Sílení (2005)Lunacy

Film; yönetmenin akıl hastanelerindeki idare şekillerine değinen çarpıcı bir proloğu ile başlıyor. Jan Svankmajer'e göre içinde yaşadığımız yerde veya toplumda ya tamamen iktidarın kurallarına uyulmalı ya da kendi hürriyetini seçmeli. Birey hangisini seçerse seçsin üzerine düşeni yapması gereken muhakkak bir mesuliyeti vardır. Aslında yönetmen uygarlık eleştirisi merceğinde 'deliliği' o kadar manyak deli alegorik bir anlatımla tasvir etmiş ki her ne kadar 'sanat filmi değil' dese de izleyicisini mest etmeyi başarmış. Edgar Allan Poe ve Marquis de Sade üzerinden totalitarizm ve mutlak özgürlüğe metaforik bir bakış atan felsefik filmlerin hası. Aralara serpiştirilmiş izleyeni etten soğutacak stop motion sahneleri sebebiyle belki herkese hitap etmeyebilir ama yine de göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.