Naif ve sakin... Sessizce yasanilan, ki bu sessizlik oldukca yogun, beklentisiz bir ask hikayesi. Ben sevdim. Siyah beyaz olmasi ve sonbaharda cekilmesi basli basina yaz gununde huzne bogar. Oyle de depresif bir ask. Yerli sinemamizin guzel bir yapimi, tavsiye edilir.
sinemada 'öyküleme'den daha önemli olan 'anlatım'ın nasıl kullanıldığıdır (narration>narrative).filmde de böyle güzel bir sahne mevcut. yönetmen, sevgilileri kış günü; soyunma kabinlerinin, duşakabinlerin, şezlongların olduğu bir plajda gezdirir. aralarında herhangi bir diyalog gerçekleşmez. yalnızca yürürler; yazdan kalma, yaza ait 'hayat belirtileri' içinde...anlarız ki (hikayenin seyri içinde elbette) bu aşk sürmeyecektir, kış günü plajda gezmek gibi zamansızdır aşkları.
sahnelerden birinde meral ilter elinde "sevişme yolu (ars amatoria - aşk sanatı)" adlı bi kitapla uzanmış düşünüyor.. filmin üzerine bu kitabı okursanız iyi gidiyor :) en azından o esnada meral hanımın ne düşündüğüne dair bi ipucu diyebiliriz..
az insan, cokca muzik, uzun uzun sahneler, bolca yagmur, bi resimle baslayip aslina varan bir garip aşk.. eski turk filmi diyince sonunun boyle olmasini da beklemiyodum gercekten. uc yil once niyetlendim bugune nasipmis :D ayrica bu videoyu paylasip filmden haberdar olmami saglayan arkadasa da tesekkurler. http://m.youtube.com/watch?v=iOlx_3OetHM
"İnsanların gerçekten aşık olamayacaklarını sanırdım. Senin resmime olan tutkun bütün inançlarımı yıktı, ben de sana aşık oldum." Zamanının çok çok ötesinde kıymeti bilinememiş bir film.
1963 yılında Scorsese 'nin kısa filmi Erksan buradan ilham almış olabilir mi?
Senin resmime olan tutkun bütün inançlarımı yıktı, ben de sana aşık oldum."
Zamanının çok çok ötesinde kıymeti bilinememiş bir film.