The Darjeeling Limited (2007)

The Darjeeling Limited (2007)

Rating 7.3 / 10
Your Rating
Director(s)
Language
English
Country
USA
Runtime
91 minutes
162
2
413
176
Synopsis Trailer Who liked it?
kaptankaptanim profile photo
kaptankaptanim
Sonucu bilmeden ileriyi yargılama! Voltaire(parfümde yazan hani) .. Hehehe yazıya bir espriyle başlamak istedim tabi ki Voltaire'e ait bir söz değil bu. Filmde geçen ufak bir replik sadece ama anlamı büyük. Hayatımızda ne yaparsak, yaptıklarımız ne ile sonuçlanırsa ve başarı ne kadar çok olursa olsun aynı şekilde başarısızlık da; sonuç diye bir şey yoktur. Her şeyin ilerisi vardır. Birey için sonuç olmadığı için aslında diğer insanların gözünde bir sonuç belirir. Babası öldü diyebilir ama baba için ben öldüm hiçbir zaman var olmayacaktır. Diğer insanlar için bu söz hakkı olduğunda yargılar devreye girer filmde de sürekli bir kardeş ortamdan eksildiğinde yargıların doğruluğu sorgulanması adına başka bir yargıdaş aranır. Wes Anderson bu durumu fazlasıyla renkler ile belli etmiş. Ceketler ne kadar aynı renk olursa olsun içindeki gömlek farklı renklerde çünkü hiç kimsenin içi görülemez. Dıştan yargılamak ceket simgesinde olduğu gibi, içindeki cevheri göremediğimiz gibi geçmişe ve görünene dayalı düşünmeye odaklar bizi. Bu da aynı konuda düşünen insanlar bularak haklılaştırılabilir buna da fikirdeş diyelim. Ama konumuz karındaşlar üzerinden gittiğinde aslında en büyükleri kahverengi giyen beyazı ve siyahı içinde barındırır. Kimine göre siyah diye bir renk yoktur kahverenginin en koyu tonudur siyah bu bir inanıştır ama zaten insanları inanış anlamında kısıtlamayan Wes Anderson abimiz bu durumu isteyen herkesin inanışına uygun giyinebileceğine dair hakkıyla gösterir. Hindu kondüktöründe olduğu gibi, ya da kardeşlerin istediği yerde istediği şeye tapıp, dilek dilemeleri... Kahverenginin en açık teni krem olur tıpkı Hindistan coğrafyasında gördüğümüz gibi. Siyah ile Beyaz birbiriyle anlaşamadığında zıtlığı gideren şey kahverengi olmalı onları bir araya toplayan. Tüm kardeşlerin annelerini bulma yolculuğunda aslında hiç de yakın olmadıkları babalarının cenazelerinde kendini bulduğunu görürüz tabi bu doğrudan gösterilmez. Hintli çocuğun cenazesindeki çağrışımla verilir. Film boyunca gördüğümüz yapılan yolculuk rotasının hiçbir zaman tutmayışı hayattaki yaptığımız planların hiçbir zaman tutmayacağına bir göndermedir ve bu kabul edilmelidir. Zaten sonda anne "yarın için bir plan yapalım" dediğinde gidişi beklenmeyen olaydır ve hayatta karşımıza çıkan engel kavramı belirmiş olur. İnsanlar çeşit çeşittir. Bunu herkesin aynı trende olduğunu gördüğümüz sahnede görüyoruz. Treni kaçıran er ya da geç yakalar, trende olmayan hayallerimiz de bizimle birliktedir, hayattaki yansımalarımızdır öteki insanlar. Sadece tutumları farklıdır. Kimi dilek diler, kiminin hayali elinden uçar gider, kimi de gizler onu kimseyle paylaşmaz. Bu kişiler sırasıyla inançlı, hayalperest ve aykırı olarak yorumlanabilir. Hayalperest olanı plan yapmadığında spontane gelişen fantezisiyle baş başa buluruz. İnançlı olanın tutumu her zaman istikrarsızdır sürekli verdiği hediyeleri geri alır. Aykırı olan hiçbir şeyini paylaşmaz dünyanın kendine ait olduğunu sanır ve bunu bir film yıldızı gibi parıldayan gözlükleri ile verir Wes Anderson da. Sonuçta ne olursa olsun bilinmesi gereken bir şey vardır. Dışarılarda bilmediğimiz bir yerde bizi bekleyen bir kaplan daima vardır ve bu da "tehlike"dir.
error_outline
Philosophy profile photo
Philosophy
Başlangıcında anlamlandıramasamda diyaloglara ve renklere odaklanınca kaybolup gittim. İlk bakışta eğlenceli gibi görüyor ama replikler ve Hint kültürü, rengiyle, iyi oyuncuların oynamasıyla izlenme açısından cazip kılınmış. Filmi izlemeden önce giriş niteliğinde olan "Hotel Chevailer" kısa filmi izleyin.
error_outline
Kevlar profile photo
Kevlar
Renkler ''Ben Wes Anderson'' diye bağırıyor resmen, tüm filmlerinde olduğu gibi bu filmde de çok başarılı kullanılmışlar. Senaryo olarak benim için çok bir şey ifade etmemiş olsa da, oyuncular ve yönetmen işi kurtarmış. Komik sayılmaz, dramatik de. Yine de izleyin, pişman olmazsınız :)
error_outline
BerfinBeyaz profile photo
BerfinBeyaz
Wes Anderson renkleriyle, muzigiyle, slow motion çekimleriyle ve oyuncularin suratlarindaki her durumdaki soguk durusuyla beni benden aldi yine. Kardeslerin aralarindaki durumun olay orgusu yerine her sahnenin ince dusunulmus bir fotograf oldugunu icsellestirmek gerekiyor belki de sevmek için. Filmleri beni hep mutlu ettiginden belki tarafsiz yaklasamiyorum
error_outline
eminuk profile photo
eminuk
Fragmanda görüldüğü kadar eğlenceli ve hareketli değil ama diyaloglar, karakter işlenişi çok hoşuma gitti. Zaten renklerin filmdeki yerini tahmin edebiliyorsunuzdur, Wes Anderson sagolsun. Pek bir konu yok içerisinde, tamamen karakterlere ve renklere odaklanalim istenmiş. "Beni kullandığın için teşekkür ederim." en samimi repligiydi filmin:)
error_outline
Justdoit profile photo
Justdoit
Wes anderson klasikleri arasında bence film. Hiç sıkılmadım karakterlerde kendimden ve kardeşlerimden bi çok parça buldum izlerken çokca da eğlendim. Oyunculuklar çok içtendi Adrien Brody'nin karakterini bağrıma basasım geldi bi çok yerde, Jason Schwartzman bu sefer göze batmadı karakteriyle iyi uyum sağladı. Ayrıca filmde Wes Anderson yine yapacağını yaptı ve suratımda büyük bi tebessüm bıraktı İzlenesiydi film fikrimce, bolca tebessüm bırakır suratta.
error_outline
eskon profile photo
eskon
normal bir film. ama çekilmese de olurmuş.
error_outline