The Lobster (2015)

The Lobster (2015)

Rating 7.8 / 10
Your Rating
Director(s)
Language
English
Country
Ireland
Runtime
119 minutes
378
17
792
232
Synopsis Trailer Who liked it?
Hamkon profile photo
Hamkon
30 - 35 dakikada filme girebilirseniz mükemmel ilerliyor ama sonu ...
Evet bir şey göstermeye çalışmışlar ama tamamen yanlış göstermişler. Ayrıca sonlara doğru çok fazla gereksiz sahne vardı. Enteresan bir şey izlemek istiyorum diyenlere tavsiye edilir.
error_outline
Ecemkayaa profile photo
Ecemkayaa
sinema algısının yüksek olanların seveceği bir film. robotlaşmış ve belli bir kalıbın içine sokulmaya çalışılan insanlar..
error_outline
iko profile photo
iko
Uzun zaman sonra absürt distopik ve kara mizah olarak izlediğim en iyi filmlerden biriydi. Farklı bir evren yaratılmış gibi görünsede günümüz ilişkilerini çarpıcı bir şekilde işlediğini düşünüyorum. Bu tarz filmlerden hoşlanan herkes sevebilir.
“Bir şey hissetmediğin halde bir şey hissediyor gibi yapmak,bir şey hissettiğin halde bir şey hissetmiyor gibi yapmaktan daha zor.''...
error_outline
.SimS. profile photo
.SimS.
Özgün bir senaryosu, farklı bir bakış açısı olan bir yapım, birçok yönden ilgi çekici yanları var, oyunculuklar yer yer güzel yer yer çok vasat, ama genel anlamda dinamiği çok yüksek olma potansiyeli olan bu film çok ama çok durağan geçiyor, çok çok daha güzel olabilirdi ama bu haliyle bile özellikle farklı oluşu bakımından izlenmesi gerekir.
error_outline
emosss profile photo
emosss
Son zamanlarda izlediğim en iyi film diyebilirim. Bir distopyadan çok gerçek hayatın ta kendisi. Toplumsal baskıdan tutun da ilişkilerdeki yanlışlıklara kadar hatta yalnızlıklarımız harika bir şekilde işlenmiş. Çok beğendim. Kesinlikle izlenmeli.
error_outline
MevaKurt profile photo
MevaKurt
farklı bir evren yaratılmış gibi gözükse de günümüz ilişkilerini çarpıcı bir şekilde işleyen bir filmdi. Gayet başarılı buldum, izlenmeli. Sadece bazı sahnelerin uzunluğu sıktı ama o da belki benim tahammülsüzlüğümdendir. 8,5/10
error_outline
mels profile photo
mels
Farklı bir konu ve harika bir oyunculuğun birleşmesiyle meydana gelen harika bir film. Mutlaka izlemelisiniz, puanının hakkını veriyor.
error_outline
Aaisha profile photo
Aaisha
Bir tarafta eş olma zorunluluğu bir tarafta tek yaşama zorunluluğu olan ,iki ayrı güç arasında kalmış ilişkileri distopik şekilde ele almışlar. Gerçekten çok tuhaf bir film. Çok çok tuhaf..
error_outline
M.Naci profile photo
M.Naci
İlginç bir film ve bunu öylesine söylemiyorum. Kesinlikle çok ilginç. İnsanların yalnız bir şekilde varlık sürdüremediği, herkesin çift olarak yaşamaya zorlandığı bir dünya hayal edin. Öyle bir dünya ki bununla da kalmıyor. Yalnız insanlara sırf eş bulmaları için oluşturulmuş özel otellerde belli bir süre şans tanıdıkları ve eş bulamayanların bu süre sonunda seçtikleri bir hayvana dönüştürüldüğünü söylesem ne dersiniz? Yapabileceğiniz iki şey var; ya bu dünyanın bir parçası olursunuz ya da ormanlarda kaçak olarak yaşayan, ancak en az bu garip topluluk kadar çarpık ve katı kuralları olan gruplara katılırsınız. İki ucu da sıkıntılı bir değnekten farksız değil mi? Filmin oluşturduğu evren çok ama çok farklı gibi geliyor en başlarda. Farkındaysanız ben de başlarken bu şekilde yorumladım. Ancak biraz daha derin düşündüğünüzde çok da farklı bir dünyaya ait olmadığımızı anlayabilirsiniz. "Ya onlardansın ya da bizden." dünyası bize pek de yabancı olmasa gerek. Sadece seçeneklerimiz çok daha fazla. Dahil olabileceğimiz onlarca belki de yüzlerce sistem veya grup var. Ancak hiçbirine dahil olmak istemeyenlere böyle bir şans veriliyor mu sizce? Ya da hepsini boşverin ve tek bir soruya cevap verin; "Özgür müyüz?" Bu boğucu atmosferde hayatta kalmaya çalışan insanlar ve imkansızlıklar içerisinde varolmaya çalışan masum bir aşk... Colin Farrell'ın muhteşem oyunculuğuyla 2 saatlik ufak bir yolculuğa çıkmanızı tavsiye ediyorum.. Şimdiden iyi seyirler :)
error_outline
Raziye. profile photo
Raziye.
şiddetle tavsiyedir!!!Toplum ilişkilerine uyum sağlayamayan,kendince dışlanmış yalnız olan,farklı bir dünyada var olmaya çalışmak için acımasız kurallara uymak zorunda kalan,kurallara uyamayıp ölümü hatta ölümden sonra tercih ettikleri hayvana dönüşen insanların hikayesini izliyoruz.insan ilişkilerini hem hüzünlü hem de mizahla karışık sorgulayan, mükemmel film.bütün övgü cümlelerini hak ediyor.izleyin izlettirin:))
error_outline
melihkaya profile photo
melihkaya
safını belli etmeyen tam olarak bir yere koyamayacagım film distopya desen değil aşk filmi değil absürd komedi değil dram değil arada derede bir şey.
aşk konusunda biraz 1984e benzeyen parelel evrende geçen distopya sevenlerin hoşuna gidebilecek bir film.
ve Colin Farrell ile Rachel Weiszın yerine utandığım film , duygusuz kadının köpeğe yağtığıda yine aklımda kalan bir detaydı
error_outline
Insomniac profile photo
Insomniac
Özgün ve ilgi çekici bir senaryoya sahip olması, maalesef sevdiğim oyuncuları gördüğüme sevinmiş olmama rağmen(özellikle Ben Wishaw) yeterli gelmedi. Verilen iki mesaj var bana kalırsa. Birincisi, "Bir elin nesi var iki elin sesi var" düşüncesinden yürüyüp, hayat bir eşin varken daha anlamlı,güvenli,mutlu vs. İkincisi ise, başka biri tarafından sevme sevilme isteği zayıflıkmış gibi görülüp, yalnız kalmanın güçlü olmayı beraberinde getirme fikri. Bir nevi oruç gibi... İkisinin tek ortak noktası dayatma ile oluşu. Belki hepimizin bir şekilde hayatımız boyu, zorlamalarla yaşadığımıza dair bir gönderme olabilir. Beğenmedim mi? Beğendim. Fakat sanki bir şeyler eksikti. DİPNOT: Colin Farrel'ın bu filmdeki tarzı bir tek bana mı Joaquin Phoenix'in "Her'deki" halini anımsattı? :)
error_outline
kaptankaptanim profile photo
kaptankaptanim
Söyleyeceklerimin marjinallikle, az sevilenin daha çok sevilmesi zırvalıklarıyla hiçbir ilgisi yok. Anlatılmak istenen şey basit anlatma yolu zorlama. Diyeceğim tek şey bu. Zaten insan avcılığı ile ilgili filmlerin son zamanlarda patlama yaşaması vesaire bunlar hoşuma gitmezken bir de sevdiğim bir aktörün pasif performansına tanık olmak beni çok sıktı. Üzülmedim bile acıdım adeta. İnsan ilişkileri, insanların karakteristik yapılarının uyuşması, uyumsuzluğu, dayanışma, öfkeyi tedavi etme, yalnızların kendi kuyusunu kazması vesaire bunlar o kadar çok filmde o kadar etkileyici şekilde işlendi ki ben bu filmi çok gereksiz buldum. Film, yalnızlığın olmayacağını savunuyordu. Bu nasıl bir pesimist düşüncedir anlamlandıramadım. Sanki ruh eşimizi bulmalıyız onda olan fizyolojik bir özellik bizde de olmalı diye bağırıyor yönetmen. Karşıt düşünceye hiç fırsat tanımıyor. Yalnızlığı seçenlerin sonu hep hüsranla sonuçlanıyormuş gibi. Anlıyorum bu bir distopya. Farklı bir şey sunarak dikkat çekmeye çalıştığınız konular var ama bu, en iyi bu şekilde mi ifade edilir? Filmi izlerken sadece güldüğüm bir yer oldu o da kendi anlamlandırdığım bir sahneye göre insanların birbirlerinde ortak nokta arayış kısmının en uç noktalarını anlatan bir sahneydi. Spoiler vermek istemediğim için yazamayacağım. Son olarak açlıktan ölen insanların içinde bulunduğu bir örgütün, çetenin her neyse; hastane masrafları karşılayabilecek bir ekonomik durumlarının olması çok sahte geldi. Yani ayranları yok içmeye atla gidiyorlar çeşmeye sözünü yerinde ve evriltilmiş olarak kullanıyorum.
error_outline
Sefa profile photo
Sefa
İlnginç ve özgün bir yapımdı. Çok güzel mesajlar veriyor anlayabilene. Beğendim.
error_outline
starch profile photo
starch
Ben konuyu, senaryoyu çok beğendim. Müzikler güzeldi.
error_outline