Katliam belgesellerinde genelde öldürülenlerin yakınları ya da şahit olanlar vs olayları anlatır ama bu belgeselde bizzat öldürenler olayları anlatıyor hem de öyle suçluluk duygusuyla falan değil alaylı bir şekilde gülüp, eğlenerek.
Siyasi olaylarla yaşanan vahşeti konu alan bilmediğimiz topraklardan bir olayın hikayesi. Benim açımdan bu tarz belgeseller biraz sıkıcı olsa da zaman zaman çok ağır tempolu gelse de etkileyici bir belgesel. Tabi karakterlerin biraz abarttığını da düşünüyorum tavırlarından dolayı ama güzeldi.
Komünizm nedir bilmeyip, komünist avına çıkan,ahlak yoksunu, pişkinliklerinin son noktasında bir grup eşkıyanın anlattıkları sinirimi bozdu. Dünyanın her yerinde var bunlar ve acayip itibar görüyorlar. Elbet yaptıklarının bedelini ödeyenler de var ama bunlar gibi cinayetleriyle övünenler de azımsanmayacak kadar çok. Size de sizi yüceltenlere de yazıklar olsun. Umarım bunların da av olduğu günleri görürüz.
Bir ülke düşün kutuplaştırma var, aşırı sağcı yapılanma var ve bu adamlar elindeki güç ile tecavüz, katliam, haraç, hırsızlık, işkence her şeyi serbestçe yapabiliyor ve kendilerini haklı göstermek için demokrasi ve özgürlük maskesinin altına gizleniyor. Bu ülkede güçlü olan eziyor, çalıyor, hayatın keyfini sürüyor. Ve kendilerini ülkeyi kurtaran kahramanlar olarak lanse eden katil sürüsü. Filmde bir sahne var ki adamlar daha beş dakika öncesinde bir kıza nasıl toplu tecavüz ettiklerini anlatıp gülüşürken sonrasında ellerini açıp dua ediyorlar. Film insanı derinden etkileyen bir belgesel gerçekten bir ülkenin ne hale gelebileceğini oturup izleyip ders çıkarılması gereken bir belgesel.
Hani filmlerde iyiler kazanır, iyilik kötülüğü yener falan ama belgeseller öyle değil işte. Kötüler galip mutlu şekilde hayatlarını sürdürüyor çünkü gerçek hayat filmlerdeki gibi değil. Son olarak aklıma takılan o kadar işkence yapan, insanı her şekilde katleden tiplerin bile kabuslar görebileceğine ya da vicdan yapabileceğine inanmazdım da olabiliyormuş demek ki. Ya da rol kesmiş bilemedim.
1965 deki askeri darbe ile Endonezya’da binlerce komünisti öldürenlerin itiraflarından derlenen , şok edici belgesel . Komünist olarak ‘damgalanan’ yüzlerce entelektüel insan ve Çinli azınlık , darbecilerin gerçekleştirdiği katliamlarda hayatını kaybeder. Yıllar sonra çekilen bu yapımda , katiller yaşananları büyük bir soğukkanlılıkla, olayların geçtiği bölgelerde gururla anlatmaktadırlar.
Hani filmlerde iyiler kazanır, iyilik kötülüğü yener falan ama belgeseller öyle değil işte. Kötüler galip mutlu şekilde hayatlarını sürdürüyor çünkü gerçek hayat filmlerdeki gibi değil. Son olarak aklıma takılan o kadar işkence yapan, insanı her şekilde katleden tiplerin bile kabuslar görebileceğine ya da vicdan yapabileceğine inanmazdım da olabiliyormuş demek ki. Ya da rol kesmiş bilemedim.