The Sandlot (1993)

The Sandlot (1993)

Puan Yeterli oy sayısına ulaşılamadı
Senin Puanın
Etiketler
Yönetmen
Dil
İngilizce
Ülke
ABD
Süre
101 dakika
2
0
7
1
Özet Fragman Beğenenler
kaptankaptanim profil fotoğrafı
kaptankaptanim
Çoğumuz Lacan'ın da dediği gibi "Ejderhayı" kendimiz yaratırız. Aslında sorun olarak görülmeyecek şeyleri büyütürüz. Sonra da mücadele etmeye başlarız. Bazen kana susayarak bazen ideolojik olarak. Çocukken yaptığımız en güzel şeydir hayal gücümüzü kullanmak. Perili evler, katil komşular ya da yan apartmanda yaşayan canavar bir köpek. Elbette Amerikan gençliği için daha çok anlamlı bu film. Nasıl bizim mahalle maçlarımız, aylık oyunumuz her mahalle başında yolları çocuklarla süslüyordu aynı şekilde onlar için de Beyzbol öyle. Çatışması korkmak ve yüzleşmeyi istemek. Tabi korku bazen o kadar aşırı olabiliyor ki kanatlandırıyor. İyi ayakkabı reklamı yapmışlar kabul. Ama bu film canavarın inine girmek için ondan nefret etmeye gerek olmadığını savunduğu yönüyle başka bir insani boyut taşıyor. Canavarla savaşma onu dost edin diyor. Önermesi sorunlarınızı büyütmeyin, kaçmayın onu kabullenip onunla yüzleşin. Tatlı bir dostluk filmi. Aşırı fazla şey anlatmasa da keyifli vakit geçirdim, etkilendim. Başka bir ejderhaya sahip olan düşünür de Lao Tzu; onun bakış açısından ejderha yolculuğumuzun tadı tuzu. İnsan iyi evet çocuklukla ve arkadaşlıkla bağdaştırabiliriz. Kötü olan arzu, tatminsizlik, hırs diyelim. Hırsızlık, Wendy ve Başarı üçgeninde görelim. Benny başarısına ulaşmak için yoluna çıkmaya başladığında yani Tzu'nun karar aşamasına geçtiğinde Michael'ın başarısı yaşanmıştı. Emeller uğruna bedeller. Ve tüm bu zaafa dayalı durumları dostluğun verdiği cesaret ile aşıyorlar. Ejderhayı yaratanlar şövalyeliği de üstleniyor. "Kahramanlar hatırlanır ama efsaneler ölmez." sözüyle de açıklayabiliriz. Sınırları yıkan bir film. Beyzbol güzel spor. İçinde yakalamak, atmak, koşmak ve görmek var. Yani kavramak, güç, çaba ve bilgelik. Güzel filmsin vesselam.
error_outline