The House That Jack Built (2018)

Bir 'katilin' anatomisi diyebilir miyiz?Belki, ama yeterli olmaz,geniş bir film. Didaktik yaklaşımını sürdürüyor ,irili ufaklı bilgiler uçuşuyor havada,yer yer sıkıldım,yer yer ilgimi çekti ,er yer bu ne ki şimdi dedim .Kendine yöneltilen ithamların yanıltlarını da eski filmlerinden bir demet ile sunmuş, beğendim.Biraz zorlama da buldum bazı sahnelerde bu kendini açıklama çabasını gerçi.Bir çok filmden iyi ,kendi filmlerine göre vasat bulduğum bir film diyebilirim özetle(şimdiye kadar izlediklerim içerisinden tabii).

hit the road Jack esprisi güzeldi:))

Spoilerı göster

şimdiye kadar izlediğiniz tüm seri katil filmlerini unutun. çünkü ilk defa bu kadar gerzeğini izleyeceksiniz.
not: seri katil obsesifliğim var ve bu başlık altında bulduğum her şeyi izlemeye çalışıyorum. fakat trier beni bu kez hayal kırıklığına uğrattı.

Adam resmen cehennemin dibine gitti sonunda :D

Spoilerı göster

açıkcası beklentim yüksekti filmden ve beklediğimi bulamadım. Ara kısımlarda anlatılan bazı şeyler ilgimi çekse de bazıları olmasa da olurmuş dedirtti. Ayrıca çekim şeklini beğenmedim. Von Trier abimize büyük saygım var ama beğenmedim. Cinayeti vahşeti ve ya katliamı bence daha geniş açılarda karanlık bir atmosferle çekse daha çok içine çekebilirdi izleyiciyi ama sürekli amatör birisinin elinde gibi aniden yapılan zoomlar ve durmadan sağa sola sallanan bi el kamerasıyla çekilmiş çoğu yer. Bu çok hoşuma gitmedi. Ayrıca film boyu kafamda oluşan soru işaretlerine de cevap gelmedi ve filmin sonu zaten bambaşka fantastik birşey olmuş. Ben daha psikolojik travmasını hissettiren dram kokan ve geren bir seri katil filmi beklemiştim açıkcası. Belki de beklentim yanlıştı bilemiyorum. 5,7/10
Ek olarak filmin kattıkları krikonun ingilizcesinin Jack olduğunu öğrendim ve ilginç geldi :D filmin hit the road Jack ile bitmesi de ufak bir psikopat latifesi olmuş :)

Bence Lars Von Trier in dünya ile ilgili anlatacakları varmış ve bunu en iyi bir film ve acımasız insanı simgeleyen bir seri katille yapabilirim diye düşünmüş. Yani katil olayının sonradan eklendiğini düşündürecek bir film olmuş. Mesaja odaklanmaktan filmin zevkini çıkarmak çok zor. Her halükarda pek çoklarindan üstün ama biz adamı kendi filmleri içerisinde değerlendiriyoruz genellikle. Her şeye rağmen Matt Dillon harika bir seçim olmuş. Gerçekten seri katil olsa bu kadar psikopat görünemezdi sanırım. O kadar doğal olmuş ki, oyuncu olduğunu unuttum çoğu zaman. Bağlam olarak bazı kopukluklar yaşadım. Kurbanlar arası geçişin bu kadar tepeden inme olması hoşuma gitmedi. Dediğim gibi anlatacaklarımı anlatayım da sahne geçişleri arka planda kalsa da olur kafasında sanki. Sonlarına kadar mesajlar çok açıktı kendimi çok yormadım, ve bunu fark eden Trier sonlara biraz kafa karışıklığı eklemek istemiş. Çok tatmin olmamakla birlikte müzikler, oyuncular, bazı replikler filmi ortalamanın üzerine çıkarmaya yeter bence.