Sağda solda her yerde methini duyunca izleme gafletinde bulundum. Aşkı ele alışı sıradışı olmuş evet, ancak işleniş biraz sıkıntılı sanki. Ağır ilerliyor, buhranlı bir atmosfer var. Daha dolu olabilirdi diye düşünüyorum. Pek tatmin etmedi beni.
Ben sevdim. Kendimi her iki kadının yerine koydugumda taşlar cuk diye yerine oturdu. Kafam da karışmadı. İki kişinin bir araya gelmesi, özellikle aşkla işte bu kadar zor. Gelgitler, yanlış kararlar, hayal kırıklıkları işin sadece küçük bir kısmı. Aşkın böyle işlenmesi hoşuma gitti nedense. Müzikler de oldukça güzeldi.
Çok eksik bir film.Böylesine ilginç ve güzel bir konuyu bu şekilde işlemek filmi sıkıcı ve yorucu hale getirmiş.Şu cümle tüm filmin özeti gibi: Seninleyken '' kelimeler yok'', elveda..
Bu film yordu beni, hırs yapıp 2 kez izledim; ikincisinde daha bir yordu.Filmi izledikten sonra kendi kendime oturup taslak çıkartarak anlamaya çalıştım, ancak tam bir sonuca ulaşamadım.. sanırım sonuca ulaşmaktan çok anlatımdaki güzelliğe takıldım ben ya,yine de hala aklımı kurcalıyor. Geneline ilişkin bir şey söyleyemeyecek kadar kafam karıştı ama bu karışıklık ayrı bir mükemmeldi. Siz siz olun filmi anlamaya çalışmayın bence..
Öncelikle filmi kesinlikle sakin bir kafayla izlemenizi tavsiye ederim.Çok güzel ayrıntılarla doldurulmuş bir kurgusu var ve işlenişi,anlatım dili ise çok farklı.Sonunda herşeyin açıklandığı filmlerden değil izleyicinin yorumuna bırakılan düşünülmesi istenen özgün bi senaryosu var.Aşka farklı bi bakış açısı getirilmiş.Seçimler,tereddütler..Kesinlikle basit bir dram yada basit bir aşk filmi değil.
Film bittiğinde kısa kalmıış dedim. Sonradan bir kısa filmden ilhamla çekilmiş olduğunu öğrendim. Aşk üzerine bir film. Çok yorum okudum ve çoğu yorumda insanları etkilediğini gördüm. Film ilginç bir kurguya sahip. Kötü bir kurgu diyemem. Benim naçizane fikrim, biraz acemice. Aşk çok hassas bir konu. Hem edebiyat, hem sinema olarak anlatılması en karmaşık duygu. Karşıda beğenmek isteyen bir seyirci var. Çoğu seyirci bir sanat yapıtını bitirdiği zaman, kendinde bir duygu patlaması yapmasını ister ya da ben öyleyim; bu patlamayı yaşayamadım. Belki farklı bir yönetmenin elinden çıksa yaşatırdı. Aşkı anlatırken, alt mevzular; ölüm, çaresizlik, hayatın içindeki kayboluş, yitmişlik gibi duygularında beraber anltılmasını bekliyorum. Aşk filmleri benim için ya çok klişe, ya çok arabesk, ya çok romantik, ya da sıradan oluyor. Bu film arada kalmış. Kieslowski gibi bir yönetmen bu filme ekleyeceği tahmin edelemeyecek bir sonla, tüm mekanı da ekleyerek derinşetireceği bir senaryo ile, Trier gibi bir yönetmen bitmeyen sembollerle, Haneke gibi bir yönetmen tamemen bilinç altımızı işin içine katarak, Woddy Allen gibi bir yönetmen, belki espirili, belki Yunan Trajedisine yakışır bir sonla- bu arada filmde Yunan mitolojisine bir gönderme var orpheus ve eurydice'nin hikayesi- Bertolucci tamamen sanatsal, sadece bir kareyle benim istetiğim duygu patlamasını verebilirdi. Çok uzattım. Film kötü değil; daha iyi olabilirdi diyerek özetlemeliyim :)
Bu film yordu beni, hırs yapıp 2 kez izledim; ikincisinde daha bir yordu.Filmi izledikten sonra kendi kendime oturup taslak çıkartarak anlamaya çalıştım, ancak tam bir sonuca ulaşamadım.. sanırım sonuca ulaşmaktan çok anlatımdaki güzelliğe takıldım ben ya,yine de hala aklımı kurcalıyor.
Geneline ilişkin bir şey söyleyemeyecek kadar kafam karıştı ama bu karışıklık ayrı bir mükemmeldi. Siz siz olun filmi anlamaya çalışmayın bence..