Paterson (2016)

Beğendim fakat diğer yorumlara nazaran film bana kasvetli geldi. Çünkü

Yolda karşılaştığı minik bir kız çocuğunun şiirini eşine okuduğunda ne kadar da seninkine benziyor demesi aslında Paterson'ın ne kadar orjinallikten uzak olduğuna vurgu yapıyor. Her yerde karşımıza çıkan ikizler de buna bir gönderme. Taklit bir hayatı yaşıyor herkes tutkuları uğruna. Rol yapıyor(Everett), yalan söylüyor(doc.), bin yıllık klişelere bel bağlıyor(Laura) vesaire. Film içinde umut veren tek şey son sahnedeki "ah ha"dır. Çünkü Paterson da benimle aynı düşünce de olacak ki vasatlığını kabul edip şairliğini inkar ediyor fakat şiirden anlayan birinden şair olduğunu gizleyemiyor. Herşeye katlandığı gibi birikiminin yok olmasına göz yuman Paterson yeniden başlamak için bir motivasyon buluyor. "Çünkü boş bir sayfa sonsuz olasılık barındırır."

Spoilerı göster

o kadar güzelsin ki

Dinlendirici, sakinleştirici filmlere ihtiyaç var şiir okur gibi miss miss ?

Her film içinde yoğun olaylar örgüsüyle yazılmak zorunda değil.. Gerçekçiliğin yanında sadelik ve kapalı bir dram. Kendimi yakın hissettiğim filmlerden biri.

Sadeliğin içinde küçük hareketlerle; kısır döngü.

Çok durağandı

Hem sevdim hem çok rahatsız oldum ben bu filmden. Karakterlerin karakter olduğunu hiç hissetmedim sanki gerçekten böyle bir çiftçimiz var ve onların 7 gününü izliyoruz. İnanılmaz doğal.. Öte yandan bu minnoş çiftçimiz beni çok rahatsız etti. Paterson'un rahatsız olmadığı -bence dışa vurmadığı- bütün her şey benim içimde büyüdü film boyunca. Sevgiden çok katlanmak gördüm ben paterson'da. Belki de ben öyle görmek istedim, bilmiyorum.

yalnız çok güzel uyuyorlar :)

zamanın yavaş geçtiğini hissettiren bir film, bir o kadar sade. new jersey eyaleti, paterson kentinde yürüsem paterson çiftine karşılaşabilecekmiş gibi gerçekçi bir yaşamın bir haftalık kesitini seyrediyordum. şiire olan hayranlığı, sevgili laura'sı.. kısacası paterson güzellemesi, olarak hafızamda kalacak.

spoilerimsi bir seyler icerir. filmi izledikten sonra olusan siir yazma istegim mi desem, o derin bakisli kopegi kucaklama istegimi desem, siyah beyaz dunyalari renklendirme istegimi desem, kurtaricilarimizin etrafta gezen bir tesaduf olabilmesi mi desem yoksa yasami hic beklentisiz yasayanlarin o paterson diyarinda sanatla ic ice takilip kalma istegimi desem. desem de desem.

uzundur izlemeyi erteleyip nihayet izledigim. ilk yorumum muzikleri sigur ros yapsa bu minimalist sanata yakisirdi oldu. daha da yazacaklarim var...

star wars ta driver a bi türlü ısınamamıştım ama bu filmle çok beğendim, bence kesinlikle bu tarz rollerin adamıymış. aksiyon sevenlerin sıkılacağı sadelikte ama türü sevenler için de biçilmiş kaftan. yaşadığı küçük evinde büyük hayalleri olan ve tekdüzelikten sıyrılmak için tek yapabildiği yeni yemekler deneyip evdeki eşyaları boyamak olan bir kadın, sürekli sızlanan bi iş arkadaşı, aynı bar, aynı insanlar, aynı muhabbetler ve bunların arasında sıradan bi hayat yaşayan şehriyle aynı isme sahip paterson.. tüm bu aynılığın sembolü olarak ikizleri bolca kullanmış jarmusch. paterson filmde şöyle diyor “bize küçükken üç boyut olduğu öğretildi; uzunluk, genişlik ve derinlik... sonra, dördüncü bir boyut daha olduğunu öğrendik; zaman.” peki patersonun hayatına sıkıcı derken bizler bunca zamanımızın içinde ne kadar boyutlu ve derinlikli yaşıyoruz ister istemez sorgulamaya başlıyoruz. aslında rutin sıkıcılık mı yoksa huzur ve güven mi? son olarak marvin'i canlandıran köpekten bahsetmeden edemiycem. sergilediği performansa hayran kaldım ama ne yazık ki nellie adındaki bu köpek cannes da palm dog ödülüne sonuna kadar hak ederek layık görülmüş fakat ödül töreninden birkaç ay önce vefat ederek ödülünü almaya gidememiş

İçimin kasvetini dağıttı karanlığını ışıttı valla.Nasıl duru nasıl berrak...Şiir ve sinemanın dansı gibi.Yeni izledim ya etkisinden kurtulamadım o yüzden mazur görün demek istediğim;bu fil bi harikaydı dostum'du.:)Tabii aksiyon inanılmaz mucizeler espriler bekleyenler için harika olmayacaktır bunu beklemeyin..Ben beklemeden izlediğim için bulduğumla mutlu oldum:)

"paterson'ın sekiz günü" gibi olmuş. tabi jim jarmusch farkıyla. köpek de dahil bütün karakterler başarılı.

Jim jarmusch yine döktürmüş