Steklyannaya garmonika (The Glass Harmonica) (1968)

Steklyannaya garmonika (1968)The Glass Harmonica

Rating Not enough ratings to show
Your Rating
Tags
Director(s)
Language
Russian
Country
Soviet Union
Runtime
19 minutes
5
0
9
5
Synopsis Trailer Who liked it?
kaptankaptanim profile photo
kaptankaptanim
Uyuyan bir dünya ile başlıyor. Sonra çarkları yönetici sınıfın döndürdüğü görülüyor. Hemen ardından tarihi bir gönderme ile aristokrasinin hep ön planda oluşu bir ardında toplu düşünen aynı kafada insanların olduğunu ve önde olanlardan daha dev olduklarını görüyoruz. En arkada da ötekileştirilmiş toplumlar ve insanlar bulunmakta. Aynı kafada olan insanlar örgütlenen insanlar ve hepsini geçip gidiyor. Hemen ardından kara eller büyük ihtimalle Yahudi ellerini temsil ediyor ve gücü yani parayı elinde tutuyor. Hemen ardından bürokrasi, burjuvazi ve aristokrasinin bile sermaye egemen gücün altında nasıl kaçtıkları nasıl ezildikleri görülüyor. Ve bu güç Godzilla'nın Tokyo'yu yok etmesi gibi anlatılmış. Hemen ardından gözlenme durumu aktarılmış. Hepimiz peşimizde bıçaklı bir katil var gibi ondan korkarak yönetilmeye yutulmaya göz yumuyoruz çünkü yaptığımız her şeyin tanrı ya da düzen güçleri tarafından görüldüğü paranoyası içindeyiz. Ve bu durum kaotik anlatılmış. Aynı şekilde romantik, realist yaşam tutumumuz ne olursa olsun tehlikeli olduğunu düşündüğümüz için kaçtığımız bu gücün daha yumurtadan bile çıkamamış olduğu durumunu ifade ediyor. Kaçtığımız bir şey yok aslında ortada diyor ve o bile Don Kişot gibi düşünerek fazla abarttığımız ve inanınca durduramayacağımız kendi hayallerimizin amaca dönüşmesiyle ezebileceğimiz bir kavram. Biz daha güçlüyüz diyor kısacası. Arpı çalan tanrı İsa'yı yaratıyor. İnsanlara umut ve inanç sağlıyor. Ama aslında tanrı sofistlerin de dediği gibi akıllı politikacılar tarafından kontrol edilen biri olup bu dünyada yaşanılan her şeyi kabul edin her şeye katlanın öteki dünyada mükafatını alacaksınız diyerek insanları kontrol eden bir kukla olarak aciz bir konuma oturtuluyor. Meczuplar, çocuklar, günahkarlar ve cahiller, huşu içinde bunun tesiri altında kalanlardır diyor. Aynı yolu yürüyerek tanrı ile kendilerini aynı konuma getiren egemen güç insanların yaşamlarını birlikte tasarlıyoruz diyorlar. Fakirlerin zenginlerden nefret etmesini sağlayarak kutuplaşma sağlıyorlar ki hiçbir zaman sınıfsal yapılar nedeniyle bir araya gelip sorgulayamasınlar hep biri diğerinin rahatını öteki de ötekinin onurunu kıskanıp birbirlerine düşman kesilsinler. Ve birbirlerini ihbar etmeye yani önemsememeye başlıyorlar. İsa'yı suçlayan havari.. Bunu yaratan kişi de aynı egemen gücün farklı göz renkleri ile veriliyor. Yani yaptıran Yahudilik şeytan aslında. Bir müddet işini görüp insanlara aşılanan umut gözden düşürülüyor. İsa tutuklanıyor ve dikkat ederseniz Romalı askerler değil düzen güçlerinin adamları kollarına giriyor. O zaman tanrısal inançlarını yitirip umutlarını kaybediyorlar. Solan çiçek geri gelemeyecek bir umudun inancın simgesi. Çirkin sunulan alt sınıfla paraya muhtaç edilen kişilerin muhbir olarak yaşamlarını sürdürebilecekleri görülüyor. Kafese kapatılan bireyin dışarı çıkmasına izin vermeyen ak baba insanı denetliyor ve sömürüyor. Ve herkes paraya tapıp ona muhtaç bırakılıyor. Paranın üstündeki liderleri düşünün ve paraların üstünden birbirlerine geçen çizgiler çekin Davud'un Yıldızı ortaya çıkacaktır. Hemen ardından şeytanın gözü parlıyor buradan da "Her şeyi gören göz" ortaya çıkıyor. Yani İlluminati. Ama onların bile zamanın farkında oluşları görünüyor. Zaman aslında en önemli olgu. Kronos bile kendi tahtına oturmak isteyen oğullarını yiyerek öldürür. Zaman kendi çocuklarını yer. Daha sonraki bir sürü insan kafası ayrı ayrı din, dil, ırk, sınıfsal yapı, ideoloji, birden fazla ideoloji gibi gibi sunuluyor ve zamanlarını kontrol eden bu mekanizmanın aslında kimler tarafından kontrol edildiğine uyanıyorlar. Bir ayaklanma ile toplum mekanizmanın kendisine yani sisteme saldırıyor. Dayanışma içinde devrim gerçekleştiriyorlar. Bundan sonra zamansızlık patlak veriyor. Hemen ardından yapılar sırasıyla şöyle - savaş(yani yıkım) - kurulmak istenen imparatorluk - Penise benzeyen şato gibi kale gibi görünen bir fabrika gene eril gücü simgeliyor. Devrim sonucunda bile eşitliğin gelemeyeceği aktarılıyor. Şeytan yarattığı manzarayı izliyor. Ve zamanla az önce söylediğimiz durumlar önemsiz unutmaya yüz tutmuş düşünceler haline geliyor. Yıkım, eril düzen, imparatorluk hayaline karşı insanlar kayıtsız kalıyor. İnsanları çırpınan, bir anlık ömürleri kalmış kelebekler gibi görüyoruz. Boyutlarına bakarak sınıfsal yapıların yok olmadığını ve hala özgürlük için mücadele verişlerinin sürdüğü gösteriliyor. Karanlıkta kalan bireylerin ancak hepsinin üstünde olanın ışığa çıkabileceği geri kalan herkesin ezilmesi ya da feda edilmesi gerektiğini görüyoruz. Diğer bireyler ölüyor ve başarıya ulaşan ahlaksız bir birey ışığa çıkıyor. Ama içine girdiği yeni dünya düzeninin Ortaçağdan farksız oluşunu anlatmak için o dönemin tahta oyuklu pencereleri ve figürleri kullanılıyor. Camlar açıldığında içinde yaşayan soylu insanları görürken grubun sözlerinde "ah bu hayat anlamsız bir şaka" kelimeleri geçiyor "herkes" dediği bölümde şeytan değil ritüelistik bir inançtan doğan bir mitolojik yaratık olan saytr görüyoruz. Bu inancın mit oluşuna dikkat çekip ideolojinin kafasının karıştığından doğru bir yola gidilmediğini aktarıyor. "Bunun farkında." bölümünde iki yüzlü bireylerin ortaya çıktığını, kendilerine ve çevrelerine yalan söylediklerini görüyoruz. Bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri.. Durumdan mutsuz bireyler mutlu rolü yapmaya başlayarak kendi kişiliklerini öldürüyorlar. Düzen güçleri bu deliliğin karşısında boyun eğiyor ama mağlup edilemiyor kanatlanarak uçuyor. Deus ex machina(mitolojide tanrıların yardım eli) uzatarak kahramanı içinde bulundukları çıkılmaz durumdan kurtarışı ortaya çıkıyor.Kontrolsüz kalan ve kontrol edemeyen iki kavram da kendi kendini yok etmeye başlıyor. Güç kuklalarına suç atarken, toplum birbirinin malına göz dikiyor gerekçesi de kişinin onu kullanamadığına inanarak kendisine ait oluşu. Bir anlamda sömürge sistemi. Kolonileşme. Irza geçme. Ağlayıp bağıran eşek kendi suçlarımızı nasıl hafife aldığımızı ve hepimizin dayanışmasının artık sönükleştiğini ve birbirimizi sırtımızda taşıyacak oluşumuza bir işaret. Gergedan simgesi İonesco'nun Gergedan'larına bir gönderme ve düzen güçlerinin gergedanlaşan insanlarla olan mücadelesinin devam ettiğini ve gene ipleri ellerine alıp onları esaret altına soktuklarını aktarıyor. Don Kişot'un hayalleri yalanmış, özgürlük rahatlık yokmuş. Kadın çıplak ama kafeste ve hemen ardından zaten kendini gene kara çarşaf içinde buluyor ve bu şekilde daha çok debeleniyor. Kaotik ortamın yarattığı şiddet ve yıkım beliriyor ardından. Birbirini ötekileştiren toplumların birbirlerini katlettikleri ve öldürdüklerini düşünce üzerinden aktarıyor. Kimisi gerçekten öldürürken kimisi heykele çeviriyor yani dinlemiyor bile. kimisi istifini bozmuyor ve son ana kadar haysiyetini önemsiyor. Hemen ardından tembel görünen üç adam görüyoruz. Pieter Bruegel'in The Land of Cockayne adlı peyzaj çalışmasıdır bu. Buradan da politik düzensizlik eleştirisi veriyor. Reformun getirdiği yeni karışıklıklara bir örnek olsun diye konulmuş. İdeolojik anlamda devrimin anlamsızlığını kastediyor yani. Devrimi eserlerinde olduğu gibi gerçek dışı görüyor. Yer yer Büyük Balıklar Küçük Balıkları Yer, Okuldaki Eşek, Erdemler ve Kötü Huylar, Her Biri gibi gibi eserlerine tanık oluyoruz. Dali ve George Dunning isimlerden de anlaşılacağı gibi simgesel anlatımın güçlü oluşunun altını çiziyor. Bruegel'in kullanılışının nedeni de eserlerinde simgesel anlatıma, hayali zenginliklere, humanistliğe bol bol yer vermesinden kaynaklı. Hayvanların kıyafet giymesi, yaşlıların herkesten daha dirençli durması, evsizlerin fakirlerin soylu şapkası takması, bilgelerin kellelerinden edilmesi, cennetin kadınların ayakları altında değil de boyunlarının üstünde olması gibi gibi imkansızlıklarla devam ediliyor. Bu şekilde de olsa cennete kavuşulacağının inancı hala sürüyor. İnsan oraya erip tanrının gücünü elinden alıyor ve olaylar gerçek üstü bir yere doğru evriliyor. Aslında dalga geçiliyor. Yoksulluk paradan feragat ediyor. İhtiyacı olmadığını gördükçe ruhu genişliyor ve büyüyor, yakışıklaşıyor, güzelleşiyor, karanlığından kurtuluyor ve estetik bir hale gelip iyi bir insan olmanın önemi görülüyor. Yaptığı her iyilikte yeni tanrı yani insan onu daha çok görüyor. Çünkü bu dünyada olanın halinden ancak bu dünyada olan anlar. Kelebek gene ölümlü dünyadaki yaşamın imkansızlığını simgeliyor. Sonunda hep ekonomik durumu yerinde insanlar gök yüzüne uçuyor. Bu kendi insanlıklarının zenginliğini simgeliyor. Ellerindeki çiçeklerin kırmızı olanı sevgiyi, beyaz olanı ise masumiyeti ifade etmek için kullanılmış. Esas umudun bunlar olduğunu söylüyor bize film. Bu şekilde sistemi yeniden inşa eden insanlar görüyoruz. Günahları olmayan, izlenilme endişesi yaşamayan ruhları özgür insanlar. Roma kemerleri gibi bir kemerin üstünden geçmeleri Roma'nın bir günde inşa edilmediğini ve medeniyetin ellerle kurulabileceğini yansıtıyor. Sol üst köşeden sevgiyi uzatan kadın dört meleği bir araya getiriyor. Eril gücün peşinde olan erkeğin artık bunu umursamadığını ondan kurtulduğunu ve yeni kurulan "ileri dünya düzenin" de derdin penislerde değil insanlıkta olduğu durumu aktarılıyor. Eskiden sadece onu kaldırıp onu yücelten kişi kadının elindeki sevgiyle bundan vazgeçiyor. Ve görevlerini yerine getiren melekler yer yüzüne inip insan olarak yaşamaya devam ediyorlar. Yıkımı gerçekleştiren bireyler yönetilmeden kendi iradeleri ile çarklarla zamanın kıymetini anlayıp bunu telafi ediyorlar ve dayanışma yeniden ortaya çıkıyor. Bu olduğunda egemen gücün gözlerinin açılması gerekecek esas onun uyanması gerekecek eleştirisi yapılıyor. Ama o da zamanla gözlerini yitiriyor ve bu gücün karşısında daha fazla dayanamayıp dönüp arkasını gidiyor. Aslında bunu yapmak için pek masum olmamak gerekiyor ya o nedenle beyaz çiçeği bırakıyorlar ve sevgiyi yüceleştirmek adına elden ele veriyorlar. Kelebek yani hayatta çırpınan insan zamanı ele geçirerek sonsuz yaşamı elde ediyor ve ölüyor. Uyanılması gereken durum bunun imkansızlığı diyor.
error_outline