Filmin anlatım tarzı olsun, konusu olsun bana hiç bir şekilde hitap etmediğini düşünüyorum ve bu yüzden beğenmedim. Kişiye göre farklılık gösterecektir. Beni etkilemedi.
Filmi izledikten sonra nefes almakta fayda var :) Film sizi iki sonuca itiyor ya bu film ne anlattı? sorusunu soruyorsunuz kendinize ya da Darren Aronofsky'nin çaldığı enstrümanın ezgilerine bırakıyorsunuz kendinizi. Anlaşılması güç bir film olmakla beraber her bünyede farklı yorumlamalara da gebe olacaktır elbet. '' Matematik doğanın dilidir. Etrafımızdaki her şey sayılarla tanımlanabilir ve anlamlandırılabilir.Herhangi bir sistemdeki sayıları grafikte gösterirseniz, şekiller ortaya çıkar. Bu nedenle doğada her yerde şekiller vardır. Kanıt: Salgın hastalıkların dönüşü, güneş lekeleri, Nil’in yükselmesi, bazı hayvan soylarının tükenmesi. '' sözleriyle bize göz kırpan film, Benlik arayışında olan Max Cohen'nin her şey bilinebilir savından, bilmiyorum'a geçişinin anlatılış öyküsü. Karamsar havayı yansıtabilmek için siyah beyaz kullanımı çok iyi olmuş. Tabi bir de bu soundtracklar için Clint Mansell'e saygılar.
Pekala. Film boyunca hiçbir şey anlamıyorsunuz arkadaşlar. Bu anlamadığımız gizemin içinde bulunmak bile farklı hissettiriyor.ama bazen saçma olduğunu düşünmenizi de engellemiyor tabi.
neden olduğunu anlamadığımız bir sayı peşinde bir ton adam.. Aramızda anlayan matematikçi varsa buraya davet ediyorum :)
bişey anladıysam arap olayım :)) aslında işin doğrusu hani bilmediğin dilde bi film izlersin de olayı kavrarsın ama söylenen hiçbirşeyi anlamazsın ya o hesap işte :) ama anlamamana rağmen garip bi şekilde filmi seviyosun, kendimi aval aval adamın oyunculuğunu izlemekten alıkoyamadım, ve son olarak edebiyatın gözünü seveyim :))
matematikten kesinlikle anlamayan bir insan olarak sabahın bilmem kaçında çılgınlar gibi düşünmeye esir eden bir film aah sanırım bir kaç şey öğrenmeli ve sonra tekrar tekrar izlemeliyim inanın tek kelimesini anlamadım film güzel ilerliyo akıcı kısa ilgi çekici kafa karıştırıcı duygu bulandırıcı ve cok yanlız siyah beyaz olması filme bir hoşluk katmış onun dısında delirmece izlenir mi izlenirrr... :)
Siyah-beyaz çekilmiş olması ve müzikleri bambaşka bir atmosfere götürüyor filmi. Fazlasıyla sayı takıntısı, Pisagor, Kabala, Tevrat vs.vs. Temalar üzerinden gidildiğinde karmaşık bir felsefeye ilerliyor baş kahraman. Deliliğin sınırı da diyebiliriz. Herkesin seveceği tarzda değil. Ben etkileyici buldum. Sahne geçişlerinde biraz ürktüm. ^^
''Bilmiyorum'' kelimesi filmin tamamına hakim bence :D
Film özet olarakher şeyi bilmeye çalışan bir adamın bilmiyorum diyen bir kişiye dönüşmesini anlatan bir film bence.Aynı zamanda bir tür bilim eleştirisi
Filmin anlatmak istediğini anladım fakat şunu belirtmeliyim ki filmde o kadar fazla ayrıntı ve sembolizm var ki her şeyi anlamak çok zorlaşıyor.
Ama benim anladığım kadarıyla tüm karakterler aslında Max' in beyni tarafından bastırılmış kişilikler. Marcy paragöz ve borsayı çözmeye çalışan, Lenny ve Rabbi Cohen Tanrı'yı bulmaya çalışan ve Devi' de cinsel bir kişiliğin bastırılmış hali.
Aronofsky'nin hem ilk uzun metraj filmi olması açısından hem de senaryosu açısından harika bir film. Filmin siyah beyaz olması Amerikan Film Noir ve Alman Dışavurumculuk akımlarıyla benzerlik gösterse de Pi'nin renksizliği konusundaki gerilimi ve gizemi arttırmak için kullanıldığını düşünüyorum. Konusu evrendeki her şeyi ve sırrı sayı ve şekillerle yani matematikle açıklamaya çalışan Max karakteri üzerinde yaşanıyor. Max evreni sayı ve şekillerle açıklama amacında ısrar ederken sürekli görüştüğü Sol Robeson ona bunun bir takıntı olduğunu yaptığı şeyin numerolojistlik olduğunu söylese de Max vazgeçmiyor. Tabi bir de Max'in dehasının peşinde olan para babaları ve hep sır ve gizemle uğraşan kurtuluşa ermeye çalışan bir Yahudi cemaati var. Sağlam bir film izleyicisi değilseniz ve matematikten nefret ediyorsanız bu film hiç de size göre değil. :)
98 yapımı ama aronofsky siyah beyaz çekmeyi yeğlemiş. içine kapanık dahi bir matematikçinin; üzerinden geçinmeye çalışan büyük şirket kodamanları, aşırı uçta yahudi cemaatinden kurtulma mücadelesini anlatıyor.
'' Matematik doğanın dilidir. Etrafımızdaki her şey sayılarla tanımlanabilir ve anlamlandırılabilir.Herhangi bir sistemdeki sayıları grafikte gösterirseniz, şekiller ortaya çıkar. Bu nedenle doğada her yerde şekiller vardır. Kanıt: Salgın hastalıkların dönüşü, güneş lekeleri, Nil’in yükselmesi, bazı hayvan soylarının tükenmesi. '' sözleriyle bize göz kırpan film, Benlik arayışında olan Max Cohen'nin her şey bilinebilir savından, bilmiyorum'a geçişinin anlatılış öyküsü. Karamsar havayı yansıtabilmek için siyah beyaz kullanımı çok iyi olmuş. Tabi bir de bu soundtracklar için Clint Mansell'e saygılar.
Konusu evrendeki her şeyi ve sırrı sayı ve şekillerle yani matematikle açıklamaya çalışan Max karakteri üzerinde yaşanıyor. Max evreni sayı ve şekillerle açıklama amacında ısrar ederken sürekli görüştüğü Sol Robeson ona bunun bir takıntı olduğunu yaptığı şeyin numerolojistlik olduğunu söylese de Max vazgeçmiyor. Tabi bir de Max'in dehasının peşinde olan para babaları ve hep sır ve gizemle uğraşan kurtuluşa ermeye çalışan bir Yahudi cemaati var.
Sağlam bir film izleyicisi değilseniz ve matematikten nefret ediyorsanız bu film hiç de size göre değil. :)