"Aklının bir daha asla özgür olamayacağını biliyordu. Onların aşık olması kaderini değiştirecekti." Aşık olan bir adam ve finaldeki yaşananlardan sonra umarsız bir kadın. Beraberinde harcanan seneler. Güzel ve hüzünlü bir hikayeydi. İzlerken Gatsby'nin aşkına ve umuduna hayran kalacaksınız.
İşte Amerikan Rüyasını anlatan mükemmel bir film. Dışardan bakıldığında harika görünen hayatların içine dahil oluyoruz. Gösterişli bir hayatın içinde yaşayan bir adamın aşkı için giriştiği çabalara, amansız mücadelelere tanık oluyoruz. Kısaca varlık içinde yokluk yaşayan bir adamın toplum tarafından onaylanma, beğenilme isteği bugünün penceresinden bakıldığında bize pek de yabancı görünmüyor. Adeta günümüz modern hayatına ayna tutuyor. Adı gibi MUHTEŞEM bir film.
Çarpıcı bir yanı var Gatsby’nin; içine doğduğu sınıfı kabullenmeyen ve beklentilerinin tümünün başarısını bu yaşamın değişimine bağlamasıyla oluşan. Karşılıksız neredeyse hiçbir şey yapmayan Jay, Nick’in dostluk kavramı içerisinde yaptığı ve doğal olarak da koşulsuz olması gereken bu sevginin şaşkınlığıyla mahcup oluyor çünkü Gatsby’e daha önce sevginin koşulsuz olması gerektiğini ifade eden hiçbir toplumsal kod çıkmamış karşısına: sevdiği kadınla mektuplaşmalarının kökeninde dahi asker üniformasının getirdiği görünmezlik ve geçici “eşitlik” yatıyor. Daha sonra bu sevginin birliktelikle sonlanması için toplumsal geçiş yapan ve kendini ait kıldığı yeni sınıfındaki konumunu kalıcı kılmak için inşa ettiği kimliğin altındaki sessizlik, acı ve süresiz bekleyişi izliyoruz tüm film boyunca. Yeşil ışık süresiz umudu, görebilecek kadar yakın dokunamayacak kadar uzak “o hayal edileni” simgeliyor; tıpkı günlük hayatlarımızda kurduğumuz gelecek düşleri gibi:hiç gidilemeyen ama arzulanan o tatiller, o evler, o güzel arabalar... halbuki Daisy’i güzel kılan Gatsby’nin Daisy ideası. Muhteşem Gatsby kategori itibariyle romantik, müzikal filmlerin arasında yer alsa da tam bir dram olma istikrarını taşıma kapasitesine sahip, kanaatimce bu dram Gatsby’nin Daisy ideasından değil, içine doğduğu koşulların kökeni üzerine kafa yormak yerine kendine tam olarak o koşulları hazırlayan algoritmanın “var oldurabilmek adına” talep ettiği kimliği inşa etmek akabinde bu kabuk değiştirme sürecini korumak için özünden ve yaşadığı duygu yoğunluğundan uzaklaşmasından oluşuyor. “En içten özürlerini sunan Gatsby’nin dramı yapayalnız geçen ve Daisy’nin bir çiçek dahi göndermemesinden değil; Jay’in Gatsby olmak için yok saydıkları ve ezip geçtiklerinden oluşuyor, çünkü yoksulluk kader olamaz, kader değildir.
Kitabini okuduktan sonra izledim ve sunu soyleyebilirim ki kitapla bire bir gidiyor her sey.Kitabi okurken kafamda canlanan ne varsa hepsini filmde aynen gordum.Konu cok dokunakli, cok etkileyici.Oyuncular da oyle.Cok basarili bir film, iki bucuk saat nasil gecti anlamadim.
Ne yorum yazılabilir diye düşünüyorum da.. Sadece izleyin, sonrasında insan ilişkileri, toplum, sınıf ayrımı vs. her şeyi sorgulama isteği ve kalbinizde bir burukluk kalacak. Bir de burukluğun çevresini saran iki karaktere duyacağınız sevgi...
İlk 20 dk da bi kaç nahoş olaydan sonra çok güzel ilerledi. Çok çok beğendim. Allahım o renkler neydi öyle. Masalsı bir dram filmi. Her şey bir masal gibi. Sonu dışında...
her ne kadar kitaptan sonra izlemeyi düşünsem de kısmet olmadı. neyse ki kitaba gerek kalmayacak kadar iyi bir uygulama; o renkler,müzikler... hikayeyi de beğendim.filmin sonunda şapkam olsaydı sinirden ısırırdım herhalde! Daisy'den nefret ettim Gatsby'yi çok sevdim... Leo'ya bir daha aşık oldum.. cidden beklentisiz başlayınca çook keyifli izleyebiliyormuşum onu farkettim. film bana çok şey kattı yani arkadaşlar :) izleyin :D
ne müthiş bir uyarlama! onlar ne güzel renkler, ne enfes bir canlılık, görsellik! ne muhteşem bir gatsby! ne mükemmel bir uyum olmuş kitapla, leonardo ne yakışmış oraya. fitzgerald'a teşekkürler böyle güzel bir kitap yazdığı için, baz luhrmann'e teşekkürler böyle güzel bir uyarlama yaptığı için. "hep hayatta yukarı tırmanabileceğimi biliyordum. ama sadece yalnız olursam tırmanabilirdim. o zaman bu kızı öpünce sonsuza dek ona bağlı kalacağımı biliyordum. o yüzden durdum. durdum ve bekledim. bir süre daha bekledim. 'zihninin bir daha asla tanrının zihni gibi her şeyle uğraşacak kadar boş olmayacağını biliyordu. ona aşık olmasının kaderini değiştireceğini biliyordu. ebediyen.' sonra kendimi bırakıverdim."
Filmi izlemeden önce 226 sayfalık kısa bir sürede bitirebileceğiniz kitabını okumanızı tavsiye ederim. Zengin ve gösterişli hayatların arkasındaki yalnızlığa güzel bir açıdan bakmamızı sağlıyor.
Göresel ve sanatsal anlamda hoş olan bir filmdi fakat senaryoda kopukluklar vardı bana göre sıkılabilirsiniz izlerken ama izlenmesi gereken hoş bir film
Muhteşem Gatsby kategori itibariyle romantik, müzikal filmlerin arasında yer alsa da tam bir dram olma istikrarını taşıma kapasitesine sahip, kanaatimce bu dram Gatsby’nin Daisy ideasından değil, içine doğduğu koşulların kökeni üzerine kafa yormak yerine kendine tam olarak o koşulları hazırlayan algoritmanın “var oldurabilmek adına” talep ettiği kimliği inşa etmek akabinde bu kabuk değiştirme sürecini korumak için özünden ve yaşadığı duygu yoğunluğundan uzaklaşmasından oluşuyor. “En içten özürlerini sunan Gatsby’nin dramı yapayalnız geçen ve Daisy’nin bir çiçek dahi göndermemesinden değil; Jay’in Gatsby olmak için yok saydıkları ve ezip geçtiklerinden oluşuyor, çünkü yoksulluk kader olamaz, kader değildir.