Toplum istiyor diye ne çok yanlışa çekiliyoruz,toplumsal baskı maskelerimizi çoğaltıyor,'özümüzdeki biz,'i yok ediyor fark etmeden,susmak tamamen susmak güzel bir başkaldırı...film beni sarstı bir süre kendimr gelemedim ...
"içimizde taşıdığımız bu kaygılar, umutsuz düşlerimiz, açıklanamaz zulüm, yok olma korkumuz, dünyevi koşullarımızın farkına varmış olmamız, selamet umudumuzu daha belirginleştiriyor. inancımız ve kuşkularımız karanlığa karşı sessiz bir çığlık ve sessizlik terk edilmişliğimizin en müthiş kanıtı."
Hakikaten düşündürücü.Yıl 1966 ve böyle bir film.Filmin adı o kadar filmi net ortaya çıkarmış ki başka bir mesaj aramıyorsunuz zaten.Bu Nordik ülkelerinin kafa gerçekten muazzam :)
Çok ağır ilerleyen ama filmin vermek istediği mesajı bilerek izleyince sıkılmadan sorgulayarak,kendimizle yüzleştirerek izletiyor.Anlamı kuvvetli ders niteliğinde bir film.Mükemmel senaryosuyla tokatlıyor.Kesinlikle herkesin izlenilenler listesinde olması gerektiğini düşünüyorum.Efsane ve unutulmaz film listeme atıyorum :)
Bergman'ın izlediğim ilk filmiydi baba sen neymişsin ya saygıyla eğiliyorum kesinlikle çok farklı bir film insanı düşünmeye zorlayan her film baştacımdır bu da öyle oldu
..gerçek nedir ve kişi ne zaman gerçeği söylemelidir? cevabı o denli güç geldi ki sonunda gerçekliğin tek biçiminin sessizlik olduğunu düşündüm. sonunda, bir adım daha ileri giderek, bunun da bir rol, bir cins maske olduğunu keşfettim. ihtiyaç duyulan şey bir adım ötesini bulmaktır. -bergman bu film için bir kez izlemek yetmez, iki kez üç kez. yetmez çünkü tümüyle kavramaya, sindirmeye. ruhun kullanma klavuzu, karmaşık, karanlık tablosu, her bir kelimesi diken kitabı.
İnsanın dünyadaki kirlilik ve vahşetten, toplumsal rollerinden (burda özellikle kadın rolleri üzerinde durulmuş) ve hatta ''kendim'' diye nitelendirdiği her şeyden uzaklaşma ve tamamen arınma isteğinin simgesel anlatımına hayran kalmamak elde değil.Ayrıca kendinden kurtulmanın yolunun bir başkası olmaktan geçmediğini, bir başkasının da kendinden kurtulmak isteyen bir canlı olabileceğini ve eninde sonunda herkesin kendi rolüne geri dönmek zorunda kalacağını da düşündürüyor insana.Bunu da çok başarılı bir şekilde yapıyor.Carl Jung'ın deyimiyle ''gölge''den gerçekten kurtulmak mümkün olabilir mi ya da gölge yönlerimiz kendimizi dönüştürmek için birer armağan olabilir mi sorularını da beraberinde getiriyor.Ayrıca Elisabeth'in televizyondaki dehşet görüntülerini izlerkenki hali ve filmin açılışında arka arkaya verilen küçük sahneler aslında filmin bütününde anlatılmak istenen her şeyin birer özeti gibi.Bence bu film öyle zengin unsurlar içeriyor ki her izleyen kendi bakış açısına göre bir şeyler keşfedebilir.İzlenmeli..
“Benim anlamadığımı mı sanıyorsun? Var olmak denilen o umutsuz düşü… Olur gibi görünmek değil, var olmak. Her an bilinçli, tetikte… Aynı zamanda başkalarının huzurundaki varlığınla kendi içindeki varlık arasındaki o yarılma… Baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık… Ele geçirilmek, eksiltilmek ve hatta belki de yok edilmek… Her kelime yalan… Her jest sahte… Her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi… İntihar etmek? Hayır. Fazlasıyla iğrenç… İnsan yapamaz ama hareketsiz kalabilir, susabilir. Hiç değilse o zaman yalan söylemez. Perdelerini indirip, içine dönebilir. O zaman rol yapmaya gerek kalmaz, bir kaç farklı yüz taşımaya ya da sahte jestlere. Böyle olduğuna inanır insan. Ama gördüğün gibi gerçeklik bizimle dalga geçer. Sığınağın yeterince sağlam değil. Her tarafından yaşam parçaları sızıyor ve tepki vermeye zorlanıyorsun. Kimse gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulamıyor. Kimse sen gerçek misin yoksa yalan mısın demiyor. Bu sorunun yalnızca tiyatroda bir önemi olabilir. Belki orada bile değil. Seni anlıyorum Elisabeth, susmanı anlıyorum. Hareket etmemeni anlıyorum. İsteksizliğini fantastik bir sisteme bağlamışsın. Anlıyor ve hayranlık duyuyorum. Bitene kadar bu oyunu oynamalısın. Ancak o zaman bırakabilirsin. Tıpkı diğer rollerini bıraktığın gibi bunu da yavaş yavaş bırakırsın..''
bu film için bir kez izlemek yetmez, iki kez üç kez. yetmez çünkü tümüyle kavramaya, sindirmeye. ruhun kullanma klavuzu, karmaşık, karanlık tablosu, her bir kelimesi diken kitabı.