Tay (2005)The Colt

İzlediğim İç Savaş filmleri arasında en çok etkilendiğim hatta Free State of Jones'un da önüne geçen film kesinlikle The Colt oldu. Yıllarca "savaş herkes için farklı anlamlar ifade eder" mottosu ile formülize edilmiş savaş filmleri izledik ama The Colt başta hayvanlara olan bakış açısı ile fark yaratmış bir filmdir. Simgesel ve İmgesel yönü çok kuvvetli; bu kayıplar vermiş ve psikolojik olarak zor durumda olan askerlerin arasında doğum yapan bir kısrak ile başlıyor. Dünyaya gelen tay terörün içinde doğuyor, doğduğu an savaş sahnesi kesiliyor bunu yaparak tasarruf da etmiş yönetmen ve aynı zamanda savaşın çok da önemsenecek bir şey olmadığını vermiş. Bakıldığında ölüm korkusu olan askerlerin içinde bir yaşam beliriyor. Her şeylerini kaybettiğini düşünen teğmenleri gururu önemseyerek tayın onları küçük düşüreceğini düşünüyor ve savaşta birliğinin yanına almak istemiyor. Çözüm, yaşamın sonlandırılması ve ölüm korkusu ile beslenen ruhların cesaret kazanacağı düşüncesi. Lakin bir şey var ki savaştan çok bu tay askerler için farklı şeyler ifade etmeye başlıyor. Düşmanın üzerine koşmasıyla birlikte teğmen için tay dayanışmanın verdiği umuda dönüşüyor ve yanlarında tayla görülmekten çok gururun zayıflık olduğunu anlıyor. Zaman zaman düşman olarak gördükleri Konfederasyon ordusundan askerler ile bile iletişim kurulmasını sağlıyor bu varlık. İşte filmi burada takdir ettim. Güney ya da Kuzey yüceltilmiyor iki taraf da insan olarak değerlendiriliyor. Yaşam ölümün içinde fazla barınamıyor ve uzaklaşmak istiyor kaçtığında ölmekte olan bir Konfederasyon askeri onu boynunda kırmızı bir fularla görüyor burada Tay bu asker için komik bir durum ve onun gülerek ölüme gitmesini sağlıyor. Geri döndüğünde huysuz askerlerden biri tayın tehlikeli olduğunu söylüyor ama aslında ona korkusunu ve ailesine olan özlemini hatırlatıyor. Devamlı birlikten kaçıp gitmek istediğini görüyoruz ama tayın geri dönmesi onun buradan asla ayrılamayacağını düşündürtüyor daha sonra kendi ile karşılaştırıp savaşın biteceğini ya da kaçmanın bir yolunun sürekli bulunacağına inanıp tayın kalmasına razı oluyor. Tay ve annesi olan kısrağa bakan bir başka asker annesini ve çocukken ona söylediği bir şarkıyı hatırlıyor burada tayımız masumiyete dönüşüyor. Bu arada savaşı resmetmek ya da varolmak için birliğe katılan bir ressam tayın resmini çiziyor ve bir askerle olan diyaloğunda asker ressama gerçekten özel bir yeteneği olduğunu söylüyor. Ressam ise kabul etmiyor kendisinin sadece canlandırdığını gerçek sanatçıların ise taya baktıklarında hissettiği şeyi hemen yakalayacağını söylüyor. Burada senaristi tebrik etmek lazım çünkü hem bütün insanların eşit olduğunu herkesin istediği şeyi görebileceğini hem de izleyiciye sanatçı olma fırsatını veriyor. Bu sırada Güneyliler bir savaş kaçağı ele geçiriyor ve onun korkak olduğunu söyleyerek tüm ordunun önünde rencide ediyor ve yapması gerekenin sadece ateş etmek olduğunu söylüyor. Ama bu adam yaralı, korkak ve bariz savaşmak istemeyen biri. Bir sahnede tay suya düşüyor, umut sürükleniyor ve kurtarmak için Kuzeyden biri suya atlıyor ama yaşamı tek başına elde edemeyeceğini görüyoruz. Bunun üzerine oğlunu kaybeden bir Güneyli de suya atlıyor ve yaşamı kurtarmaya çabalıyor. Bu sırada çatışma da duruyor. Birlikte tayı kurtarıyorlar ancak bir silah patlıyor ve yeniden çatışma başlıyor. Savaşı bitirmeye bu kadar yakınken. Yaşamı iki tarafın da el vererek elde edebileceğini anlar anlamaz. Savaşlarda savaşmak istemeyen korkaklara savunmasızlar öldürtülüyor diyor film ve bunu da girişteki o mottoyu yıkarak öyle güzel savunuyor ki etkilenmeden edemiyorsunuz. Savaşın ne olduğunu anlayamayacak yaşta olan çocuklar dışında taya hiç kimse bir isim koymuyor. Bunu yaparak da bir hayvana sahip olunamaz, hayvanlar insanlar için yaratılmamıştır insan ona sadece sahip çıkabilir diyor film. Bir tay pek çok kişi için farklı anlamlar ifade ediyor ve bunu yaparken de bir sürü slogan atılıyor ağlamamak elde değil. Diğerleri savaş filmini nasıl çekiyor? Acındırarak, yücelterek, gaza getirerek. The Colt sadece bir tay ile ne yapıyor? Gelin birlikte sayalım; zayıflık, masumiyet, aile, çocukluk, acizlik, ölüm korkusu, bağlılık, komik bir durum, dayanışma, cesaret, inanç, umut, yaşam ve savaşı bitirebilecek bir an..