Steampunk ya da dieselpunk evreninde geçen, fazla abartılmış gibi gelen (sanki), ilk 10 dk. izlerken senaryoya kendimce yorum yaptığım, aşırı derecede güzel devam edeceğine zannederken birden filmin Frankenstein'a bağlanıp, bol cinsel içeriklerle sıkıcı olan film.
Yorgos Lanthimos müzikleri , çekim açıları , mekanları , ve eksantrik seneryoları ile zevk mi alıyorum acı mı çekiyorum arası bir his bırakan filmlerine devam ediyordu. 10/8 Emma bence oscarı alacak.
İçinde ışık taşıyan karanlık bir film. İlk dakikalarda filme girmem zor olsa da ikinci çeyrekte beni aldı. İlginç bir yapım olmuş kendi adıma izlediğim için mutluyum ama kesinlikle herkes izlesin diyemem. Mark Ruffalo'yu baya beğendim.
Vizyona neden geç girildiği merak edilen, Yorgos imzalı bir film.İlgi çeken farklı konusuyla başarılı bir yapım olmuş.Oyunculuk ve kostüm başarılı7.9
Kadınların sorunlarına el atılıp değinilmesi farklı bir tarz ortaya çıkmış.Evet 18 + Cesur sahneler var.Filmin parçası diyelim.Finaldeki keçimiz çok iyi
Mükemmeldi :D Bence günümüzde halen devam eden saçma ataerkil sisteme güzel bir eleştiriydi. Bir kadının kendini keşfetme macerası olarak izledim, karanlık atmosfere serpiştirilen mükemmel renklere bayıldım, beni tek rahatsız eden şey, o lanet petzval lens çekim açısı, anksiyetimi artırıyor :D Oyunculuklar mukemmeldi, bir dans sahnesi abartilacaksa o da Bella ile Duncan'ın mükemmel şahsına münhasır dansıdır 10/10
Bu yönetmenin filmlerini bir türlü sevemiyorum. Yine iyi bir fikir ama anlatım yöntemi kötü. Fikir de frankenstein hikayesi o da zaten defalarca yapılmış. Görsellik anlamında farklılıklar katılmış filme hangi çağ, hangi zaman anlamıyorsunuz bunu başarılı buldum ama o kadar. Fazlaca cinsellik içeren sahnelerin ne hikayeye ne de senaryoya bir katkısı var. Oyunculuk yine Willem Dafoe dışında ortalama. Fazlaca poh pohlanmış fazlaca abartılmış bir yapım. Umarım sırf cesur sahneleri var diye Emma ya ödül vermezler. Zira çok daha iyi oyunculuklara ayıp edilmiş olur. 6/10
Favori yönetmenlerimden Yorgos Lanthimos hafriyat kamyonu filmi çekse izlerim :) Filmi beğendim ama favori filmlerimin arasında yer aldığını söyleyemeyeceğim. Denenmiş özgün bir hikâye, sınırsız imgeleriyle yoran, tartışılacak güzel noktalarda bırakan tuhaflıklar silsilesiyle, görsel bir şölen ve kendi tuhaf dünyasında cesur bir film ortaya koymuş.
Açıkcası beklentim nedense yükselmedi gördüğüm onca övgüye rağmen bu filme. Yanılmamışım da düşük beklentimi bile karşılamadı çünkü izlediğim şey. Farklı bir konu evet farklı karakterler farklı renkler farklı çekimler kendince hoşluklar barındırıyor. Bence mükemmel bir oyunculuk yok ama başarılı diyebilirim en yüksek beklentim bu alandaydı ama karşılandığını söyleyemicem yine. Filme dair yapılabilecek en büyü kyorum bence cesur olduğu. Onun haricinde zaman zaman merak uyandırsa da genel olarak fazla cinselliğe boğulmuş fazlaca sanatsal olma çabası güden bir film. Çekimler bazı anlarda güzel gelse de bazı anlarda iç karartıcı ve sıkıcıydı. Renk kullanımları da keza bazı sahnelerde güzel olsa da bazı sahneler bir çizgi film edasında kalıyor. Genel olarak ortalamayı yakalamaya yakın ama ona da yanaşamamış bir film diyebilirim.
Filmde belirli bir zaman belirlemek çok güç, victorian, gothic, kimi zaman eşitsizliklerle dolu ataerkil ''modern'' dönemler arasında bir geçiş görüyoruz. Resmen Yorgos bizi bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Filmde Frankenstein' in yıkıcı etkilerini görmekte mümkün Bella'nın kendisinin yaratıcısı olarak gördüğü babasına 'tanrı' diye seslenmesi ve yaratıcısı dahi doktorumuzun yüzünde kendi babasının deneyinden kalma izleri görmemiz.. Bella'nın cinselliği keşfettiği anda kendi cinsel dürtülerinin peşinden gitmesi ancak tanıştığı her erkeğin tek isteğinin ilginç bir şekilde "sahiplenme" kompleksi taşıyor olması hiç yabancısı olmadığımız bir durum olsa gerek. Ardından Bella'nın gerçek acılarla dolu dünyayı keşfetmesi gecikmiyor. Tanıdığı ve bağ kurduğu insanların pek çoğu onu kullanmaktan geri kalmadı. Söylenecek çok şey var ama böyle karamsar noktalara takıldığıma bakmayın en çok güldüğüm Yorgos filmi oldu. Seneler boyunca aklımdan silinmeyecek o güzelim sahneler.. Kült bir film olmaya aday bir film yapmış Yorgos bey ve parantez açmam gerekirse bu projede Mark Ruffalo'yu tercih etmiş olması benim için artı bir durumdu ki o da yine jokerliğini kullanıp harika bir iş çıkarmış. Film çok başarılı yahu! Çooook konuşulması gereken şey var! ^.^
eksantrik seneryoları ile zevk mi alıyorum acı mı çekiyorum arası bir his bırakan filmlerine devam ediyordu. 10/8
Emma bence oscarı alacak.