan kutlayayım ama ...Evet şurası kesin bu Del Toro kişisi bu işi çok iyi yapıyor.Hangi işi şu hatta şunlar;iyi film seçiyor yapımcılıkta,iyi bir gözü var müthiş bir anlatımı var yönetmenlikte,izleyiciyi yakalarken edebi yanını kaybetmiyor senaristlikte...elindeki malzemeyi sanatla birleştirip yüceltiyor.Daha ne diyem işte:))Hala favori filmim three bilboards gerçi ama yine de bir kaç dalda alacaktır diye tahmin ediyorum.
2018 Oscarlarında adını çok duyduğumuz film gerçekten başarılı. Elbette Del Toro'nun o eşsiz Pan'ın Labirenti değil fakat bu da bir zirve film. Fantazya ile gerçekliği güzel bir biçimde bir araya getiren Del Toro! Sen çok yaşa e mi?
Yönetmen koltuğunda Guilermo der Toro' nun oturduğu, yine olağandışı bir film var karşımızda. Zaten normal bir film çıksaydı yadırgardım. Yine akıcı, sürükleyici ve ilginç karakterlerle dolu bir yapım. Gizli bir laboratuvarda temizlik görevlisi olarak çalışan, konuşma engelli Elisa birgün özel bir canlının getirilişine tanıklık eder. Gizliden gizliye canlıyı gözlemler ve iletişim kurmaya çalışır. Bir yandan da işyerinde dönen pis işlere ve yapılan deneylere tanıklık eden Elise bir şeyler yapmaya karar verir. Aşkın, şekilciliğin dışına çıktığı, fazla dolu bir bardak gibi taşıp durduğu hoş bir yapım. Filmin görsel açıdan da hoş bir havası var. Kasvetli gibi görünse de aslında derin suları temsil ettiğini düşündüğüm bir hava. Esrarengiz, bulanık ve yeşilimsi. Filmin harika müzikleriyle birlikte sanki suyun üstüne uzanmış ve derin denizden gelen sesleri dinliyormuş hissine kapılacaksınız. Filmin bir diğer özelliği de karakterlerin genel olarak duygusal yoğunluğa sahip olması. Bu bazen sevgi, bazen yalnızlık ve bazen de hırs ve öfkeyle karışık bir korku olarak karşımıza çıkıyor. Bu yoğun duygu trafiğini başarılı bir şekilde yansıtan oyuncuları da takdir etmek gerek. Özellikle Sally Hawkins in saf ve duygusal hallerinin bu duygu trafiğindeki payı oldukça büyük. Hemen ardın da Richard Jenkins yalnızlık üzerine hissettirdikleriyle bence ikinci sırada. Ek olarak Michael Shannon da bence çok iyi bir performans sergilemiş. Filmin müzikleri içinse şunu söylemeliyim, bence film bittikten sonra hepsini olmasa da birkaçını indirip arşivinizde saklayacaksınız. Filmin birkaç eksisi de mevcut tabi. Özellikle cinsel içerikli birkaç sahneyi çok ama çok gereksiz buldum. Bunun dışında gözardı edilebilir mantıksal hatalar da mevcut. Özetle bazı yönleriyle harika, bazı yönleriyle de hoş bir film. Aşırı abartılacak bir yapım da değil tabi. Benim için Guillermo del Toro dendiğinde hala El Laberinto del Fauno(Pan's Labyrinth) birinci sırada. Beklentinizi aşırı yükseltmeden hoş vakit geçirmek adına izleyebileceğiniz bir film. Ben izlemenizi tavsiye ederim. Şimdiden iyi seyirler :)
Beauty and the beast ten biraz esinlenmiş gibi, ama 60 lı yılların havasında fransızca ve ingilizce tatlı müzikleriyle guillermo del toro bizi yine sürükledi götürdü. Kurgusu ve oynculukları harikaydı , mekan seçimleri ve hafif karanlık sevgi dolu havasıyla 2017 nin en iyi filmlerinden biri olmuş gerçekten .Hikaye de gerektiği yerde yavaş gerektiği yerde vites arttırarrak çok güzel bir şekilde işlenmiş.
Öncelikle yapımın su gibi akıp gittiğini söylemeliyim :)) Gerçekten sıkmadan keyifli bir şekilde izlettiriyor kendini. Bence anlatmak isteği şeyi de aktarmayı başarıyor. Sevmenin sevilmenin her şeyden öte anlamak anlaşılmak olduğunu iyi bir şekilde yansıtmış izleyicisine. Sinematografisi, müzikleri ve oyunculukları da şahane gerçekten. Hikaye farklı ve merak uyandırıcı. Yönetmen de oldukça başarılı bir iş çıkarmış ortaya. Ancak bazı sahneler de çok gereksiz geldi bana sırf olmalı diye zorlama sahneler vardı. Onların yerine havada kalan bazı konular işlenebilirdi diye düşünüyorum. Bunun dışında çokta eleştirilecek yanı yok bence. İzleyin. Puanım 8.
Filmin geçtiği yıllar, bol yeşil katkısıyla, çok uygun renklerde yansıtılmış. Müzikler güzel. Bu yıl çok değişik konuda filmler çekiliyor. Suyla ilgili filmleri severim. Beğeneceğimden emindim.
Bu kadar çok sevilmesi,alkışlanması,ödüllere doyamaması boşuna değilmiş.Çok çok çok beğendim,hatta bana film kısa geldi,malzeme o kadar enteresan güzel ki istedikleri kadar uzatabilirlerdi,ikisinin iletişimini daha fazla görmek isterdim.En çok aşkı anlatış biçimini çok sevdim filmde Elisa nın dediği''ne eksiğim yada ne kadar eksiğim olduğunu bilmiyor,beni neysem öyle görüyor,olduğum gibi'',filmin ana fikriydi ve oradan sonra film alıp götürdü beni,son sahnede duygulandım.Çok fazla film izliyoruz bu çok farklı olanlardan,o yüzden izlemelisiniz:) ve son olarak Guillermo Del Toro ,Pan ın labirentiyle moralim bozmuştun ama bu filmden sonra...lütfen daha fazla film çek:))
Filme başlarken Del Toro filmi olduğunu ve Pan's Labyrinth'i ne kadar sevdiğimi bilerek başladım bir yandan da izlerken içimden sürekli ''beklentiyi yükseltmicem beklentiyi yükseltmicem beklentiyi yüks...'' tekrarladım durdum :) Film tek kelimeyle enteresandı bunun dışında düşünüyorum ama açıklamak için ''farklı, olağandışı...'' gibi kelimelerden başka bir şey gelmiyor aklıma. Tabi bunlar demek değil ki film şahane ouvv herkes beğenir, asla! Aksine, yönetmenin tarzını bilen ve değişiklik arayanların izlemesini tavsiye ederim...
masal gibi bir filmdi. aşkın, sevginin dilinin muhakkak ortak olduğunu vurgulayan fantastik bir hikayesi var. yeri geldi güldüm, yeri geldi düşündüm, yeri geldi üzüldüm. ayrıca dönemin eleştirilerini çok güzel yansıtmış. guillermo del toro'yu bir kere daha sevdim.
Film tek kelimeyle enteresandı bunun dışında düşünüyorum ama açıklamak için ''farklı, olağandışı...'' gibi kelimelerden başka bir şey gelmiyor aklıma. Tabi bunlar demek değil ki film şahane ouvv herkes beğenir, asla! Aksine, yönetmenin tarzını bilen ve değişiklik arayanların izlemesini tavsiye ederim...