Çok üzüldüm izlerken. Dünyada öyle büyük acılar yaşanmış/ yaşanıyor ki, insan sevgilisinden ayrıldığına, ne bileyim istediği bir şeyi alamadığına ya da iş bulamadığına üzülünce şımarıklık yaptığını düşünmeye başlıyor. Şükürcü olmayı sevmem, daha kötüsüne değil iyisine odaklanmaya çalışırim hep ama bu filmi izledikten sonra katliam, açlık, susuzluk görmediğim için şükretmeye başladım. Fotoğraf kareleri hem çok güzel hem de çarpıcıydı. Belgeseli yapilasi bir fotoğrafçıymış gerçekten Salgado. Ailesini de kendisini de takdir ettim.
Eşinin aldığı fotoğraf makinesi ile hayatı değişen bir adam, Sebastião Salgado... İlk başlarda hobi olarak kullandığı bu makine sonradan hayatının dönüm noktası hâline geliyor. İlkel şartlarda çalışmaya maruz kalmış insanlar, savaş, zorunlu göç, açlık susuzluk, sefalet gibi dünyadaki zorlu yaşamın kayıtlarını onun objektifinden izliyoruz. Her izleyeni etkileyecek harika bir belgesel.
Belgesel bitince "Nasıl bir belgesel, yolculuk, hikâye izledim.." dedim. Duygular iç içe geçiveriyor. Salgado'nun çektiği fotoğraflara bakarken her hangi bir şekilde anlatılmasına, şöyle böyle oldu denilmesine hiç gerek yok. Fotoğraflar dile gelircesine her şeyi anlatıveriyor. Sanki o an oradaymış gibi hissettirdi. Belgesel; Sebastiao Salgado'yu tanımama, fotoğraflarına hayran olmama, araştırmama vesile oldu. Hatta okuduğum bir haber de pes dedirtti. Haberde Türkiye'ye geldiğinde İstanbul'da bir pazarda fotoğraf çekerken, tezgahın önünü kapatıyorsun ve müşterileri kaçırıyorsun diye adamcağızı ameliyat olacak radde de dövmüşler. Çalışmalarını takip edeceğim. İzleme listenizde ise mutlaka izleyiniz, tavsiye ediniz.
NE YAPMALI? dört buçuk saatlik filmin ara görüntülerinde çıkan bu soruya güzel bir cevap olurdu sanırım, sorunun tek bir cevabı yok ama oturup izlemek, beklemek kabullenmek ve yargı dağıtmak ki en kötüsü bu, yerine iyi bir cevap (dört buçuk saatlik film KIZGIN FIRINLARIN SAATİ- FERNANDO SOLANAS VE OCTAVİO GETİNO.
"Afrikadan ayrıldığımda hastalanmamıştım. bedenim hasta değildi fakat ruhum hastalanmıştı " salgado toplumsal bir fotoğrafçıdır..karısıyla beraber kurak bir alanın orman haline gelmesini sağlamışlar. insanlığı, kötülüğü, acıyı aynı zamanda iyiliği, doğayı, spiritüelliği hissedeceğiniz bir belgesel.
film bittiiği an insan tekrar hissetmeye başlıyor. acıyı hissediyor. azmi..belgesel o kadar başarılı ki insanın gerçek anlamda hissetmesini; insanlığı, doğayı hisetmesini sağlamış.. kesinlikle izlenesi
kesinlikle izlenesi